| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 13.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliği yetiştiriniz, onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik mevkiine konduğu vakit, Türk milleti yükselecektir." sözünden hareketle millî eğitim istikbalin inşası, istiklalin güvencesidir. Millîlik binlerce yıllık devlet ve millet geleneğini ifade eder. Eğitim alanındaki millîlik milleti millet yapan değerlerin bütününe işaret eder. Eğitim politikamız, Türk milletine mensubiyetin gurur ve şuuruna sahip, manevi ve ahlaki değerlerimize bağlı, çağımızın bilimsel gerçeklerine açık, analiz eden, üreten, problem çözen, kültürlü, inançlı, toplumsal duyarlılığı olan nesiller yetiştirmek olmalıdır. Millî bir eğitimin gerçekleşmesi için çağımızın gereklerine uygun planlamalar yapılması ve bunların tatbik edilmesinin yanında, değerlerimizin yozlaşmasına karşı bu topraklarda ortaya çıkan bilginin, hikmetin rehber olarak öğretilmesi, genç kuşaklara aktarılması sağlanmalıdır. Çocuklarımızın manevi ve kültürel değerlerimizi özümsemesine yardımcı olacak millî içerikle zenginleştirilmiş yayın, film ve benzeri eğitim araç ve gereçlerin üretimi desteklenmeli ve kullanımı sağlanmalıdır. Türklüğün ve İslam'ın millî ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna, Hacı Bayram Veli ve Yunus Emre gibi önder şahsiyetlerin hayatı ve felsefesi ortaöğretimde seçmeli ders olarak okutulmalıdır. Manevi ve kültürel yozlaşmaya karşı Anadolu'da mayalanan bilgi ve hikmet genç kuşaklara aktarılmalıdır. Din kisvesi altında sapkın akımlara karşı çocuklarımızı korumak için Anadolu'nun irfanını öne çıkaran bir din eğitimi benimsenmelidir. Binlerce yıllık tarih, kültür, bilgi ve medeniyet birikimine sahip bu milletin elbette kendine özgü bir millî eğitim sistemini kurup işletmesi şarttır. Bu hepimizin omuzlarına yüklenmiş bir yüktür.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyayı saran Covid-19 salgınından en çok etkilenen alanlardan biri de eğitim olmuştur. Milyonlarca öğrenci, öğretmen ve aile bu süreçten yakından etkilenmiştir. Daha önce karşılaşılmamış olan böyle bir süreç eğitim sisteminde ileriye dönük yapısal birtakım düzenlemelerin yapılmasını da gerekli hâle getirmiştir. Bakanlığımızın salgın sürecinde ortaya koyduğu performans, almış olduğu önlemler, yürüttüğü kriz yönetimi takdire şayandır. Ayrıca bu süreçte büyük bir özveriyle filyasyon ekiplerinde ve vefa destek gruplarında görev alan, uzaktan eğitim sürecini başarıyla yürüten öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum. Covid-19 aşılanma programında öğretmenlerimizin öncelikli olarak değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
Millî bütçeden eğitime, imkânlar ölçüsünde, önemli bir pay ayırıyoruz. 2021 yılında 211,7 milyar TL'yle bütçe giderlerinin yüzde 15,7'si eğitime ayrılmıştır. Kuşkusuz bu payın daha da artırılması eğitimde kalitenin de artırılmasına katkı sunacaktır.
Saygıdeğer milletvekilleri, günümüzde 70 bin civarında okulumuzda, 1 milyonun üzerinde öğretmenle, yaklaşık 18 milyon öğrencimize eğitim öğretim verilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Millî Eğitim Bakanlığı tüm ülke nüfusunu ilgilendiren ve ülkemizin geleceğini şekillendiren bir Bakanlıktır. Bu kadar kapsamlı ve insan odaklı bir Bakanlığın sorunlarla karşı karşıya kalması elbette ki kaçınılmazdır. Ancak bu sorunların çözümü noktasında ivedilikle çalışmaların yapılması için milliyetçi gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu sorunların çözümünde Bakanlığımızın sonuna kadar yanında olup destek vereceğimizi belirtmek istiyorum.
Millî Eğitim Bakanlığımızın en büyük sorunlarından biri, ortaöğretimden yükseköğretime geçişteki yığılma ve sınav sistemidir. Gençlerimiz sınav karmaşasından kurtarılmalıdır. Gençlerimizin beceri, yetenek, eğilim ve arzuları istikametinde istediği fakültelere girebileceği bir yükseköğretim giriş sisteminin geliştirilmesi ertelenemez bir gerekliliktir. Üniversitelerin ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, araştırma yaparak bilim ve teknoloji üreten, toplumsal gelişmeye önderlik eden, bilimsel yönetmelerle meselelere çözüm üreten, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları hâline gelmesi esas olmalıdır.
Hâlihazırda 207 üniversitemizde 8 milyonun üzerinde öğrencimize 175 bin civarında öğretim elemanıyla eğitim verilmektedir.
Üniversitelerimize değinmişken ülkemizin Türk dünyasına açılan kapısı Iğdır'ımızda bulunan Iğdır Üniversitesiyle ilgili birkaç hususu dile getirmek istiyorum. Üniversitemizin ve şehrimizin hukuk fakültesi, tıp fakültesi, eğitim fakültesi, diş hekimliği fakültesi gibi, YÖK'te bekleyen talepleri var. Uluslararası bir üniversite konumunda olması gereken -bulunduğu konum itibarıyla diyorum bunu- üniversitemizin bu taleplerinin en kısa zamanda YÖK Başkanlığımız tarafından yerine getirilmesini bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, hepimizin üzerinde büyük emekleri bulunan cefakâr öğretmenlerimizin çözüme kavuşturulmasını bekledikleri önemli sorunları bulunmaktadır. Mevcut insan kaynağının en verimli şekilde değerlendirilmesi ve aidiyetin güçlendirilmesi için öğretmen ve idarecilerin hakları konusunda gerekli duyarlılık gösterilerek öğretmen ve okul yöneticilerinin atamaları ve çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri gibi hususları içeren öğretmenlik meslek kanununun bir an önce çıkarılması, öğretmenlerimizin toplumsal statüsünün mutlaka yükseltilmesi gerekmektedir. Bu kanun kapsamı içerisine öğretmenlerimizin, millî eğitim sistemimizin karşı karşıya kaldığı problemlerin giderilmesine yönelik çalışmalar mutlaka eklenmelidir.
Değerli milletvekilleri, öğretmenlerimizin en büyük sorunlarından bir tanesi de öğretmenlere şiddet konusudur. Yapılan araştırmalara göre maalesef öğretmenlerimizin yüzde 29,3'ü şiddete maruz kalıyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konunun çözümü noktasında ve yaptırımların artırılması için gerekli kanun teklifimizi Meclis Başkanlığımıza sunduk. Bu konunun, kanun teklifimizin bir an önce öne çıkarılması taraftarıyız. Yine, öğretmenlerimizin 3600 ek göstergeyle ilgili beklentileri var, bu konudaki düzenlemenin de bir an önce yapılmasını arzu ediyoruz. Bununla birlikte, her yıl eğitim öğretim yılı başında öğretmenlere ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneği iyileştirilmeli ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan MEB ve yükseköğretim personelinin tamamına ödenmelidir.
Değerli milletvekilleri, bizim her zaman söylediğimiz bir şey var: Öğretmenin ücretlisi, sözleşmelisi olmaz; öğretmen kadrolu olmalıdır. Öğretmenlik meslek kanunuyla birlikte bu konunun da mutlaka çözüme kavuşturulmasını beklemekteyiz. Atama bekleyen öğretmenlerimizin de atama sorunları gerekli planlamalar ve mevcut ihtiyaçlar doğrultusunda kademeli olarak giderilmelidir. Özellikle pandemi sürecinde oluşan öğrenme kayıplarının tespit ve telafi edilmesi nedeniyle ayrıca 2021 yılında -Sayıştayın da raporu var- 60 bin civarında öğretmen ataması yapılması uygun olacaktır.
Tayin ve terfi yer değiştirmelerinde liyakat, hakkaniyet ve adalet prensipleri esas alınmalıdır. Öğretmen kariyer basamakları yeniden düzenlenmeli, hizmet yılı ölçü alınarak on yılını doldurmuş öğretmenlerimiz uzman öğretmen, yirmi yılını doldurmuş öğretmenlerimiz başöğretmen olarak kabul edilmelidir. Öğretmenlere ve memurlara hiçbir kamu zararına meydan vermeyecek olan becayiş hakkı verilmelidir. İl içi ve özür grubu yer değiştirmeleri sıraya alınarak sıraya bağlı atamalar dönem dönem yapılmalıdır ve ayrıca zorunlu hizmet kapsamında elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerde görev yapan öğretmenlere zorunlu hizmet tazminatının verilmesi uygun olacaktır. Ve yine öğretmenlerimizin talebi, tüm öğretmenlerimizin maaş karşılığı ders saatleri on beş saat olarak eşitlenmelidir. Bunun dışında, 920 civarındaki mağdur ücretli öğretmenlerimizin mağduriyetleri giderilmeli, Millî Eğitim Bakanlığı ve diğer tüm kurumlardaki engelli memur kontenjanları da artırılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, coğrafi bilgi bir nevi yeryüzünün kullanma kılavuzudur. Coğrafya bilimi, insana yaşadığı çevreyi en ince ayrıntılarına göre tanıması ve ondan en doğru şekilde istifade edebilmesi için gerekli kılavuz bilgiyi sunmaktadır. Buradan hareketle, coğrafya bir bilim olarak değerlendirilip, okullarda coğrafya ders saatleri artırılarak zorunlu hâle getirilmeli, tüm konu içerikleri farklı branşlara dağıtılmadan coğrafya öğretmenleri tarafından verilmeli ve buna göre yeteri kadar coğrafya öğretmeni ataması yapılmalıdır.
Bunun yanı sıra, yine, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES) kapsamında görev yapan değerli öğretmenlerimizin bu proje bittikten sonraki genel durumları değerlendirilmeli ve bu öğretmenlerimiz mağdur olmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, denetimin olmadığı yerde, devletin koyduğu kuralların bazı kesimlerce ihlal edileceği kesindir. 120 bin civarında resmî ve özel kurumun 500 Bakanlık maarif müfettişiyle denetlenmesi mümkün değildir. Konunun ciddiyetine binaen, şahsa bağlı kadroyla illerde bekletilmekte olan 1.300 civarındaki maarif müfettişinin de ivedilikle Bakanlık maarif müfettişliği kadrosuna geçirilmesi şarttır.
Değerli milletvekilleri, yurt dışında okul öncesinden üniversiteye kadar örgün ve yaygın eğitim hizmeti vermek amacıyla kurulan ve kısa sürede bir eğitim markası hâline gelen Türkiye Maarif Vakfı, Türkiye'nin eğitimde ülke dışındaki bayrak taşıyıcısı olarak faaliyetlerini sürdürüyor. 2016'da faaliyetlerine başlayan vakıf, kurulduğu günden bugüne 104 ülkeyle resmî temas kurmuş, 52 ülkede temsilcilik açmıştır. 19 ülkedeki FETÖ/PDY iltisaklı 214 okul Maarif Vakfı tarafından devralınmıştır.
Türk eğitim sisteminin uluslararası alanda önemli görevini yerine getiren ve Türkiye'yi uluslararası eğitimde bir cazibe merkezi yapmayı hedefleyen Maarif Vakfı Başkanına ve tüm çalışanlarına, üstlenmiş oldukları bu görevlerde başarılar diliyor ve vermiş oldukları emeklerden dolayı teşekkür ediyorum.
Sözlerime son verirken, görevi başında şehit düşen Aybüke öğretmenimizi, Necmettin öğretmenimizi ve tüm şehit öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, 2021 yılı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)