GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:36
Tarih:22.12.2020

CHP GRUBU ADINA AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Yapılan bilimsel araştırmalar, yaşadıklarımız, gözlemlerimiz, ülkemizin su kaynaklarının, kirlilik, nüfus artışı, çarpık kentleşme, bilinçsiz tüketim ve en önemlisi, iklim krizi nedeniyle hızla tükendiğini bizlere göstermekte. Haberleri izliyorsunuz, takip ediyorsunuz, hemen hemen her gün yurdun dört bir yanında kuraklık haberleri, barajların doluluk oranları, kuruyan dereler ve göllerle ilgili haberler gelmekte. Daha bugün çıkan bir habere göre İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 21. Eğer ocak ve şubat aylarında beklenen yağış olmazsa İstanbul'da mart ayından itibaren ihtiyacı karşılayacak su kalmayacak.

Değerli milletvekilleri, bu harita, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün düzenli olarak yayınladığı meteorolojik kuraklık haritası. Haritada gördüğünüz gibi, yurdumuzun özellikle batı bölgeleri, İç Anadolu Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde oldukça olağanüstü kuraklık görülmekte. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer, yaşanan bu su krizi için "Uykularım kaçıyor." demekte. Bu harita, yaşadıklarımız, bilim insanlarının demeçleri ve yapılan araştırmalar, içinde bulunduğumuz durumun, sorumluluk sahibi yöneticilerin uykularını kaçıracak kadar vahim olduğunu bizlere göstermekte.

Değerli milletvekilleri, bugün itibarıyla ülkemizde kişi başına düşen su miktarı 1.385 metreküp. Ülkemiz, indekslere göre su stresi yaşayan bir ülke konumunda. Yapılan araştırmalarda, bu yüzyıl içinde Türkiye'de sıcaklıkların 5 derece kadar artacağı, ardışık kurak gün sayısının güneydoğu illerinde yüz kırk güne kadar çıkacağı ve 2070 yılında yarı kurak iklime sahip olan ülkemizin su fakiri, kurak bir ülke olacağı belirtilmekte.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde 25 su havzası bulunmakta. Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün raporlarına göre bu 25 su havzasından 16'sında kullanılabilir su miktarı 2040-2070 yılları arasında artık ihtiyacımızı karşılamayacak. Mesela, Gediz su havzasında yer üstü su kaynaklarının yüzde 75'i, yer altı su stoklarının ise yüzde 20'sinde azalma meydana gelecek. Otuz beş kırk yıl sonrasından bahsediyoruz. Biz görecek miyiz Allah bilir ancak çocuklarımız bu felaketi ne yazık ki yaşayacaklar.

Değerli milletvekilleri, kriz kapıda, felaket adım adım geliyor ve bizler de artık bu krizin hayatımıza etkilerini yakından yaşamaya, görmeye başladık. Derelerimiz bir bir kuruyor, son altmış yılda 70'e yakın gölümüz kurumuş, birçoğu da kuruma tehlikesiyle karşı karşıya.

Bakın, Manisa Büyükşehir Belediyesi MASKİ Genel Müdürü ne diyor: "Manisa'da yaklaşık 1,5 milyon kişiye içme suyu temin ediyoruz, 2 binin üzerinde sondajımız var, sadece son beş yılda 400 sondaj açtık. Her geçen gün sondajlarımız kuruyor ya da yer altı suları daha derinlere iniyor. Bu yaz Manisa'nın istisnasız tüm köylerinde içme suyu sıkıntısı çekildi. Çeşmelerinden günlerce suyun akmadığı beldelerimiz, köylerimiz oldu. Marmara Gölü neredeyse kurudu. Gölün en derin yeri 40 santimetreye kadar düştü. Yüz binlerce dekar tarım arazisini sulayan Demirköprü Barajı'nda su seviyesi tarihinde ilk defa işletme seviyesinin altına düştü. DSİ çiftçiye su veremedi. On binlerce çiftçi mağdur oldu. Zeytin hasadı hâlen devam etmekte. Kuraklıktan dolayı rekolte ve kalite kaybı yüzde 30. Böylesi bir krizle karşı karşıyayız." Peki biz ne yapıyoruz? Ne mi yapıyoruz, en ufak bir derenin üzerine HES inşa ediyoruz. Gediz Nehri can çekişiyor, Gediz'e can suyu olan Salihli Gümüşçayı'nın üzerine, üstelik yöre halkı su sıkıntısı çekerken HES yapmaya cüret edebiliyoruz mesela.

Başka ne yapıyoruz? Jeotermal faaliyetlerin, yer altı su kütlelerinde arsenik oranını 300 kata kadar çıkarttığı resmî raporlarda yer almasına rağmen Manisa'da, Aydın'da, İzmir'de yeni JES ruhsatları vermeye devam ediyoruz.

Başka ne yapıyoruz? Kayıtlı 42 termik santral var; dünya, termik santralden vazgeçmiş, 22 tane daha yenisini açmaya gayret ediyoruz.

Başka ne yapıyoruz? Gediz, Sakarya, Büyük Menderes Nehirlerini besleyen Murat Dağı'nda, Kaz Dağları'nda siyanür ile altın aramaya çalışıyoruz. Yüz binlerce ağacı kesiyoruz, ormanları maden şirketlerine ve enerji şirketlerine tahsis ediyoruz. Yetmiyor, 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul'da, su krizinden dolayı deniz suyunun arıtılması tartışması yapılırken İstanbul'un en önemli su rezervlerini çılgın bir proje için gözden çıkarıyoruz. Başka ne yapıyoruz? Katar'la birlikte, su yönetimi konusunda, içeriğini kimsenin bilmediği anlaşmalar yapıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Devamla) - Yani böylesi bir durumda, iklim kriziyle, su kriziyle karşı karşıya iken yapılmaması gereken ne varsa hepsini yapıyoruz.

Değerli milletvekilleri, tartıştığımız konu bir beka meselesidir. Bunun bir beka sorunu olduğunu son dereyi, son gölü kuruttuğumuz zaman mı idrak edeceğiz? Hâl böyleyken, yaşanan iklim krizinin, çarpık kentleşmenin, enerji ve madencilik faaliyetlerinin su kaynaklarımıza, tarım, sanayi ve turizm sektörlerine etkisinin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergemizin kabulü önem arz etmektedir.

Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)