GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:31
Tarih:14.12.2020

CHP GRUBU ADINA AYDIN ÖZER (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dün akşam saatlerinde, İzmir ve Antalya'nın ilçelerinde aşırı yağıştan dolayı meydana gelen sel ve su baskınlarından zarar gören çiftçilerimize ve vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun diliyorum.

Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi için bu yönetime "Bu bütçede, üretimden ve üreticiden yana değil." demeye gerek yok. Politikası, üretim ve üreticiden yana değilken bütçesi nasıl olsun?

Değerli arkadaşlar, on sekiz yıl önce buğday üretimi 19,5 milyon tondu, bugün 20,5 milyon ton; aradaki fark 1 milyon ton. On sekiz yıl önce nüfus 65 milyondu, bugün 83 milyonu geçti; aradaki fark 18 milyon. Yani on sekiz yılda, nüfusumuz 18 milyon kişi artarken buğday üretimi sadece 1 milyon ton artmış. Demek ki on sekiz yılda bu Hükûmet ne üretimi ne de çiftçiyi önemsemiş çünkü bu Hükûmetin en sevdiği şey ithalat. Bilindiği üzere ekim ayında, buğday ithalatında yüzde 45 oranındaki gümrük vergileri sıfırlandı. Buğday üreticisini dünya çiftçisiyle rekabete sokan Hükûmet "İhracat için ithalat gerek." dedi. Bakan, makarna işletmelerini işaret etti, ithal ürünlerin onlara gittiğini söyledi. Oysa 2019'da toplam 9,8 milyon ton ithal edilen buğdayın sadece 1,4 milyon tonu makarnalık buğdaydı. Un hâline getirip ihraç etmek için 8,4 milyon ton ekmeklik buğdayı ithal etmek, kendi üreticimizden almaktan daha çok işlerine geldi. Yani şu azgın pandemi bile, bizim Hükûmete, üretimin önemini göstermeye yetmedi.

Değerli arkadaşlar, Rusya'nın uyguladığı domates kotası üç yıldır çözülemedi, âdeta bir yılan hikâyesi. 120 bini Antalya'dan olan 200 bini aşkın üretici, yıllık toplam 13 milyon ton domates üretiyor; bunun 9 milyon tonu tarla, 4 milyon tonu örtü altı üretimden sağlanıyor. Dünyada 4'üncü sıradayız ama biz -Rusya gibi- mis gibi domateslerimizi kotayla satıyoruz ve yirmi gün önce 200 bin tonluk kota doldu. Kotanın dolması domates çiftçisini, işçisini, tedarikçisini, ihracatçısını, hepsini birden olumsuz etkiliyor. Sadece bu kadar değil, giden domateslerimizde "Mozaik virüsü var." diye Rusya'dan geri gönderilmesi de ayrı bir hikâye. Türkiye laboratuvarlarında yapılan analizlerde domatesimiz temiz çıkıyor, "Mozaik virüsü yok, ihracata uygundur." deniliyor. Peki, o zaman, neden geri gönderilen domatesin analiz sonuçları hakkında Rusya'ya gereken söylenmiyor? (CHP sıralarından alkışlar) Krizi yaratan siz, üreticiyi bozan siz, sonuçlarını düşünmeyen siz, umursamayan siz, "Bana ne." diyen siz, başından savan siz, çözemeyen yine siz; mağdur olan hep emekçimiz, çiftçimiz. Sektöre bir açıklama yapılmalı ve bu yılan hikâyesi artık son bulmalıdır.

Değerli arkadaşlar, 2020 Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması'na göre 100 çiftçiden 93'ü girdilerin pahalı olmasından şikâyetçi; 100 çiftçiden 89'u ürününü beklenenin altında fiyata sattığını söylüyor; 100 çiftçiden 61'i TARSİM yaptırmıyor; 100 çiftçiden 22'si "Hasar ya ödenmiyor ya da eksik ödeniyor." diyor. Mutlu mu bizim çiftçimiz yani hâlinden çok mu memnun? Araştırmaya göre 100 çiftçiden sadece 2'si hâlinden çok ama çok memnun.

Değerli arkadaşlar, Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl çiftçiyi destekleme miktarı geçen yılla aynı, 22 milyar lira. Maliyete doğrudan etkisi olan tüm kalemlerin fiyatı yükselirken destek miktarlarının yerinde sayması gerçekten anlaşılır değil. Belli ki çiftçimiz bu Hükûmetle bu yılı da mutsuz geçirecek, hatta o kadar çok memnun olan yüzde 2'nin de memnuniyeti sıkıntıya girecek.

Değerli arkadaşlar, çiftçimiz borç yükü altında, ne yapacağını şaşırmış durumda. Amasya'da, Konya'da, Malatya'da elinde ne araç gereç varsa -traktör- satıyor; yetmiyor icra geliyor, köylüler ineklerine kadar icralık oldu. Antalya'da beni gören çiftçi, önce borcundan yakınıyor, diyor ki: "Tarım Kredi Kooperatiflerinin köylülere verdiği kredi, Merkez Bankasının faizlerinden daha yüksek." Çiftçi ödeme yapamadığında yüksek faiz nedeniyle borcu katlanarak artıyor, sonra da kapısına icra memurları dayanıyor. Aracı gereci olmayan çiftçi mahsulü nasıl ekip biçecek? Bu uygulamadan derhâl vazgeçilmelidir; icralar durdurulmalı, araç gereçleri, traktörleri, inekleri çiftçiye iade edilmelidir. Çiftçinin tüm borçları yapılandırılarak ertelenmelidir hem de faizsiz ertelenmelidir. Fidede, tohumda, zirai ilaçta, mazotta, gübrede ve tüm tarım aletlerinde özel tüketim vergileri kaldırılmalıdır. Hatta bu kalemler sübvanse edilerek yüzde 50'ye varan destekler sağlanmalıdır.

Büyük şirketlere dünyanın affını, ötelemesini, muafiyetini veren zihniyetinizde çiftçiye yer açmak zorundasınız. Üretime devlet desteği altında verdiğiniz üç kuruşta huzur bulamazsınız. Allah, kimseyi bulunduğu yerden aşağı düşürmesin, düzenini bozmasın. Kimsenin icralık olmasını istemeyiz. Hiçbir üretici en önemli malzemelerini icra yoluyla kaybetmek istemez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

AYDIN ÖZER (Devamla) - Teşekkür ederim.

Çiftçi borçtan korkar ama artık borçsuz yaşayamaz oldu. Tüm bunlara sebep, sizsiniz.

Sayın Bakan, ayrıca, başta veteriner hekimler, ziraat, gıda, su ürünleri ve orman mühendisleri olmak üzere Bakanlığınız bünyesinde büyük bir umutla alım bekleyen diğer mühendislikler ve meslek gruplarına bir açıklama yapar mısınız; buradan bir müjde verecek misiniz? Hangi birimlere, kaç kişi alacaksınız?

Çok teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bütçemizin hayırlı olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)