| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 17.12.2020 |
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; söz almış bulunduğum Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin yürütme maddesinin (1)'inci fıkrasında yer alan "Cumhurbaşkanı yürütür." cümlesi aslında bütçeyi ve ülkemizde olup bitenleri en güzel özetleyen madde. (CHP sıralarından alkışlar)
Genel Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarım bu yürütmeyle ülkemizde emekçi, emekli, memur, esnaf, çiftçi ve sanayiciler için işlerin nasıl yürümediğini günlerdir anlatıp duruyorlar. İşi yürüyenler sadece Cumhurbaşkanına yakın olup birlikte iş yürüterek yürütenler galiba. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yürütmeyle işlerin iyi gitmemesi, bütçe kaynaklarının eşitsiz dağılımı emekçi, ev içi sömürülen kadını; esnaf, işçi, çiftçi kadını daha da derinden etkiliyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine yol açıyor; kadın cinayetlerinin, tacizin ve tecavüzün artmasına neden oluyor. Oysaki bütçe sürecinde, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermeye yönelik olarak "toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme" adı altında çok önemli bir araç var elimizde. Ülkemizde geçmişi 80'li yıllara dayanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı Onuncu ve On Birinci Kalkınma Planı'nda stratejik olarak yer almış, uygulama sorumluluğu Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmişse de bugüne denk ne yazık ki somut bir gelişme görülmemiştir.
Bakın, 2014 yılında KEFEK son derece cesur ve kapsamlı bir rapor hazırlıyor ama ne yazık ki bir iyi niyet ve temenni raporu olmaktan öte gidemiyor bu rapor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemenin uygulanabilmesi için her şeyden önce siyasi niyet gerekir. Bu niyet "toplumsal cinsiyet eşitliği" demekten kaçınan, eşitsizliğin fıtrattan olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanına her şeyin bağlı olduğu bir yürütmeyle ne yazık ki gerçekleştirilemez. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından "kadın-erkek fırsat eşitliğine duyarlı bütçeleme" diye KEFEK'te bir sunuş gerçekleştirildi. Tamam, kabul ediyoruz, hadi adı bu olsun, ona da razıyız ama yeter ki bütçede uygulansın. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, içinde yer alan programlara baktığımızda da öyle çok kapsamlı, somut uygulamalar yok ama bunlara bile, inanın, biz razıyız.
Bakın, içinde yer alan uygulamalar için her şeyden önce toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin ilkelerini uygulamak gerekiyor. Ancak en önemli ilkelerinden olan şeffaflık, hesap verebilirlik ve sivil toplumla iş birliği ilkesi de yürütmenin hiç ama hiç işine gelmiyor. Muhalefetin hesap sormasına, sivil toplum örgütlerinin alandaki uygulamalarına karşı saldırılar, toplumsal tahammülsüzlüğün, muhalefete tahammülsüzlüğün ne denli olduğunu gösteriyor. Ayrıca, bu uygulama, araştırma, analiz, finansal kaynak ve vasıflı personel gerektiriyor. Oysaki yürütme, kaynakları servet eşitsizliğine maruz kalan kadınlar yerine rantçı kesimlere dağıtmak, onlara istisnalar yaratmak peşinde. Liyakatsiz yandaş atamalarıyla ise vasıflı personel istihdamı zaten zor. Bu konuda iş birlikleri de çok önemli. Bakın, dünyadaki ilk uygulamacı olan Avustralya, Finlandiya, İsveç gibi ülkelerde, Uganda, Ruanda'da bile çok iyi uygulama örnekleri var. Ama Ruanda gibi ülkelerle bile iş birliği yapmak dururken, bir bakıyorsunuz, yine akla Katar gelmiş. "Kadın" deyince mutabakat yine Katar'la imzalanıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Katar'a baktığımızda, hani bizden bir adım önde değiller. Bakın, hatta Uluslararası Af Örgütünün Kasım 2020 Raporu'nda, evlerde çalışan kadınlara yönelik kölelik benzeri durumdan, sözlü, fiziksel, cinsel tacizden ve emek sömürüsünden söz ediliyor. Bizim onlardan öğrenecek hiçbir şeyimiz yok. Ha "Biz onlara bir şey öğreteceğiz." dersek, hani "Sattıklarımız karşılığında öyle bir iyilik yapalım." dersek, şimdi bir açıklık da yok. Ben aslında bu konuda bir soru önergesi verdim ama henüz yanıt almadım. Çok merak ediyorum ama tesadüfen bugün Sayın Bakan burada, sanırım, bu konuda bizi aydınlatır da biz de merakımızı gidermiş oluruz bu konuda. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, aslında, yerel yönetimlerimizde çok başarılı uygulamalar var bu konuda. Bakın, şehrim Eskişehir'de biz 2011 yılından beri toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme konusunda çok iyi örnekler sergiliyoruz ama merkezî yönetim, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin iyi uygulamalarını görür mü? Maazallah! "Nerede, nasıl engellerim, yetkiyi nasıl kendime alırım"ın derdine düşmüş çünkü.
Getirdiğiniz Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda yapılan son değişiklikle de yerel yönetimler de dâhil tüm kamu idareleri bütçelerini Cumhurbaşkanlığı programına uyduracağı için her şey yine yürütmenin iki dudağının arasına sıkışmış durumda.
Her şeyin tek bir kişinin iki dudağının arasına sıkıştığı bu yürütme maddesine -yürütmenin samimiyetine de hiç ama hiç inanmadığım için- ülkemizde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar adına özgür irademle ret oyu vereceğimi açıklıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayalım.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Kübalı şair Jose Marti'nin sözleriyle "Özgürlük çok pahalı bir kazanımdır, ya onsuz yaşamaya boyun eğmek ya da bedelini ödemek gerekir." (CHP sıralarından alkışlar)
Yürütme ve yürütmelerle işlerin hiç de iyi gitmediği ülkemizde bedel ödeyen vatandaşlarımızın, ama en çok da kadınların iradesinin ilk seçimlerde sandığa yansıyacağına inanarak hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.