| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 09.01.2013 |
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu saatte, yine çalışma hayatını ilgilendiren ama geçmişte yaptığımız eksikleri, yanlışları düzelten bir tasarıyla karşı karşıyayız.
Sayın Bakan, tabii, güzel şeyler söylüyor ama? İşte, "Bu, şu hedeflere yönelik." diyor. Bu kanun çıkarken, öncesinde de sonrasında da, kendisinin de vaatleri olan birçok konu var. Bizlerin de Plan ve Bütçe Komisyonunda bütün muhalefete mensup arkadaşlarımızın verdiği önergeler vardı. Biz de istiyoruz ki, tabii, esas itibarıyla bazı mağduriyetler gideriliyor olmakla beraber bunların dışında mağdur olan birçok kesim var Sayın Bakanım, siz de biliyorsunuz. "Ne yapalım, elimizden gelen budur." dememek lazım. Burada, hazır bu konudaki kanun gelmişken, alt komisyonda, komisyonda bu tip kanun tasarıları, teklifleri görüşülürken gerekli eksikliklerin giderilmesi gerekir diye her zaman sizlere iletiyoruz. Esas itibarıyla, tabii, bazı mağduriyetlerin giderilmesini biz de olumlu buluyoruz ama burada eksiklikler var. Şimdi, özellikle bunun içerisinde bizlerin de imza attığı tekliflerle birleştirilen hususlar, burada, eksiklikleri, az önce söylediğim çerçevede ortaya çıkarıyor.
Sayın Bakanım, şimdi, eleman alıyorsunuz, burada bir şart koymuşsunuz "yabancı dil şartı" diye. Şimdi mağduriyeti giderelim, güzel ama 15-20 sefer imtihan yapıyoruz, hâlen daha aldığımız kişiler bu şartı yerine getirmiyor. Yani tamam, bunu giderelim de alırken niye ona göre almıyoruz veya sınavları niye ona göre yapmıyoruz? Burada bir iş bilmezlik var. Mağduriyet geldi, sıkıştık, yumurta kapıya dayandı, çözüm bulalım.
Şimdi, bunları oraya gelmeden önlemlerle çözmemiz lazım, alacağımız insanların kalitesiyle çözmemiz lazım. Bunları yapmadığımız zaman da burada aceleyle kanun teklifleri, tasarıları görüşmek zorunda kalıyoruz. Onun için, bu gibi eksiklikleri tespit edip, işte şimdi söylediğimiz gibi, başka mağduriyetleri de eğer burada gidermiş olabilsek yarın başka bir düzenlemeyle karşımıza gelmeyeceksiniz.
Az önce arkadaşlarımız değindiler genel olarak, tabii kanunun genelini konuşurken Sayın Kalaycı da değindi, biz muhalefet şerhimizde de bazı hususlara değindik. Burada bir sürü mağdur olan kesim var Sayın Bakan. Özellikle sözleşmelilerle ilgili verdiğiniz söz henüz tam olarak tutulmuş gibi durmuyor. Yani sadece sizin değil, Sayın Başbakanın seçim meydanlarında verdiği söz var, sonra basın toplantılarınızda söyledikleriniz var. Maalesef bunların birçoğu hâlâ kadroya geçirilmemiş durumda duruyor. Şimdi, yeni mağduriyetler geliyor, kapatılan belediyeler var. Buralardaki personelin geçiş durumları nasıl olacak? Bunların hepsi ortada. Maalesef öncelikle bu sözleşmelilerle ilgili, 4/C'lilerle ilgili sorun kanayan yara olarak devam ediyor.
Öbür taraftan, sürekli, burada yirmi dört saat bizimle beraber olan basın mensuplarının -hâlâ sürekli konuşuluyor- bunların yıpranma payıyla ilgili sürekli konuşuluyor ama çözüm gelmiyor.
Yine az önce burada arkadaşlarımız soru olarak da sordu ama gelmedi, ben de yakinen biliyorum yani bazı odalarda üye kayıtları olduğu zaman sanki çalışıyormuş gibi gösteriliyor. Bölge müdürlükleriyle de görüştük, "Yapılacak bir şey yok." dediler. Emekli keseneğinin maalesef belli ölçüde geriye iade edilmesini talep ediyorlar. Yani "Bu insan çalışmıyor ama emekli olmuş." diyor. Orada bir aidat ödemesi bile yok, sadece pasif olarak üye gözüküyor, ondan dolayı da çalışıyormuş gibi gözükerek kesiliyor. Dolayısıyla, burada, yeniden esnaflık yapan, serbest çalışan insanların sonrasında emekli aylığından geri kesinti yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu gibi aksaklıkların, bu vesileyle, bu kanun tasarısı aslında bahane edilerek düzeltilmesi gerekiyordu. Yine BAĞ-KUR'lularla ilgili var. Diğer emeklilikte yaşa takılanları sürekli olarak arkadaşlarımız dile getiriyor ama burada bir çözüm bulunamıyor.
Sayın Bakanım, bunların bu vesileyle sizin tarafınızdan da dile getirilip çözülmesi gerekiyor ama bunun ötesinde, hâlâ çalışma hayatında bir şeyler oluyor. Az önce arkadaşlarımız söyledi, taşeronlukla ilgili ben bazı şeyleri okuyorum ama galiba bunu sadece vergi boyutuyla ilgili düşünüyorsunuz. Aslında, çalışma hayatında sendikasızlaşmayla ilgili daha önce konuştuğumuz, tartıştığımız? Burada Toplu İş İlişkileri Yasası çıkarken de, kamu çalışanlarına ilişkin yasa çıkarken de sizlerle konuşmuştuk. Taşeronlaştırmayı sanki sadece bunların vergi primi ve kıdem tazminatı üzerinden konuşuyoruz. Yani burada bunların, normal şartlarda sendikalı işçiler tarafından, örgütlü işçiler tarafından yapılması gereken birtakım şeylerin daha kolay yolla, düşük ücretle, taşeronlar aracılığıyla yaptırılmasını, sosyal sorunu maalesef konuşmuyoruz. Bu sorunun kökten çözülmesi gerekiyor. Bu iş aynı zamanda kayıt dışı istihdamın da çözümüyle ilgili. Yani birçok kişi kayıt altına girmiyor, sigorta primi yatırmıyor; kayda girmediği için de zaten sigortası da yok, primi de yok, sağlık hizmetlerinden de yararlanamıyor maalesef. Dolayısıyla, bu vesileyle bunların hepsinin düzeltilmesi gerekirdi, çalışma hayatındaki diğer aksaklıklar da maalesef devam ediyor.
Yani şimdi burada geliyoruz? Siz bu söylediklerinize ilave olarak çok dikkatimizi çeken bir şey söylediniz Plan ve Bütçe Komisyonunda, "Türkiye'de işsizlik yok çünkü insanlar işçi arıyor, bulamıyor." dedi Sayın Bakan. Tabii, bir ironi yaptı ama yani şimdi? Peki, ben soruyorum: Geçen Sayın Maliye Bakanı da hâlâ diyordu "Gelir vergisi reformu yapacağız, kurumlar vergisi reformu yapacağız." diye. Sayın Bakanım, on yıldır iktidarsınız, siz de hepsinde bakandınız. Eğer hâlâ o eksik olan sektörlere ara eleman, teknik eleman yetiştiremiyorsak, demek ki istihdam politikamızda ve mesleki eğitimimizde bir sıkıntı var demektir. Birtakım siyasi mülahazalarla meslek liselerini farklı kategoriye sokar, teknik liseleri de imam-hatip liseleriyle aynı kategoride değerlendirir, siyasete kurban edersek, doğal olarak elimizde ara eleman yok, meslek yüksekokulları etkin çalışmıyor, bir eğitim öğretim planlaması yok. Sonucu ne oluyor? Sonucu hâlâ yüzde 9,1, eğer mevsimlik etkilerden arındırırsak yüzde 9,5'a yaklaşan bir işsizlik oranı.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bir yıl öncesiyle, iki yıl öncesiyle bunları mukayese ederek bizde işsizlik fazla düşmüş gibi lütfen bakmayın. Yani geriye doğru sürekli mukayese etme Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin alışkanlığı oldu. Arkadaşlarımız geldikçe burada bunun analizini yapıyorlar. Ama şu anda gerilemeyle beraber, ekonomideki büyümedeki küçülmenin getirdiği sonuçla maalesef yüzde 9'ların altına bir türlü düşmüyor. Şimdi size söylüyorum: Geriye dönüp dönüp bakıyorsunuz, 2002'de 10,3'tü diyorsunuz ama 2000'e baktığınız zaman yüzde 7, 1990'a baktığınız zaman yüzde 8,5. Türkiye nerede? Yani o büyüme kimin refahına yansıyor, kime istihdam yaratıyor? Sürekli olarak söylediğimiz şeyi hâlâ kabul etmemekte ısrar ediyorsunuz. Yani dün Mahir Bey -burada yok ama- diyordu "Sayın Bahçeli'nin o konuşmasını yazanları kınıyorum." diye. Şimdi ben de diyorum, -Sayın Başbakanın konuşmasına o ekonomi metinlerini yazanları, siyaseti demiyorum- hâlen daha söylüyoruz: Bunun sorun olduğunu kabul etmeden siz devam ederseniz, bu işin arkasında yüzde 80'leri geçen bir şekilde ithalata bağımlı bir ekonomik yapının olduğunu, sadece Çalışma Bakanının birtakım reformlarla, kanunlarla bunu çözemeyeceğini, işin özünde de yanlış ekonomik büyüme anlayışının olduğunu kabul etmeden çözme şansımız yok. Kimler yazdırıyor ben de onu merak ediyorum. Yani bir taraftan "Mesleki eğitimde elaman yok." diyor. Peki diyoruz -Sayın Millî Eğitim Bakanına da, YÖK Başkanına da söylemiştim- ara eleman için meslek yüksekokullarıyla üniversitelerdeki ihtiyaçları tespit ettiniz mi? Sektörlerin ara eleman ihtiyacını tespit ettiniz mi? Buna göre bir planlama yaptınız mı? Hangi alanlarda daha çok yüksek öğretimde elemana ihtiyaç var, hangilerinde iki yıllıklarda mezuna ihtiyaç var gibi bir çalışma var mı? "Görüşüyoruz, birkaç toplantı yaptık." dedi. Aksi takdirde? Aktif iş gücü programları dedik, birtakım paralar, oradan, işsizlerin sigortasından, fonundan aktardık ama netice itibarıyla ortada bir sorun var. Yani nitelikli iş gücü olmadığı gibi eldeki iş gücünü istihdam edebilecek imkânlar da yaratamıyoruz. Sadece ithalat, satış, tüketim, bunun üzerinden alınan dâhilde KDV, hariçte KDV bitti. Dolayısıyla bizim, bütün bu sorunların çözümü için bir yatırım, üretim, ihracat seferberliği başlatmamız lazım, alınması gereken önlemlerin tamamını almamız lazım, aksi takdirde böyle devam eder dururuz.
Sayın Bakanım, buraya gelmişken icra memurlarının da bir talebi var, kadrolarıyla ve özlük haklarıyla ilgili derneğin bir raporu vardı, fazla zamanım kalmadığı için size takdim edeceğim. Onlar da hem bu haklarının iyileştirilmesini hem de kadrolarının verilmesini talep ediyorlar.
Hayırlı uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Günal.