GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:29
Tarih:12.12.2020

MHP GRUBU ADINA SERMET ATAY (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçeleri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, ekranları başında bizleri izleyen yüce Türk halkını ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

İçişleri Bakanlığımız, devletimizin her noktasında, milletimizin bütün fertlerine, hayatın birçok alanında dokunduğu, hizmet ulaştırdığı, emniyetini, asayişini ve güvenliğini sağlamaktan tutun da günlük yaşamımızın her alanında hayatımızı kolaylaştıran düzenlemelerin ahenk içerisinde uygulanmasını sağlayan bir bakanlıktır. Öyle ki şehir içinde, şehirler arası yollarda trafiğin denetlenmesinde ve düzenlenmesinde, gece gündüz, bayram seyran, yaz kış demeden malımızın ve canımızın emniyeti için tedbirler alan, gençlerimizi, çocuklarımızı zehirlemek suretiyle kazanç elde etmeye çalışan uyuşturucu tacirlerine göz açtırmayan, şiddet mağduru çocuk, kadın, savunmasız insanlarımızın imdadına yetişen, şehirlerimizi terörizme esir etmeye çalışan teröristlerin hain eylem planlarını bertaraf eden kolluk güçlerimiz İçişleri Bakanlığımızın bünyesinde çalışmaktadır.

Merhamet toplumu olma özelliğini haiz ülkemiz, sınır komşumuz Suriye'de yaşanan insani krizler sırasında her türlü adımı atmaktan çekinmemiştir. Tüm dünyanın sessiz kaldığı, uzaktan izlediği insani krizlerde ülkemiz açık kapı politikası uygulayarak evsiz yurtsuz kalan Suriyelileri geçici koruma altına almıştır. Hâlihazırda 3,6 milyon Suriyelinin kendi ülkesinin ulusal korumasından yararlanmadığı için haklı sebeplerle ülkemizden koruma talep eden 320 bini aşkın yabancıyla dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda bulunmakta, taraflı tarafsız tüm dünyanın takdirini kazanmaktadır. Ülkemizin bu başarısı ve kendine özgü göç yönetimi inşasında başrol hiç kuşkusuz İçişleri Bakanlığı bünyesinde konumlanan Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne aittir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce bahsetmiş olduğumuz geçici koruma ve uluslararası koruma altında bulunan yabancıların, kayıt işlemlerinde, temel hak ve hizmetlere erişimleri konusunda sayısız faaliyette bulunan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, bunların yanı sıra düzensiz göç akımlarıyla da karşı karşıya bulunmaktadır. Düzensiz göçle mücadele kültüründe merhamet toplumu olma özelliğini kaybetmeyen ülkemizin aksine, Edirne Pazarkule sınırında yaşanan acı olaylar göstermiştir ki bulunduğu her ortamda bize insan hakları dersi vermeye çalışan Avrupa, belirli umutlarla sınırına gelen yabancılara karşı acımasızca davranmış, insanlık dışı birçok harekete başvurmuştur. Avrupa'nın bu tutumu karşısında ülkemiz, bize sığınan insanları yine yalnız bırakmadığı gibi, her türlü insani yardımı kendilerine sağlamıştır.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, düzensiz göçlerle olduğu gibi insan ticaretiyle de mücadele etmekte, ülkemizde bulunan yabancılar ile ev sahibi halkımız arasında uyum içerisinde yaşaması için her türlü tedbiri almaktadır. Bütün bunların yanı sıra KADES, GAMER, İZDES, Açık Kapı gibi bir çok projeyi hayatımıza sokan ve bunlarla yetinmeyip her zaman yeni projeler üretme arzusuyla işleri kolaylaştıracak olan İSDEM, HAYDİ, İRAP, En İyi Narkotik Polisi Anne ve daha bir çok yeni projeleri de hayata geçiren Bakanlık personelimize ve İçişleri Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz. Devletimize ve milletimize hizmet üretirken insanüstü bir gayret gösteren bu kahramanlarımız tabii ki övgüyü ve takdiri hak etmektedir.

Çok geniş bir alanda faaliyet gösteren Bakanlığımızın birtakım eksiklerinin de olması mümkündür. Bu eksikliklerin giderilmesi, vatandaşa kesintisiz hizmet edilebilmesi için cansiparane hizmet eden Bakanımız ve Bakanlık personelimiz, gerek salgın dönemindeki gayretleriyle, gerek deprem ve afetlerdeki mağduriyetlerin giderilmesi ve bahsettiğimiz hizmet alanlarındaki özverili hizmet anlayışıyla milletimizin gönlüne taht kurmuşlardır.

Yaşadığımız coğrafyada vekâlet savaşlarıyla kaosa sürüklenen ülkelerde devreye koyulan projeler yakın tarihimiz boyunca çeşitli dönemlerde ülkemizde uygulanmak istenmiştir. Bütün bunlar yaşanırken devletimiz alınması gereken tedbirleri belirlemiş ve İçişleri Bakanlığımız bu tedbirleri titizlikle uygulamıştır.

313.729 Emniyet personeli, 203.019 Jandarma personeli, 7.089 Sahil Güvenlik personeli, 55.609 güvenlik korucusuyla sahada bulunan iç güvenlik organizasyonları, güvenlik güçleri tarafından uyum içerisinde uygulanmakta devletimize karşı yurt içinden ve yurt dışından gelebilecek her türlü tehlikelere ve terörizme karşı bütün tedbirler eksiksiz alınmaktadır.

Terörle topyekûn mücadelede kararlılık ilkesinden taviz verilmemiş, ülkemizi bölme, istikrarsızlaştırma hedefiyle harekete geçen terör odaklarına karşı en güzel cevap sahada verilmiştir.

Nokta atışı operasyonlarla terör bileşenleri kaynağında yok edilmiş, alınan sosyal, ekonomik, idari tedbirlerle terörle mücadelede süreklilik sağlanmıştır. Kesintisiz operasyonlarla terörü kaynağında yok etme stratejisi benimsenmiş, böylece sürekli olarak alan hâkimiyeti sağlanmıştır. Savunmadan ziyade sürekli taarruz hâliyle kararlı bir şekilde terörle mücadeleye devam edilmiştir ve edilmeye devam edilmektedir. Buna bağlı olarak hareket alanı kısıtlanan teröristlerin maddi destekleri azalmış, lojistik destekleri kesilerek aktarım kapasiteleri daraltılmıştır.

2020yılı Kasım ayı itibarıyla 76 büyük, 307 orta çaplı, 99.202 kırsalda, 2.905 şehirlerde, toplam 102 bin 113 iç güvenlik operasyonuyla teröristler âdeta çembere alınmış, Türk devletinin demir yumruğuyla tanışmışlardır. Sınır ötesinde yapılan Pençe Harekâtları, içeride Kıran, Yıldırım ve Kapan Operasyonlarıyla desteklenmiş ve çok olumlu sonuçlar alınmıştır. PKK/PYD-YPG terör örgütü 2015 yılında 2.817 eylem gerçekleştirmişken yapılan bu özverili çalışmalar neticesinde, terörle topyekûn mücadele operasyonları neticesinde 2020 yılında bu rakam 287'ye kadar düşmüştür yani terör örgütünün eylem yapma kapasitesi yüzde 90 düşürülmüş bulunmaktadır. Yurt içi teröristlerin mevcudu 1 Temmuz 2016 itibarıyla 2.780 civarındayken 2020 Kasım ayı itibarıyla bu rakam 320'ye düşmüştür yani ortalama yurt içindeki terörist mevcudu yüzde 87 oranında azaltılmıştır. Yapılan çalışmalar ve terörle kararlı mücadeleyle inşallah, kısa zaman içerisinde PKK terör örgütünün yurt içinde kökü kazınacaktır. 2014 yılında 5.558 yeni katılım olan PKK terör örgütüne katılım 2020 Kasım ayı itibarıyla 52'de kalmıştır. Yapılan ikna çalışmaları sonucunda 2016 yılından bu yana 1.856 terörist terör örgütünden kaçarak devletimize sığınmıştır.

Ülkemizin güney ve doğu sınırlarında terörün yanı sıra kaçakçılık ve düzensiz göçün engellenmesine yönelik olarak İçişleri Bakanlığımızın sınır güvenliğine yardımcı olmak için başlattığı çalışmayla, Millî Savunma Bakanlığıyla beraber güvenlik duvarları inşa edilmeye başlanmış, elektronik sistemle desteklenen bu çalışmalar sayesinde sevindirici sonuçlar alınmıştır. Terörden mağdur olan vatandaşlarımızın maddi zararları karşılanmış, vatandaşımızın devlete olan güveni perçinlenmiştir.

Teröristlerle girişilen bu amansız mücadelede bazı idari tedbirler de alınmıştır. Devletin ve milletin kaynaklarını teröristlerin hizmetine sunmaya çalışan 3 büyükşehir, 5 il, 34 ilçe, 7 belde olmak üzere 49 belediye başkanı, 93 belediye meclis üyesi, 22 il genel meclis üyesi olmak üzere 115 belediye meclis üyesi ve 85 köy muhtarı Anayasa ve kanunların İçişleri Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde haklarında devam eden adli ve idari soruşturmalar kapsamında görevden uzaklaştırılmıştır. Bu idari tedbirler sonrasında teröre aktarılan 9,2 milyar TL tutarında kaynak, yatırım ve hizmetler için kullanılmış, ayrıca bu belediyelerinde4,5 milyar lira borcu ödenmiştir.

FETÖ'yle mücadelede hız kesilmemiş, Kasım 2020 itibarıyla toplamda 612.870 kişiye işlem yapılmış, 292.703 kişi gözaltına alınmış, 96.245 kişi tutuklanmıştır. Hâlen cezaevinde 25.655 kişi tutuklu bulunmaktadır, 25.048 FETÖ sanığı hâlen firari durumdadır.

DEAŞ terör örgütüne 2020 yılı içerisinde 1.135 operasyon yapılmış, 2.295 kişi gözaltına alınmış, 571 kişi tutuklanmıştır. Bu örgüt mensubu 262 teröristin 204'ü sağ, 58'i teslim olmak suretiyle etkisiz hâle getirilmiştir.

2020 yılı içerisinde, bu operasyonlarda ve terör saldırılarında 25 güvelik personelimiz ve 28 sivil vatandaşımız şehit olmuştur; hepsine Allah'tan rahmet diliyor, yaralanan 103 güvenlik personeline sağlık diliyor, minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.

Ancak bu faaliyetlerin yanı sıra dikkat çekmek istediğimiz bazı hususlar da bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle beraber İçişleri Bakanlığımıza bir kolluk gücü olarak bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı, birçok alanda hâlâ Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu esaslarına göre idare edilmektedir. Bu hususta yeni uyum yasalarının çıkarılması bir zaruret hâline gelmiştir. Şöyle ki: Jandarma ve Emniyet personeli, aynı görevi yapan kolluk gücü olma sıfatını taşımakla birlikte birçok alanda temel kanunların yanı sıra Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu'yla görev yapmaktadır. İdarede yeknesaklığı sağlamak adına Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu tekrar gözden geçirilmeli, Bakanlık bünyesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatıyla beraber Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığını da kapsama alacak şekilde "kolluk kuvvetleri vazife ve salahiyet kanunu"na dönüştürülmelidir.

Diğer yandan, güvenlik güçlerimizin idare esaslarındaki farklı kanuni düzenlemelerden kaynaklı sosyal ve mali haklar yönünden çeşitli eşitsizlikler ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki: Aynı görevi ifa eden Emniyet Genel Müdürlüğü polis teşkilatı ile Jandarma ve Sahil Güvenlik personelleri arasında benzer görevleri ifa eden muadil rütbeli personelin ücretleri yani maaşları kıyaslandığında eşitsizlikler hemen göze çarpmaktadır. Bu anlamda, yeni bir yasal düzenleme yapılarak tüm kolluk personeline "eşit işe eşit ücret" ilkesi gereği sosyal haklar ve ücret konusunda Emniyet teşkilatı açısından da aynı hakların verilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca, polis teşkilatımızın yıllardır beklediği 3600 ek gösterge konusunda adımların da bir an önce atılması kahraman Türk polisinin beklediği bir müjdedir.

Jandarma teşkilatımızda uzun yıllardır fedakârca görev yapan ve personel eksikliği sebebiyle çoğu zaman astsubayların görevini üstlenen uzman jandarmalarımızın eğitimde geçen sürelerinin -subay ve astsubaylarda olduğu gibi- hizmetten sayılması kanuni bir hak ve gerekliliktir. Jandarma teşkilatımızda bu haktan yararlanamayan tek zümre uzman jandarmalarımızdır, bu bir haksızlıktır. Bununla ilgili yasal düzenleme bir an önce yapılmalı, ayrıca uzman jandarmalarımız 3600 ek göstergeden faydalandırılmalıdır.

Yeni dünya düzeninde ileri teknolojilerle donatılan ordu ve güvenlik teşkilatları aynı zamanda donatıldıkları bu teknolojiyi kullanabilmek için organizasyonu sağlamak, personellerini de hızla profesyonelleştirme eğilimine girmiştir. Bu gerekliliği Bakanlığımız bünyesindeki Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanları da benimsemiş ve bu yönde ciddi adımlar atılmış, profesyonellikte yüzde 82 oranına ulaşılmıştır.

Burada, profesyonelleşmedeki en önemli kaynak, uzman erbaş ve sözleşmeli erlerden oluşmaktadır. Bu kahramanlarımızın, elbette ki vatan, millet ve mukaddesat uğruna bu mücadeleye gönüllü olarak atıldıkları açıktır. Ancak kahraman uzman çavuşlarımız geçimlerini de bu görevleri için ödenen ücretlerden sağlamaktadır.

Vatanın birliği ve bütünlüğü, devletimizin güvenliği için girişilen bu mücadelede ön saflarda bulunan ve vatan savunmasında en fazla şehit veren uzman çavuşlarımız, gelecek kaygısı yaşamamalıdır. Çocuklarını, eşlerini, anne ve babalarını geride bırakıp teröristlerle mücadele ederken en önde şahadete koşarak giden bu kahramanlarımızın her an işsiz kalma korkusuyla yaşamaları, emekli olsalar bile birlikte omuz omuza mücadele ettikleri subay ve astsubayların faydalandığı birçok sosyal ve mali haktan mahrum bırakılmaları hakkaniyete aykırı ve üzücü bir durumdur. Vatan müdafaasının sözleşmeye sığdırılamayacağı bilinmesi gereken bir husustur. Uzman erbaşlarımızın yani uzman çavuşlarımızın hakkı olan kadro bir an önce tahsis edilmeli, özlük hakları düzenlenmeli, hizmetinde bulundukları kurumların sosyal imkânlarından diğer personelle birlikte eşit bir şekilde bu kahramanlarımız da faydalandırılmalıdır.

Sözlerime son verirken vatan müdafaasında şehadete ermiş olan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, geride kalanlara ve milletimize baş sağlığı diliyor, bu uğurda yaralanarak gazi olan tüm vatan evlatlarına minnet ve şükranlarımı sunuyorum.

2021 yılı bütçesinin vatanımıza, milletimize, devletimize ve İçişleri Bakanlığımıza hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)