| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 09.01.2013 |
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Refah devletinin asıl görevleri arasında yer alan sosyal güvenlik ve sosyal sigorta sistemi üzerinde gerçekleştirilen değişiklikler sonucunda, çalışanlar açısından emeklilik güvencesi ve emeklilik aylıkları sorunlu hâle getirilmiştir. Emeklilik yaş ve prim ödeme gününün artırılmasıyla birlikte, emekli maaşlarının miktarlarının düşürülmesi gibi uygulamalar sonucunda çalışanların gelecek kaygı ve güvenceleri gittikçe riskli bir alan hâline gelmeye başlamıştır. Kayıt dışı çalışmaya engel olunamadığı için ücret denetimi de yapılamamaktadır. Uygulanan programlar yoluyla refah, özgürlük ve demokratikleşme ortamı yaratılacağı iddia edilirken tam aksi bir durumla karşı karşıyayız. Neoliberal küreselleşme, refahın toplumsallaştırılması konusunda ciddi bir gerilemeye yol açarken var olan zenginliği de merkezîleştirmiştir. Birileri sürekli daha fazla zengin olurken milyonlarcası fakirleşmektedir. Emekli olmak için yatırılan primler işverenler tarafından asgari düzeyde yatırılmakta ve emekliler, emeklilik hakkı doğduğunda aldıkları ücretin karşılığını ne yazık ki emekli olduklarında alamamaktadırlar. Bu durum sadece özel şirketlerde olmamaktadır. Polislere yapılan ek ödemeler de primlerine yansıtılmamakta, emekli olduktan sonra ek ödemeler çıkarılarak yatırılan prim sonucu, polisler çalışırken aldıkları ücretin yarısının altında emekli ücreti almaya mahkûm edilmektedir.
Açlık sınırı altında maaş, emeklilere reva görülmektedir. Yıllarca emek veren insanlar emekli olduklarında rahat bir nefes alacakken nefesleri kesilmektedir, huzur bulacakken borç ile, harç ile yaşamlarını devam ettirmektedirler. Ticari faaliyete başlayan emeklilere, üç ay içinde, maaşlarından sosyal güvenlik destek primi kestirmek üzere, Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurma yükümlülüğü getirilmişti; ancak, çalışan birçok emekli yasal düzenlemeleri takip etmediği ve başvuru yapmadığı için bu primi ödeyemedi. Bunu fırsat bilen Hükûmet ise Maliye kayıtlarından tespit ettiği emeklilerden geçmişe dönük prim talep ederek vergisini veren emeklileri ikinci bir vergiyle cezalandırdı.
"Sosyal güvenlik destek primi" adı altında alınan bu prim, Maliyeye kayıt yaptıran ve devlete düzenli vergi veren emekli için ikinci bir vergidir değerli arkadaşlar çünkü bu primi alan Sosyal Güvenlik Kurumu prim ödeyen emekliye hiçbir menfaat sağlamamaktadır; zira, emekli kişi zaten bu haklara sahiptir.
Bir başka deyişle, devlet yeterli maaş vermediği ve insanca yaşama olanaklarından mahrum bıraktığı için çalışan, katma değer üreten, vergi veren yani ülkeye katkı vermeye devam eden emekliler cezalandırılmaktadır. Milyonlarca emekliyi intibak aldatmacasıyla aylardır oyaladıktan sonra, bugün geldiğimiz nokta, yüz binlerce emeklinin maaşlarının haczedilmesidir.
Emeklilikte yaşa takılanlar 5 milyon kişiyi buluyor, eşleriyle birlikte 10 milyon. Emeklilikte yaşa takılanlar emekli olabilmek için kaç yıl bekleyecekler Sayın Bakan? Bir kez daha, bunu buradan açıklamanızı istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Çelebi, çeneye takıldılar, çeneye, çeneye? Yaşa değil, çeneye takıldılar.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - İnsanlar yirmi yılda emekli olacakken olamıyor. Bu çalışma hayatında ve performansa dayalı sistemde insanların 40'tan sonra emekliliklerini elde etmeleri artık güçleşiyor, zorlaşıyor ve hatta yok oluyor. Yaş şartı getirilirken "Gençsiniz." deniliyor ama yaş şartını koyan ise yine devlet. Ortaya çıkan durum şu: Gençsin, emekli olamazsın; yaşlısın, iş bulamazsın.
Emeklilikte yaşa takılanların dertlerinden biri de prim yatırdıkça maaş düşüyor. Söylenen şu: "Sen çalış, prim öde. Maaşını ben düşüreceğim." Ülkemizde, gayri safi yurt içi hasıladaki artış oranı dahi emekli aylıklarına yansıtılmamakta. Devletin sağlık kurumlarına gittiklerinde kendilerinden ayrıca katkı payı alınmaktadır.
Yine, 2000 yılında başlatılan uygulamayla emeklilere refah payı ödemesi de yapılmamaktadır. Bu uygulamayla birlikte, emeklilerin maaşları, artan enflasyon oranları karşısında erimektedir. Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri arasında çalışılan dönemde alınan maaşa oranla en yüksek emeklilik maaşı veren ülke olduğunu ifade etmişti. Bakanın söylediği oranların aksine, Fransa'da ortalama emekli maaşının 1.400 euro, bugünkü kurla 3.300 lira; Yunanistan'da 2.200 euro yani 2.800 lira, Almanya'da 1.550 euro yani 3.650 lira olduğu bilinmektedir. Bu anlamda Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye'deki emeklilerin yaşam standartları, aldıkları maaş, açlık sınırı temel alındığında emeklilerin yaşadığı gerçek tablo çok net görülecektir ve ortaya çıkacaktır. Maliye Bakanımız, ülkesinde yaşayan emeklilerin koşullarını ya görmüyor ya da görmezden geliyor. Sosyal devlet, yurttaşlarını mağdur eden değil, gerektiğinde onları hiçbir karşılık beklemeden koruyan devlettir.
Bir durumu daha son olarak burada belirtmek isterim: Torba kanununun 15'inci maddesiyle Sendikalar ve Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı'nda yapılan değişiklik eksik bir düzenlemedir. Yapılan değişiklikle Ocak 2013 istatistiklerinde iş kolu barajı altında kalacak olan sendikalar yüzde 40 işletme barajından hiç yararlanmamış olacak. Yasada yer alan değişiklikle 2009 istatistiğinden önce kurulmuş ve 2009 istatistiğinde barajı aşmamış olan sendikaların 2013 istatistiklerinin yayınlanmasına kadar geçen sürede sıfır iş kolu barajından da yararlanması olanağı ortadan kaldırılmıştır. Yapılan düzenlemede tekrar tekrar değişikliğe gerek kalmaması için bu anlamda bir kez daha bu yasanın doğru şekilde düzeltilmesi gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, biraz önce verdiğim bu örneklerden yola çıktığımızda torba yasayla birçok düzenleme birbirinin içerisine katılarak uygulamaya konuluyor. Bir daha söylüyorum: İşte İntibak Yasası'ndan sonra, belki emeklilerden 1 defa, 2 defa, 3 defa oy almış olabilirsiniz ama artık emekliler isyanda, emekliler haciz olmuş durumda, yaşa takılanlar isyanda. Nasıl biraz önce, Sayın Bakan, taşeron konusunda bir takvim ortaya koyduysanız, şimdi, buradan, bir kez daha, yaşa takılanlarla ilgili bir takvimi koyun ve bu Meclis artık bu yaşa takılanlar sorununu her gün burada konuşmuş olmasın, bu kadar yurttaş bu dertten, bu ıztıraptan kurtulmuş olsun. Çünkü emeklilik hakkını elde eden vatandaşlar yaşları nedeniyle iş bulamıyorlar, işsiz kalıyorlar ve dertleri büyüyor. Buna çare üretmek Hükûmetin görevi, sizlerin görevi, bu Meclisin görevidir diyorum.
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çelebi.