GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:32
Tarih:15.12.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin 2021 yılı bütçesi hakkında İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin 2021 yılı bütçesi önceki yıla göre 3 milyon artarak 35 milyondan 38,1 milyon Türk lirasına yükselmiştir. Devletimizin varlığı ve bağımsızlığı, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin huzuru ve güvenliği açısından Millî Savunma Bakanlığının, Emniyet Genel Müdürlüğünün, Jandarma Genel Komutanlığının ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının bütçelerinin takipçisi olup İYİ PARTİ olarak "evet" oyu vereceğimizi beyan ettik ve "evet" oyu verdik. Sözlerimin başında belirtmek isterim ki işlevselliğini ve etkisini tamamen kaybeden, siyasi bir kuruma dönüşen Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin bütçesine "hayır" oyu vereceğiz.

Değerli milletvekilleri, 1938 yılından 2004 yılına kadar üst düzey askerî personel tarafından temsil edilen Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği makamı 2004'ten itibaren sivil bürokratlar tarafından temsil edilmeye başlanmıştır. Tıpkı Yüksek Askerî Şûranın yapısıyla oynandığı gibi Millî Güvenlik Kurulunun da yapısıyla oynanarak siyasallaştırılmıştır. Yüksek Askerî Şûrada 2016 yılı öncesi 15 üyenin 13'ü askerden oluşurken, yapılan değişikliklerle, şu anda, Cumhurbaşkanı dışında 7 Hükûmet üyesine karşılık sadece 4 asker üye kalmıştır. Düşünebiliyor musunuz, Adalet, İçişleri, Dışişleri, Hazine, Millî Eğitim Bakanları generaller ve amirallerin yükselme veya emeklilikleriyle ilgili kararlar vermektedir. Soruyorum sizlere: Öğretmen ataması yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda "Cumhurbaşkanımız bilir." diyen Millî Eğitim Bakanının, Hazine Bakanının ve Adalet Bakanının orada ne işleri var? Hâkimler ve Savcılar Kurulunda Kara Kuvvetleri Komutanının üye olması ne kadar abesse Adalet Bakanının YAŞ'ta üye olması da o kadar abestir. AKP, iktidara geldiğinden beri askerî kurumlarımızın ve tüm devlet kurumlarımızın içini maalesef boşaltmıştır. MGK, YAŞ gibi organlar Bakanlar Kuruluna çevrilmiştir. Rahmetli Süleyman Demirel'in "Bakanlar Kurulu siyasi bir müessesedir ama Millî Güvenlik Kurulu devlettir." sözünü de burada hatırlatmak isterim. AKP askerî vesayet söylemleriyle iktidara gelmiş, sonunda, askerî kurumlar başta olmak üzere her kurum üzerinde siyasi vesayet oluşturmuştur. Kurumlarımızın daha fazla yıpranmaması ve yozlaşmaması için siyasi baskılardan bir an önce vazgeçilmeli, beş bin yıllık Türk devlet geleneklerine uygun hareket edilmelidir.

Değerli milletvekilleri, Millî Güvenlik Kurulu kurulduğu günden beri belki de en önemli tespitlerinden birini 2004 yılında yapmıştır. Kurul, 2004 yılında, FETÖ'nün faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması yönünde tavsiye kararı almış ve bu kararı şimdiki iktidara bildirmiştir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) İktidar bunu dikkate almamış, tam tersi hareket ederek FETÖ'yle kol kola girip, aynı yağmur altında ıslanmış, beraber yol yürümüştür. "Muhterem Hoca Efendi..." diye başlayan "Ne istediler de vermedik?" diye isyan edilen ve 15 Temmuz hain darbe girişimiyle sonuçlanan bu süreçte en büyük zararı devletin bu tür millî kurumları görmüştür. MGK'nin şimdiki yapısı düşünüldüğünde, 2004'te olduğu gibi devlet aklıyla karar verecek bir yapı kalmış mıdır sizce?

Değerli milletvekilleri, merkezî yönetim bütçesine de biraz değinmek istiyorum. Merkezî yönetim bütçeleri, yıl içinde gelirlerin kimlerden, ne kadar ve nasıl toplanacağı; toplanan bu gelirlerin nerelere, nasıl harcanacağını gösterir yani bütçede iki taraf vardır, bu bütçede gelirlerin kimden toplanacağı, toplanan gelirlerin kimlere aktarılacağı gayet açıktır. Yoksulluk altında ezilen vatandaştan, memurdan, emekliden, işçiden toplanacak; ülkenin bütün kaynakları AKP'nin çıkarları doğrultusunda yerli ve yabancı sermayeye, yandaşa, yoldaşa, akrabaya aktarılacaktır.

2021 yılı bütçesinde vatandaşın parası Cumhurbaşkanının her konuşmasında düşman ilan ettiği faiz lobisine gitmektedir. Faiz giderleri önceki yıla göre yüzde 30'dan fazla artarak yaklaşık 180 milyar TL'ye ulaşmıştır. Vergi gelirlerinin beşte 1'i faize gidecektir yani bu bütçede her bir Türk vatandaşı tam 2.168 Türk lirası faiz ödeyecektir. Buna karşın, bu bütçedeki yatırımlar toplam bütçenin sadece yüzde 1,8'ini oluştururken faiz ise yüzde 13,3'ünü oluşturmaktadır. Vatandaşın açlık sınırını belirleyen iktidar bu bütçede de yandaşın ve 5 müteahhidin doyma sınırını belirleyememiştir.

Değerli milletvekilleri, saray tarafından hazırlanan bu bütçe vatandaşın beklentisinden oldukça uzaktadır. Toplumun çözülmeyi bekleyen sorunları bu bütçede de yer almamıştır. Vatandaşın önüne acı reçete olarak konulan bu bütçede pandemi sürecinin kahramanları sağlık çalışanlarımız yok, sayıları 600 binleri bulan atama bekleyen sağlıkçılarımız yok, sayılarını bile bilmediğimiz atanamayan öğretmenlerimiz yok; siftah yapamayan, devletten destek göremeyen "Al, keyif çayı iç." dediğimiz esnafımız yok, hayatta kalma mücadelesi veren sanayicimiz ve KOBİ'lerimiz yok; bunun sonucu olarak da en önemlisi, istihdam yok; Tarım Kredi Kooperatifi ve bankalara borcunu ödeyemeyen, traktörü, ürünü, hayvanı haczedilen çiftçimiz yok; kısa çalışma ve işsizlik ödeneğine mahkûm edilen, faturalarını ödeyemeyen, ay sonunu getiremeyen çalışanımız yok; açlığa mahkûm edilen asgari ücretli işçimiz yok; ailesini ve kendini geçindiremediği için eline "iş-aş" yazarak intihar eden işsizimiz yok; aldığı üç kuruş maaşla zorunlu ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan emeklilerimiz yok; "Erken emekli olacak, gidecek başka bir işte çalışmaya devam edecek." dediğiniz EYT'lilerimiz yok; ekmeğin askıya çıkarıldığı bu bütçede her seçim söz verip tutmadığınız 3600 ek gösterge bekleyen öğretmenimiz, polisimiz yok; üniversiteyi binbir zorlukla bitiren, kredi borcunu ödeyemediği için evine, hesabına haciz gelen işsiz gencimiz yok; yaşama güvencesi olmayan "Bizden önce ismi yoktu." dediğiniz kadınlarımız yok; yaşıtları parkta oynarken ailesine bakmak zorunda kalan, küçük yaşta çalışan çocuklarımız yok; sokakta yaşamak zorunda kalan evsizlerimiz, kimsesizlerimiz yok yani IBAN gönderdiğiniz, enflasyon ve ağır ekonomik koşullar altında ezilen, acıyı bal eyleyen, "Hâline şükret." dediğiniz çaresiz vatandaşımız yok ancak gelir adaletsizliğini daha da artıran, haramzadelerin iştahını kabartan bu bütçede Somali'nin 3,5 milyon dolar IMF borcu var; Tunus'a giden 5 milyon dolar var, Suriyelilere harcanacak milyarca dolar var, 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa maddi ve ayni yardımlar var, birkaç kurumdan maaş alan liyakatsiz yoldaş ve akrabalar var, servetine her gün servet katan yandaşlar var; parsel parsel satanlar, katar katar satın alanlar var; sonuç olarak, bütçede yandaş var, vatandaş yok.

Değerli milletvekilleri, bu bütçede, şanlı Türk ordusunun kahraman personelinin sorunlarına da çözüm yok, binbaşılarımıza söz verdiğiniz makam tazminatı yok, sözleşmeli subay ve astsubaylarımızın sorunlarına çözüm yok, Türk Silahlı Kuvvetlerinin belkemiğini oluşturan, ordunun en kritik noktalarında görev yapan astsubaylara defalarca söz verilen derece ve hizmet tazminatı yok; her fırsatta "Hakları ödenemez." dediğimiz ama haklarını bir türlü ödemediğimiz uzman çavuşlarımızın kadro ve 3600 ek gösterge başta olmak üzere birçok sorunları vardı, bunlara da çözüm yok. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Sivil memurluğa geçirilip zorla emekli ettirilen, 6000 sayılı Kanun mağduru uzman çavuşların sorunlarına çözüm yok; vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna 1.800 şehit, 3 bin gazi veren korucularımızın sorunlarına çözüm yok; kanun hükmünde kararnamelerle açığa alınmış, mahkemelerce suçsuz bulunmuş ve beraat etmiş askerî personelimizin hakları yok; çözülmeyi bekleyen diğer bir konu olan, dört yıldır bekletilen 12. Dönem astsubay kursiyerlerinin sorunlarına yine çözüm yok yani bütçede vatandaşa olduğu gibi, askerimize de bir şey yok.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, bu bütçeyle, zaten büyük sıkıntı yaşayan vatandaşlardan geçen yıla göre yüzde 16,4 oranında daha fazla vergi alınacaktır. Bu bütçeyle, vatandaşın parası faiz lobilerinin, yandaş müteahhitlerin, saray soytarılarının cebine gidecektir. Bu bütçeyle, işsizlik rekorlar kırmaya devam edecek, enflasyon daha da yükselecek, ekonomiye güvensizlik daha da artacaktır yani bu bütçeyle, milletin parası 2021 yılında da vatandaşa değil, yandaşa gidecektir diyor Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)