GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2020

MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletimizi, basın mensuplarımızı ve Gazi Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bütçe, yürütmenin dengelenmesi, denetlenmesi, sosyal ve idari önceliklerin belirlenmesi için hayati bir öneme sahiptir. Bütçe, bir milletin, bir devletin istiklal nişanesidir. Bütçe, gelecek zaman dilimi için yapılan finansal bir plandır; bu planı doğru bir şekilde yapmamız vatanımız ve milletimiz için hayati bir önem taşımaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler "Önce ülkem ve milletim, sonra partim." dedik, demeye de devam edeceğiz. Bu doğrultuda, 2021 yılı bütçe görüşmelerimizin vatanımız ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, büyük davalar büyük hedefleri olan insanların omuzlarında taşınır. Zaferler, Hak'tan ve hakikatten yana olanların omuzlarında yükselir. Gideceği yeri bilmek ancak bugünü anlatmaktan geçer ve anlamaktan geçer. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi, ilkelerimiz vardır, ülkülerimiz vardır, sevdasıyla yanıp tutuştuğumuz güzel bir vatanımız vardır. Dik bakışlıyız, tok bakışlıyız, bozkurt duruşluyuz. Türk milleti bugüne kadar maruz kaldığı çetin imtihanlardan alnının akıyla çıkmış, zorluğu ve zorba kuşatmaları eşsiz iradesiyle, emsalsiz imanıyla bertaraf etmiştir. Tarihin her döneminde sahneye çıkan kirli hesap sahipleri sahaya sürülürken karanlık senaryo failleri eninde sonunda mahcup ve mağlup edilmişlerdir. İç barış ve huzur ortamını bozmak, millî beka ve duruşunu kırmak, millî birlik ruhunu karartmak maksadıyla sürekli denemeler yapılmış, sürekli tuzaklar kurulmuştur. Türk milletini boğma tertipleri, kriz ve kaosa bulama teşebbüsleri hiç eksik olmamış, hiç ara verilmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş süreci tedavüldeki düşmanca emellere elbette devasa bir cevap niteliği taşımış, muhasım ve müfsit odaklara ağır bir darbe indirilmiştir. Meydanlarda kaybettiklerini masalarda bulmaya çalışan emperyalist çevreler, her defasında aziz milletimizin mukavemetiyle, çok üst düzeyde olan muazzam cesaret ve feragatiyle yüzleşmek durumunda kalmış, Allah'a şükürler olsun ki gereken cevabı misliyle almışlardır. Milliyetçi Hareket Partisi, inançlarının izinden yürümüş, zor olsa da pek çok itiraz yükselse de ilkelerinden, ülkülerinden ve tutarlılığından taviz vermemiştir. Hiçbir dünyevi hedef, hiçbir nefsî çıkar maneviyatımızdan, vefamızdan ve millî sadakatimizden üstün değildir, asla da olmayacaktır. İnanıyorum ki milliyetçi, ülkücü hareketin bu yüzde yüz Türk duruşunu tarih bir gün altın harflerle yazacak, aziz milletimiz dua ve minnetle yâd edecektir.

Cumhur İttifakı'nın azmi ve kararlılığıyla "2023 Lider Ülke Türkiye" olma yolunda küresel çetelere karşı millî duruşumuzla terörle mücadele amansız bir şekilde sürmekte; PKK'lı caniler yok edilmektedir, FETÖ'cü hainler hapisteler; askerimiz başarıdan başarıya koşmaktadır, hür ve bağımsız olarak Kızılelma yolunda ilerlemekteyiz. Tek kutuplu düzene karşı mazlumların ve insanlığın yeniden vicdan ve adaletle buluşma mücadelesinin lideridir Türkiye. Türkiye ve Türk milleti vicdandır, beklenendir.

Değerli milletvekilleri; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 2011 yılından itibaren 12-18 Aralık tarihleri arasında bulunulan hafta "Yoksullarla Dayanışma Haftası" olarak kutlanmaya başlanmıştır. Tüm dünyada en temel insani haklarından mahrum yaşayan insanlar için, ülkemizin tamamının refah içinde yaşadığı bir Türkiye ve dünya için hep birlikte daha etkin çalışmamız gerekmektedir. Bizler, şanlı, şerefli tarihimiz boyunca dünyanın her yerinde yoksulların, düşkünlerin yardımına koşmuş; iyilik, güzellik ve hayırda yarışmayı düstur edinmiş bir toplumun fertleri olarak yoksulluğu ortadan kaldırmak için ortak sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. Sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik ve temin etmede devlete destek olmak, yoksulluğu yok etmenin yollarını aramak maksadıyla kutlanan bu haftada bizlere düşen, maddi imkânsızlıklarla mücadele etmede gönül ve güç birliği yaparak paylaşım kültürünün yaygınlaştırılmasıdır. Çünkü toplumsal refahın tabana yayılmasıyla birlikte birlik ve beraberlik duygularımız daha da kuvvetlenecektir. Paylaşmak, insan olmaktan kaynaklanan bir sorumluluk, mutluluk kaynağı ve bir erdemdir. İnsan olmanın gereği olarak, her zaman yerine getirmemiz gereken vicdani bir vazifemizdir. Aziz milletimiz bu konuda gerekli hassasiyeti zaten göstermektedir ama daha da güçlendirmemiz gerekir. Bu nedenle Türkiye dünyanın merhamet eli olmuştur, olmaya da devam edecektir.

Yine, 12-18 Aralık haftası Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak kabul edilmektedir. Millî kaynaklarımızın daha verimli şekilde kullanılması, yerli fabrikalar kurulması, paranın dış ülkelere gitmesini önlemek, temel tüketim maddelerini öz kaynaklardan karşılamak, ekonomimizi geliştirmek büyük önem arz etmektedir. Özellikle bazı ülkelerin ülkemize yaptırım uygulamaya çalıştığı bu dönemde, ekonomik saldırıların yapıldığı bu dönemde yerli ve millî üretim ve tüketim bilincini yüksek tutup, yerli malı üretimi ve tüketimi hususunu daha üst seviyeye taşıyıp tabiri caizse seferberlik hâlinde olmamız gerekmektedir.

Yarını güvence altına almak için tasarruf yapmalıyız. Tasarruf etmenin önemi, bireysel anlamda yapılan maddi tasarrufun yanı sıra, çok daha farklı konularda ortaya çıkmaktadır. Dünyada kaynaklar çok sınırlıdır. Sınırlı olan bu kaynakların israf edilmemesi gerekmektedir. Özelikle insan hayatı için önemli olan su, enerji için önemli olan petrol sınırlı kaynaklardır. Bu kaynakların israf edilmesi bir gün bu kaynakların bitmesine sebep olacaktır. Bu nedenle, bu kaynakları kullanırken israftan mutlaka kaçınmalıyız, enerji kaynaklarımızı boşa harcamamalıyız, böylece ülke ekonomisine de katkı sağlamalıyız. Enerji kaynaklarının boşa harcanmaması enerji ihtiyacını azaltır ama aynı zamanda ülkemizin dışa bağımlılığını da azaltır. İki önemli kavramı önemsememiz gerekmektedir: Üretim tasarrufu ve aynı zamanda tüketim tasarrufu. Bir malın minimum fiyatla maksimum fayda sağlayacağı şekilde üretilmesi üretim tasarrufudur. Tüketim tasarrufu ise özellikle alınacak olan gıdaların tüketilecek miktarda alınması, alışveriş yaparken önceliklerin belirlenmesidir. Ülkemizde ne yazık ki gıda israfıyla ilgili çok ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Her yıl 18,8 milyon ton gıdanın çöpe gittiği belirtilmiştir. Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50'sinde kayıp yaşandığının altı çizilmektedir. Bunlar azımsanacak oranda değildir. Gıda israfını önlemek için kamu ve özel sektör tarafından yürütülen birtakım projelerimiz ve uygulamalarımız bulunmaktadır ancak bizler de birer birey olarak, birer anne baba olarak, bu vatanın birer evladı olarak bu hususta birtakım önlemler almalıyız. Durumun ciddiyetine varmamız, çevremizdekilere de farkındalık kazandırmamız gerekmektedir. Çocuklarımızı evde, okulda ve etki altında oldukları her yerde bu bilinçle yetiştirmemiz gerekmektedir. Aileden başlayarak tasarruf kültürünü öğretemezsek asla ve asla devletimize de bu yönden suçlamada bulunamayız.

Anne ve babalara düşen bir diğer sorumluluk ise özellikle içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde evlatlarımızın izlediği ve izleyebileceği gündüz programları. Özellikle, yayınlandıkları saat itibarıyla çocukların da evde olması sebebiyle bu programlarda yer alan olumsuz davranışların gelecek nesiller açısından normal kabul edilerek benimsenmesini engellemek ve manevi değerlerimizin tahribatını önlemek amacıyla anne babaların evlerinde önlemler alması, hukuki boyutuyla caydırıcı cezaların getirilmesi ve hatta program içerikleri incelendikten sonra, bir denetimden geçirilerek, kaldırılması gereken programlar varsa bunların da kaldırılması yönünde bir düzenleme yapılması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, geleceğimiz için geleceğe hazır çocuklar yetiştirmemiz hepimizin görevi. Bu vatan hepimizin, bu vatan evlatlarımızın, bu vatan torunlarımızın. Eğer biz evlatlarımızı doğru yetiştirirsek geleceğe de o kadar güvenle bakarız. Bu sebeple evlatlarımız için bilinçlenmeli ve evlatlarımızı da bilinçlendirmeliyiz.

Bugüne kadar yapmış olduğumuz bütçe görüşmelerinin de sonuna gelmiş durumdayız. Tüm bakanlıkların bütçelerinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Yine, vatanımıza, milletimize 2021 yılında sağlıklı, huzurlu günler temenni ediyorum. Bütçe görüşmelerinin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)