GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:33
Tarih:16.12.2020

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günlerdir, kadınlar uğradıkları taciz ve tecavüzü ifşa ederek sosyal medyada paylaşım yapıyorlar. "Neden sosyal medya, neden şimdi? Üstelik aradan yıllar geçtikten sonra hatta." gibi sorulara uzun yıllar avukatlık yapmış feminist bir kadın olarak değinmek istiyorum; bu vesileyle adalete erişim konusuna ve Adalet Bakanlığının, bütçesini hak edip etmediğine de.

Kadın olmak sadece bu ülkede değil, dünyada da zor. Hem çok keyifli bir şey ama diğer yandan da bu erkek egemen düzende gerçekten çok zor. Örneğin genç bir kadınsınız. Sizin amca bildiğiniz yakınınız en hafifinden gözleriyle, tavırlarıyla sizi rahatsız ediyor, her ortamda sizi yalnız yakalamaya çalışıyor. Bunun taciz olduğunu hissediyorsunuz ancak ispatı da dillendirmesi de kolay bir şey değil, açıklanması da kolay değil herkese. Kendisini terslemek ve yaşattığı tacizi ifşa etmek hiç kolay değil. "Erkek egemenliği" dediğimiz şey, arkadaşlar, bir klişe değil; koca bir güç, erk kullanımı. Düşünün ki siz çok toy ve çok gençsiniz ya da herkesin aslında mutlu yaşamak istediği aile içindesiniz diyelim, kız veya oğlan çocuğusunuz ve baskıcı bir babaya, ağabeye, her kimse, ona karşı hiç gücünüz yok. Yapılanın ne olduğunu, yanlış mı, haksız mı olduğunu anlamak bile zor olabilir çünkü eğitim sisteminiz size itaati buyuruyor; iyi dokunuş nedir, kötü dokunuş nedir, bunlar anlatılmıyor ve nereye başvuracağınızı da bilmiyorsunuz. İşte, hayatımın uzun avukatlık yıllarında bu tür davalarla çok karşılaştım ve o davalarda neler olduğundan da biraz söz etmek isterim size bugünkü ifşanın nedenlerini anlatmak için.

Her dava yeni bir travmadır ülkemizde. Her davada tacize, tecavüze uğramış kadınların, çocukların ruhları, benlikleri örselenir, örselenir. Defalarca ama defalarca anlattırılır hikâyeler. Hatta sakın "Yok artık!" demeyin, "Nasıl yaptı yani iyice bir tarif et." diyerek de anlattırılır. İsyan ettim, tiksindim, defalarca tanık oldum bunlara. Kadın sarsılarak titrerken "Otursun ve bir su verelim sayın heyet." dediğim zaman, bunun bile kabul edilmeyip müvekkilimin oturmasına dahi izin vermeyen heyetlere şahit oldum.

Evet, erkek egemenliği bir klişe değil; erk kullanımıdır, güç kullanımıdır, otorite kullanımıdır ve o kürsüde oturan bu zihniyetteki erkek, bazen, bir yandan bir gün kendisinin de o sanık sandalyesinde olabileceğini düşünür, bir yandan da kadının var oluşunu inkâr eder; "Neden oradaydın?" der, "Neden gece dolaşıyordun?" der, "Neden iyice direnmedin?" der. Cinsel saldırıya uğramış bir müvekkilim -dava o denli uzamıştı ki- gidişat iyi olmasına rağmen olayı tamamen bana bırakıp gitti, kayboldu kadın çünkü yaşadıklarını unutmak istiyordu, onları artık tekrar etmek istemiyordu.

Evet, geciken adalet de adalet değildir arkadaşlar, bu da bir klişe değil çünkü gecikmiş adalet âdeta bir yaşam öğütücüsüdür.

Bakın, o pek kızdığınız sosyal medyadan öğrendiğim bir olayı günlerdir takip ediyor ve açıkçası uyku uyuyamıyorum. Hâkim bir baba, oğluna yıllardır tacizlerde bulunuyor; anneye de yaşamı zindan etmiş, boşanmışlar ama çocuğun peşini bırakmıyor ve o mevkisine dayanarak kendisi nereye giderse davayı da oraya götürüyor. İstismara ilişkin tam 6 adet rapor ve görüşme tutanağı olmasına rağmen, annenin çocuğu göstermediği gerekçesiyle velayetin el değiştirmesini de sağlamış bulunuyor. En az dört yıl boyunca arkadaşlar, bu çocuk, bu küçücük insan babasının yaptıklarını tekrar tekrar anlatmak zorunda bırakılıyor ve bu çocuk adalete erişebildiği için değil ama saatlerce ağladığı ve direndiği için, "Kendimi öldürürüm." dediği için bugün babasına teslim edilmedi ve fiilen annesinin yanında. Evet, biz sessiz olmayacağız, o hâkim babanın da onu kayıranların da ellerimiz yakasında ama öncelikle Sayın Adalet Bakanının da bütçesini hak etmek için aynı çabayı göstermesi gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - İşte adalete erişim de onarıcı adalet de olmadığı zaman, ifşa bütün bunların yerine geçmek zorundadır çünkü isyanınızın bir yoludur ve kendinizi bütün bu travmalara rağmen ifade etmezseniz hastalanırsınız, ölürsünüz. Tek başına ifşa etmek de yetmez, dayanışma gerekir; yalnızlığı çokluğa dönüştürmek; sesleri, duyguları birbirine katmak gerekir. İşte, şimdi, kadınlar tam da bunu yapıyorlar ve diyorlar ki: "Uykularınız kaçsın. Biz uyuyamadık yıllarca, şimdi sizin uykularınız kaçsın." Hayatı örselenmiş ya da şimdi ifşa ettikleri için yıldırılmaya çalışılan tüm kadın ve çocukları sevgiyle kucaklıyorum. Asla yalnız değiliz, kadın beyanı esastır ve hayır, hayır demektir.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)