| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 17.12.2020 |
HDP GRUBU ADINA ÖMER ÖCALAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; halkımızı en derin sevgilerimle selamlıyorum.
Zorlu ve zahmetli bir süreçten geçiyoruz ve bu süreçte de bu ülkenin bütçesini yapıyoruz. Bütçeyi değerlendirirken birçok parametreye bakmakta yarar vardır.
Birkaç gün önce burada AKP'nin en genç milletvekili bir şey söyledi. Ben farklı bir perspektiften bakıyorum, 1,5 trilyon dolardan bahsetti; kırk yıldır bu ülkenin içinde bulunduğu çatışmalı durumdan kaynaklı 1,5 trilyon. Bugün yaptığımız bütçenin yaklaşık 10 katı. Biz eğer burada bu çatışmalı sürecin önünü alabilirsek, bir zemin yaratabilirsek bu ülkeye birçok katkımız olur kıymetli arkadaşlar.
İşe "3Y" ile başladınız: Yoksulluk, yolsuzluk, yasak. Günün sonunda, yasaklardan zaten bahsetmiyorum, yolsuzlukta, yoksullukta maalesef ülke zirve yapmış.
Değerli arkadaşlar, milletvekili arkadaşlarımız çok yönlü bir perspektif burada ortaya koydular, ben de bu işi açık bir şekilde dile getireyim: Şimdi, bu Meclis çatısı altında olan hemen herkesin bu acıya dair bir hikâyesi var. Anne olarak, kardeş olarak, arkadaş olarak, yakını olarak kimi bu kürsüye çıkarırsanız herkes kendi hikâyesini anlatır. Biz burada acıları ayrıştırmaya ve yarıştırmaya gelmedik. Biz bu acıları, ortak bir zeminde birleştirirsek, ortaklaştırırsak, genel bir perspektiften bakarsak çözüme gideriz.
AKP, 2013'ten onur duymalı bence. İki yıl boyunca bu ülkede, bu ülkenin evlatları yaşamını yitirmedi, kan dökülmedi ama aynı AKP, 2015 yılındaki pratiğinden utanç duymalıdır. Neden bunu söylüyorum? 2015-2020, beş yıldır ülkemiz iflah olmuyor. Çatışma, savaş, ekonomik buhran, akan kan, yaşanan birçok toplumsal sorun kendini açık bir şekilde göstermektedir. Bu koşullarda, bu işin önünü alamazsınız.
Bakınız, Sri Lanka modelini 2015'ten bu yana uygulamaya çalışıyorsunuz. 2014'te Millî Güvenlik Kurulunda alınan kararlar, Sri Lanka modelini kendine örnek alan kararlardır. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Sri Lanka'da nasıl süpürme hareketiyle Sri Lanka devlet güçleri Tamil halkının üzerinden geçtiyse, 80 bin civarında sivil katledildiyse, siz 2015'ten 2020'ye kadar -ve son günlere geliyoruz- bunu yapmaya çalışıyorsunuz.
2015'i çok iyi biliyorum. Ben, o dönem Mardin'de partimizin İl Eş Başkanıydım, yaşadığımız birçok anımız vardır, Tahir Elçi vardı. O süreci tüm siyasetçi arkadaşlar, tüm partililerimiz bilir, diğer partililer de bu duruma vâkıftır. Orduyu şehir merkezine indirdiniz değerli arkadaşlar, orduyu; orduyu sahaya çektiniz, büyük bir çatışma ve çözümsüzlüğü tırmandırdınız. Nefret tohumları, çatışma tohumları bir üst seviyeye çıktı. Devlet aklı bunu yapmalı mıydı, bilmiyoruz. Bileşenlerinizle karar aldınız.
Buradan ben Tahir Elçi'yi rahmetle, saygıyla anıyorum. (HDP sıralarından alkışlar) O dönem Partimizin İl Eş Başkanıydım. Sur'da, Cizre'de, Nusaybin'de, Derik'te, Hakkâri'de, Yüksekova'da çatışmalı bir süreci yaşıyorduk. Kimileri Tahir Elçi'yi linç etmeye çalıştı. Tahir Elçi o dönem Mardin'e geldi, Mardin Baro Başkanıyla, size yakın olan bir Baro Başkanı Çelebi Araz'la orada bir yerde oturduk. Tahir Elçi: "Biz ne yapabiliriz? Cizre'de insanlar diri diri yakıldı. Biz bir koridor açmalıyız, bir kanal açmalıyız ki Türkiye halkları arasındaki bu nefret, bu çatışmalı durumu bir an önce ortadan kaldırmalıyız." dedi. Biz bir müddet bunun üzerine konuştuk, tartıştık, iki gün sonra -Derik'te de sokağa çıkma yasağı vardı- internete düştü: Tahir Elçi, Diyarbakır'da yaşamını yitirmiş. Faili meçhul olarak gitti. Kim tarafından öldürüldüğü maalesef bilinmiyor, bu gidişle de bilinmeyecek gibi. Hamasetle, öfkeyle bu işi çözemezsiniz, aklıselim bir yöntemle bu işi çözebiliriz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - PKK'lılar, PKK'lılar.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) - PKK'lılar...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Ayıp ayıp, gerçekten ayıp ya.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) - Biz Kürt halkı tabii ki Tamil halkına benzemeyiz. Milyonlarca halkı temsil ediyoruz arkadaşlar. Biz burada anlatıyoruz en samimi duygularımızla, bu iş nasıl çözülür, bu iş nasıl barışa gider, bu işte demokratik yöntemleri nasıl işletiriz?
Bakınız, buraya akıl sağlığı yerinde olmayan yöneticiler gelip çığlık atmaktadır. Bu, aynı zamanda "etki-tepki" meselesidir. Siz kendi tabanınızı, kendi taraftarlarınızı motive ederken aynı zamanda karşı tarafı da karşıyı da motive ediyorsunuz, ilişkileri daha da sertleştiriyorsunuz.
İktidarın değişme ihtimali yüksektir. Yarın bir gün hangi parti, hangi Hükûmet gelirse elbette bu masaya dönecektir. Bu masanın yöntemleri farklı olabilir, modelleri farklı olabilir ama bu yaşanan gerçekliği görmeliyiz. HDP bu ülkeyi temsil eden partidir. HDP'nin içindeki farklılıkları hiçbir partinin içinde bulamazsınız. Biz farklılıkları zenginlik olarak görüyoruz ve bu perspektiften de bakıyoruz. Biz bir mozaiğiz, farklılıkları zenginlik olarak görüyoruz. Darbeciler parti kapatmayı ister, HDP'yi kapatmayı ister. HDP'yi kapatmak isteyenler bu halka farklı yollar gösteriyorlar, bu halka farklı yöntemler gösteriyorlar. İnsanlar, tüm farklılıklar HDP sıralarında, HDP bünyesi altında kendini ifade edebilmelidir, düşüncesini ifade edebilmelidir. Biliyorlar, müthiş bir zeminimiz vardır, son derece demokratik bir işleyiş var HDP'de; halktan takdir görüyor. Halkta bir karşılığı olduğu için derin yapılanmalar operasyon içerisindedir; Hükûmete mesaj veriyor, AKP'ye mesaj veriyor, Cumhurbaşkanına mesaj veriyor. Tabii ki biz her defasında olduğu gibi sağduyuyla yaklaşacağız, bu işlerin de sağduyuyla çözülmesini destekliyoruz.
Arkadaşlar, ekonomik durumu görmüyorsunuz, ekonomik durum Kürt meselesinin sonuçlarından biridir. Bu yaşanan çatışmalar da Kürt meselesinin sonucudur, biz bu perspektifle bakıyoruz, işi bu yaklaşımla ele alıyoruz.
Kürt'ün dilini burada "bilinmeyen dil" yazdırıyorsunuz arkadaşlar, "x" yazıyor karşılığında. Siz nasıl bütünleştireceksiniz? Sizin sıralarınızda da Kürt milletvekilleri var -gerçi siz "Kürt kökenli" diyorsunuz- evlerinde ailesiyle bu dili konuşuyorlar. Burada, en azından bu dile hürmeten kimi adımlar atılabilir. Emin olun size zarar vermeyecek, Kürt halkı içerisinde de zarar vermeyecek. Burada, Kürt diline "bilinmeyen dil" demek, büyük bir kayıptır.
Bakınız, günlerdir, hatta yılı geçti on dört aydır Diyarbakır İl Binası önünde oturan anneler vardır, aileler vardır. Dün Şenyaşar ailesi... İki evladını ve eşini kaybeden bir Emine Şenyaşar gerçekliği vardır. AKP il binasına gidip kimi yetkililerle görüşmüş, sonra gidip kapının önünde oturmak istemiş. İşi kriminal bir hâle getirip savcılık talimatıyla gözaltına aldırdınız, yirmi dört saat gözaltı kararı; bugün savcılığa çıkarıldı, imza kararıyla, adli kontrolle serbest bırakıldı. Çifte standardı bırakacaksınız. Hukuk herkese işleyecek, sizin bu yol, yöntemleriniz, sizin bu şiddetiniz HDP'yi büyütür, hatta karşıtı büyütür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız lütfen.
ÖMER ÖCALAN (Devamla) -. Bu yol, artık geç mi, değil mi, onu bilmiyoruz, gerçi bir aşamaya gelmiş; en azından zararın neresinden dönerseniz kârdır.
Değerli Başkan, HDP'yi kimse kapatamaz. Niye HDP'yi kimse kapatamaz? Hiçbir karanlık güç de kapatamaz. HDP, bir tabela değildir, bunu çok iyi bilin. HDP, Halkların Demokratik Partisi, hakikattir. Hakikat aşktır, aşk da özgür yaşamdır.
Tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)