| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 5'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 12.12.2020 |
SERVET ÜNSAL (Ankara) - Sayın Başkan, sevgili milletvekili arkadaşlarım; Bakan arkadaşlar da burada, hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama 14'üncü yüzyılda yaşamış İbni Haldun'un bir toplumun çöküşüne yol açacak alametleriyle başlıyorum. Bir toplum nasıl çöküyormuş, İbni Haldun'dan dinleyelim. Dayanışma yok olursa, ülkenin kamplaşması olursa, üretim zayıflarsa, tüketim çılgınlığı artarsa, vergilerin arttığı görülürse, liyakat biterse, adalet yok olursa, gösteriş, riyakârlık ve yalakalık artarsa, yöneticilerde iblisane bir şekilde gurur ve kibir olursa, son olarak da umutlar kırılırsa o toplum çökmek üzeredir.
BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - CHP gibi.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - O zaman CHP yokmuş, olsaydı onu da söylerdi İbn-i Haldun. (CHP sıralarından "Dinle!" sesleri)
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu alametler size bir şeyleri hatırlatıyor mu bilmiyorum ama çok gergin bir ortamda süren bu toplantıda en son konuşmacı olarak hepinize sevgi, barış, dostluk, güzellik dolu günler diliyorum, bugünlerin olmamasını istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, tahammül sınırını herkes aşmış durumda ama Parlamento bunun yeri değildir. Hepiniz birbirinize tahammül etmek zorundasınız çünkü şu gördüğünüz tavan çökerse altında hepimiz kalırız, onun için demokrasiye ihtiyacımız var, o da hoşgörüden geçiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, arkadaşlar, şimdiden, bütçede hepinizin önüne bir belge geldi; ne diyor? "245 milyar açığımız var." Sene bitene kadar bu açık 345 milyarı bulur çünkü kasa boşaldı arkadaşlar, Merkez Bankasının net rezervi eksi 61 milyar dolar; eksi, eksi bu, artı değil. (CHP sıralarından alkışlar) Vatandaşın banka borcuna bakıyoruz, 830 milyar arkadaşlar! Bu ülke hepimizin. KOBİ'lerin banka borcu 865 milyar. Takipteki kredi miktarı arkadaşlar, takipteki, 300 milyarı buldu. Şimdi anlıyor musunuz vatandaşın durumunu? Siz iktidara...
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Yalan söylüyorsun!
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Yalan kimin söylediği belli.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Sen söylüyorsun!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, laf atmayalım.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Siz iktidara geldiğinizde -yalan mı bu- dolar 1,67'ydi.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Yalan!
BAŞKAN - Arkadaşlar, son konuşmacı, rica ediyorum, lütfen...
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Damat Bakan geldi, 8,5 lira oldu; bugün, dolar 8'lerde.
Evet, arkadaşlar, görüyor musunuz ekonomi ne hâle geldi? Şimdi, tabii, ekonomi size göre şaha kalktı.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Şaha kalktı.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Ama 1 trilyon 860 milyar borcu olan bir ülkede ekonomi ancak böyle şaha kalkar(!) (CHP sıralarından alkışlar) Ekonomi böyle şaha kalkar arkadaşlar(!) Yani birbirimizi kandırmayalım. Ama Hükûmet hâlâ "İsveç'ten güzeliz..." Dün, Sevgili Varank, Sanayi Bakanı dedi ki: "Almanya'yı çelik üretiminde geçtik." Hayret ya yani Almanya'yı geçmişiz, çok güzel, sevindim ama doğru olduğuna da inanmıyorum. Memlekete bakıyoruz, hepimiz toplumun içindeyiz, hepimiz Anadolu'dayız.
Arkadaşlar, işçi nasıl? Perişan. Esnaf nasıl? Perişan. Köylü nasıl? O da perişan. Çiftçinin traktörüne icra geliyor. Sağlık çalışanlarını bir doktor olarak söylüyorum, Aha, size sağlık çalışanlarının hâli! Evet, görün, hepinizin çocuğu da bunlardan biri. Görün arkadaşlar! (CHP sıralarından alkışlar) Sağlık çalışanları corona döneminde bu hâlde! Arkadaşlar, etmeyin ya! Ama ayıptır, günahtır! Bütün bunlar varken EYT'liler perişan, 3600 ek gösterge diyoruz, hâlâ ortada bir şey yok. Ayıptır, günahtır, yazıktır bu topluma. Elbette, ihtiyacı olana yardım edeceğiz, yardım edelim ama biraz kendi vatandaşlarımızı düşünelim arkadaşlar ya. Bizim ne işimiz var; bu kadar açımızın olduğu bir ülkede Tunus'a git, 5 milyon dolar ver, Somali'ye git, 3,5 milyon dolar IMF borcunu öde? Yahu, ayıptır, yazıktır! Bizim toplumun adamları, perişanları nerede? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sevgili arkadaşlar, bütçeye bakıyoruz, hepimizin içindeyiz işte. Hiç şeye gerek yok, eğitim için bir bütçe mi? Yok. Bütçenin içinde sağlık var mı? Sevgili Bakanımız burada.
BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) - Var, var.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Ona da geleceğim biraz sonra. Ana hatlarına bakıyorum, önce büyük resme bakıyorum, biraz sonra da sağlığa geleceğim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kalkınma var mı? Nerede kalkınma, nerede? Evet, halk için bir şey yapılıyor mu? Yapılıyorsa bu kadar perişanlık nerede arkadaşlar? Evet, konuşacak bir bütçe yok. Rahmetli Orhan Veli'yi hatırladım bu ara ya. Orhan Veli ne demiş biliyor musun, bu kadar perişanlığın olduğu bir yerde? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...
SERVET ÜNSAL (Devamla) - "Cep delik, cepken delik,
Kol delik, mintan delik,
Yen delik, kaftan delik,
Kevgir misin be mübarek!" (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Evet, bütçe kevgire dönmüş. Bu bütçe, yap-işlet-devret bütçesi. Bu bütçe patron bütçesi, rant bütçesi, talan bütçesi, yalan bütçesi, yandaş bütçesi; sevgili Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi "haramzade bütçesi" arkadaşlar.(AK PARTİ sıralarından "Yalan sensin!" sesleri)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Başkanım, teşekkür ediyorum. Az kaldı zaten.
Arkadaşlar, bütçede 180 milyarlık açık var mı? Var, hepiniz biliyorsunuz. Bu 180 milyarı şöyle bir gözünüzün önünden geçirin. Ülkede kaç kişi var? 83 milyon var. 180 milyarlık açığı, faizi yani faizi, 83 milyona böldüğümüzde adam başı, çoluk çocuk, günlük ne düşer biliyor musunuz?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ)- 3 bin lira düşer...
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Günlük 6 lira düşüyor. 5 kişilik bir ailede aylık 30 lira düşüyor, yıllık da 900 lira faizle para uçup gidiyor; biz de arkasından bakıyoruz, 180 milyar faiz.
Evet, arkadaşlar, bu ana fotoğrafı verdik -Sevgili Bakanımız da burada- biraz coronaya geçelim. Aylarca coronayla ilgili ben de burada konuşma yaptım, basın toplantıları da yaptım, medyaya da çıktım: Değerli arkadaşlarım, Sevgili Bakanımız burada, kendisine kim bilgi veriyor bilmiyorum ama ben, mezarlıklar müdürlüğünden on aydır ölü sayısını alıyorum, on aydır. İyi dinleyin; en doğru haber mezarlıktan alınır arkadaş, siz ne derseniz deyin!
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Ölüden al haberi, ölüden!
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Evet, size çok önemli bir şey söyleyeceğim! Bakın, bu belge, Sağlık Bakanlığımızın belgesi. Bilmiyorum, Sağlık Bakanımıza da vereceğim bu belgeyi. 9 Aralık 2020 arkadaşlar, iyileşen hasta sayısı, yapılan test sayısı; hepsi yazılı. Bir şey dikkatimi çekti, Sevgili Bakanım, herhâlde personelini uyarırsın; hasta sayısı 9 Aralıkta 558.517; 10 Aralığa geldik -bir gün sonra, bir gün sonra- arkadaşlar, bir gün sonra 1 milyon 718 bin 567.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Ünsal.
Tamamlayın sözlerinizi.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sayın Arkadaşlar, vaka sayısı ile hasta sayısı bu kadar artar mı?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Hasta farklı, vaka farklı.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Bir günde, bir, bir. Bir şey daha söylüyorum Sayın Bakanım.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Hasta ile vaka aynı şey değil.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Vaka o, vaka sayısı, vaka.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Vaka sayısı o.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Vereceğim onları.
11 Aralık 2020, değerli arkadaşlarım, iyileşen hasta sayısı 458.109.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Kimden, mezarlıktan mı aldın haberleri? Bilgileri mezarlıktan mı aldın?
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Arkadaşlar, bir gün sonra, 12 Aralıkta -herhâlde çok hastaları iyileştirmişiz- 1 milyon 581 bin 565 yani bir günde iyileşen hasta sayısı 1 milyonun üzerinde.
SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA - Sayın Doktorum, o tabloyu iyi okuyun, vaka sayısı...
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Vaka sayısı ile hasta sayısını karıştırma.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Vallahi, sizin Sevgili Bakanım... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, müsaade edin lütfen.
Ya, Sayın Bakanın söz talebi var, vereceğim şimdi kendisine yerinden, bir müsaade edin.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Vallahi sizin hocanız ne dedi biliyor musunuz? Bakırköy'de bir sağlık anıtı açılırken "Sevgili Bakan benim öğrencimdi, ben ona vaka sayısı ile hasta sayısını öğretmeyi öğretememişim." dedi. Vallahi onu da kendisi söylüyor Sayın Bakan, senin hocanın söylediğini söylüyorum, bir şey demiyorum. Eğer arkadaşlar, ilginç bir şey, düşünün...
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen, peki Adana sahra hastanesine ne diyorsun?
BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen müsaade edin.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Adana sahra hastanesi, güzellik merkezi, güzellik fuarı.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sen Elâzığlı, kapıya yakın otur, oradan çık! Sen kapıya yakın dur, burada ne işin var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, Sayın Ünsal, teşekkür ediyorum, sağ olun.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Aylardır, bakın, bugün bile değerli arkadaşlarım, sevgili kardeşlerim; mızrak çuvala sığmadı. Birden bire...
BAŞKAN - Sayın Ünsal, teşekkür ettim.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Tamam Başkanım, bir dakika süre istiyorum.
BAŞKAN - Verdim, verdim, çok verdim.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Vallahi, herkese on dakika süre verdiniz.
Buradan ayrılmıyorum.
BAŞKAN - Ama tamam, selamlama için açayım size bir dakika daha.
Buyurun.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sevgili arkadaşlar, son bir dakika.
Mızrak çuvala sığmayınca gerçekleri gizleyemedik; Avrupa'da 1'inci, dünyada 3'üncü olduk.
BAŞKAN - Selamlama için açtım efendim.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlarım, ölen sağlıkçıları şey yapıyorum arkadaşlar. 239 kişi bugüne kadar öldü, öldü; bunların 90'ı doktor. (CHP sıralarından alkışlar) Sevgili Bakanım, siz de karşı değilsiniz ama meslek hastalığı sayılması... Bunu niye yapmıyoruz, niye sayılmıyor?
BAŞKAN - Sayın Ünsal, bak, selamlayamayacaksınız biraz sonra.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hocam selamla, hocam!
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Zaten 90 kişi ya, 90'ın hepsini bir yandaş müteahhite vereceğiniz paradan bile şey yapabilirsiniz ya, etmeyin!
Sevgili arkadaşlar, sağlıkçıların hepsini rahmetle anıyorum. Personel sayısı yetersiz, 620 bin kişi, atama yapılsın. Sağlıkçılar çöküyor, tabii hepsi sıkıntılı. Atasözü hâline getirdiğim bir söz var, bunu buradan Sayın Bakanımıza söylüyorum: Şehir hastaneleri bir bataktır. Düşünün, 16 milyar 392 milyon lira şehir hastanelerine bu yıl para verilecek. Şehir hastaneleri sağlığa zararlıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim, Sayın Ünsal.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - En son şiirimi okuyayım, bitiyor.
BAŞKAN - Siz okuyun, kayıtlara geçer.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Bitti, bitti.
BAŞKAN - Okuyun siz.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sayın Başkan, bir şiir okuyup bitiriyorum.
BAŞKAN - Şiiri okuyun.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sözlerimi bitirirken...
BAŞKAN - Peki, açalım da şiir de kayıtlara girsin, zorlanmasın stenograflar. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
SERVET ÜNSAL (Devamla) - Sözlerimi bitirirken bir tavsiyem var halkımıza, Sevgili Sağlık Bakanım özellikle de sağlığı ilgilendiriyor: "Ey halkım, sana fetva verirken servet biriktirenleri değil, sağlık dağıtırken ölmeyi göze alanların önünde saygıyla eğileceksin." diyorum.
Hepinize beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)