| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA RAMAZAN KAŞLI (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin "Fonlara ilişkin işlemler" başlığı altında yer alan 11'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz, özellikle içinde bulunduğu jeopolitik konumu gereği, bağımsızlığını ve millî bütünlüğünü koruyabilmek amacıyla, yüksek askerî kabiliyet gerektiren görevleri icra ederken gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek güçlü ve modern bir Silahlı Kuvvetlere ihtiyaç duymaktadır. Tarihimizde ve günümüzde şanlı devletimize karşı yapılan her hain saldırı, ülkemizde tasarım ve üretim alanlarında yetkin, ulusal kaynakları yüksek seviyede kullanabilen, rekabetçi, yabancı firmalarla etkin ticari ilişkiler kurabilen bir savunma sanayisinin oluşumunu zorunlu kılmıştır. Savunma sanayisi projeleri, yüksek teknoloji ürünü oluşturmaya yönelik, sivil sektörlerde kullanılmayan, geliştirilmesi ve tedarik edilmesi yüksek bedelli ve uzunca bir süreye yayılan faaliyetlerdir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından da yurt içinde üretilmesi öncelikli olarak ilan edilen bu faaliyetler, hava araçları, savaş gemileri ve zırhlı araçların sistem uyumu; ağ, bilgi, uydu, sensör sistemleri; elektronik harp, füze ve güdüm kontrol konularındaki projelerden oluşmaktadır.
19'uncu yüzyılda Osmanlı Devleti Dönemi'nde temeli atılan Türk savunma sanayisi, Cumhuriyet Dönemi'ne geçilmesiyle birlikte, İkinci Dünya Savaşı'na kadar geçen sürede çeşitli kuruluş ve girişimlerle gelişmeye başlamıştır. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri'yle kurulan yakın iş birlikleri ve bu ülkenin Türkiye'ye yaptığı yardımlar, savunma sanayimizin gelişiminin önüne geçmiştir. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD'nin Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosu, millî bir savunma sanayisi yapılanmasının gerektiğini göstermiş ve bu yönde adımlar atılmaya başlanmıştır. Mevcut durumda Türk savunma sanayisi ihtiyaçlarını, yurt içinden karşılama oranı yüzde 40 seviyelerinde olup 72 adet firma sektörde faaliyet göstermektedir ancak bu oranın en az yüzde 50 seviyesine çıkarılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, büyük Türk milletinin en önemli fıtratı olan, ekmek kadar, su kadar, nefes almak kadar tabii olan bağımsızlığımız için nice kıyametlere göğüs geren asil soyumuz, asırlardır canlarını feda etmekten çekinmemiştir. Tarihin her devrinde mutlaka düşman sahibi olan, gerek idari gerek iktisadi yaptırımlar uygulanmak istenen şanlı Türk milleti, yeri geldiğinde asker, yeri geldiğinde bilim insanıdır. "Ya istiklal ya ölüm." düsturuyla bağımsızlık mücadelesi veren, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le tarihe damga vurmuş şanlı bir millettir. Bugün Amerika'nın uyguladığı her türlü ambargoya karşı dik duruş sergileyen ve sergileyecek olan savunma sanayimiz, tam bağımsızlık hedefiyle yoluna devam edecektir.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey'in ifadesiyle: "Türkiye, kimden silah alıp almayacağını ona buna soracak değildir. ABD izin ve onay makamı hiç değildir. Aksi tertip, teklif ve telkinler küstahlığın dik âlâsıdır." Tavrımız ve duruşumuz nettir, bulunduğumuz yere göre şekil değiştirmeyiz, sembolümüz olan gökbörüyüz biz.
Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerli ve millî savunma sanayisine dayalı imkân ve kabiliyetlerinin artırılmasının, geliştirilmesinin her zamankinden daha önemli hâle geldiğini de Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi'nin şu ifadeleriyle hatırlatıyorum: "Biz, dünyanın en gözde ve en zorlu coğrafyasında yaşayan bir milletiz. Türkiye'nin jeostratejik konumu, tarihî ve kültürel mirasından doğan yükümlülükleri, bölge ve dünya barışının tesisinde üstleneceği rol güçlü ve caydırıcı bir savunma sistemi kurmasını ve bunu idame ettirmesini zaruri kılmaktadır. Ülkemiz savunma sanayisi konusunda da sevindirici bir mesafe katetmiş, gemi, insansız hava aracı, helikopter ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Gücünü birlik ve beraberliğimiz ile Türk milletine olan sarsılmaz sevgiden alan bu kutlu yürüyüşümüz içeriden ve dışarıdan gelecek her türlü saldırı ve engellemelere rağmen mutlaka amacına ulaşacak, 21'inci yüzyıl inşallah Türk asrı olacaktır." (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; konuşmamın kalan kısmında seçim bölgem ve memleketim olan Aksaray'a bağlı 4 ilçemizin aciliyet arz eden problemlerine de değinmek istiyorum. Ağaçören, 8 mahallesi, 28 köyü, 2 yaylası bulunan Aksaray'ımızın önemli ilçelerindendir. 2005 yılına kadar görev yapan adliye teşkilatının geri alınması, son on beş yıldır halkımızın ve bölgemizin adli işlemlerde uzun mesafeler katetmesine, coğrafi ve ulaşım zorluklarıyla başka ilçelerimizde zaman kaybetmesine neden olmaktadır. Ayrıca, Ağaçören'imizin -otuz bir yıldır ilçe olmasına rağmen- ilimiz Aksaray'a ulaşım için direkt bağlantı yolu bulunmamaktadır. Aynı şekilde, Ağaçören'le sınır olup aynı güzergâhta bulunan Sarıyahşi ilçemizin de il merkezine direkt bağlantı yolu yoktur. Bu yolların bir an önce yapılması vatandaşımızın ulaşım noktasındaki problemlerinin çözümü için oldukça önemlidir.
2017 yılı itibarıyla Devlet Su İşleri tarafından yapımına başlanan ve Sarıyahşi sınırları içerisinde yer alan Hirfanlı Baraj Gölü'nün güneyinde bulunan kasaba ve köylerimizin tarım arazilerini kapsayan sulama projesi hâlâ tamamlanmamıştır. Yaklaşık 62 kilometre uzunluğundaki boru hatlarını, 10 kilometre uzunluğundaki tahliye kanallarını, harita ve uygulama işlerini, jeolojik etütler ve pompa istasyonu yapımını kapsayan bu projenin hızlandırılması elzemdir.
Güzelyurt ilçemizde Ilısu ve Akyamaç Gölet Projelerinin ve Aksaray Kireçlik mevkisi-Güzelyurt bağlantı yolunun 10 kilometrelik alanının yatırım programına alınması gereklidir. Sulama amaçlı kullanılan Güzelyurt Göleti çevresinde bulunan tesisler ile tesislerin ilgi odağı olmasından kaynaklı göletin suyunun korunması önemlidir ve Melendiz Çayı'yla beslenmesi gerekmektedir. Ihlara-Derinkuyu arasındaki yolun turizm standartlarına uygun yapılması, Sivrihisar Kalesi'nin turizme kazandırılması ilçenin turizm açısından gelişmesine katkı sağlayacaktır. Gülağaç ilçemizin de Aksaray merkeze uzak olması sebebiyle, özellikle ilçeye bağlı köyde yaşayan hemşehrilerimiz açısından acil durumlarda risk oluşmaması için kadın doğum uzmanı verilmesi aciliyet arz etmektedir. İlçemizin devlet hastanesinde bulunan röntgen cihazının vatandaşlarımızın ihtiyacını karşılamaması sebebiyle yeni röntgen cihazı talep edilmiş fakat hâlâ gelmemiştir. Bununla birlikte, ilçe hastanemizin acil bölümü 2'nci katta olup dünyanın ve ülkemizin salgınla uğraştığı şu zamanlarda acil bölümünün giriş katına alınmasının hızlandırılması gerekmektedir. Ayrıca, Gülağaç Tapu Kadastrodaki memur eksikliği nedeniyle işlemler yaklaşık üç ay sürmekte ve bu durum vatandaşlarımızı mağdur etmektedir. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesinin, 2023 yılı lider ülke imajına sahip Türkiye'miz için önemli adımlardan biri olacağı aşikârdır.
Konuşmamın sonunda tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgınından etkilenen mesleklerden biri olan ve bizlerin sesini hemşehrilerimize duyuran yerel medya ve gazete sektörünün sorunlarına da değinmek istiyorum. Özellikle gazete sektörünün kâğıt, boya ve diğer maliyetleri artmışken gazete satışı, reklam gelirleri ve resmî ilan gelirleri düşmüştür. Personel maaşı, sigorta primi ve stopajına yetmeyen resmî ilan gelirleri gazetelerin ekonomik yönden çökmesine sebep olmuştur. Bu nedenle yerel basın ve gazetelerimizin pandemi döneminde Hükûmetimizin vereceği daha güçlü bir desteğe acil ihtiyaçları vardır.
Bu vesileyle, 2020 yılı bütçemizle birlikte yeni yılın da ülkemize, milletimize ve devletimize hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)