GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, dünden beri arkadaşlarımız aynı konuyu gündeme getiriyorlar. Dün, bir, Musa Piroğlu Vekilimizin yaşadığı olay. Az önce kendisiyle konuştum, ne İstanbul Valisi ne İstanbul Emniyet Müdürü ne de Meclisten gerek Meclis Başkanı veya Meclis Başkan Vekillerinden kimse aramamış. Az önce hatibin de dile getirdiği, arkadaşımızın dile getirdiği, sabah da Grup Başkan Vekillerimizin, dün de Grup Başkan Vekilimizin dile getirdiği gibi bu, Türkiye'de bir vekilin İstanbul'un göbeğinde yaşadığı olayın ne kadar acı ve elzem olduğunun, yurttaşların kendi demokratik haklarını yerine getirmesi için ne kadar zulümkâr, kabul edilemez bir durum olduğunun göstergesidir ve eğer, aranmadıkları hâlde, hâlâ aynı kişiler görev başındaysa da bu yine Meclisin ayıbıdır.

Bir diğer konu, Leyla Güven. Gerçekten, arkadaşlarımızın anlattığı gibi, Leyla Güven'in yaşadığı olay tarihe bir nottur; tarihe şöyle bir nottur: Aslında son dönemde bu yaşadıklarımız, gerek cezaevinde olanların gerekse bizim yaşadıklarımız -hem tarihi yaşıyoruz hem tarihi yazıyoruz- eninde sonunda ortaya çıkacaktır.

Bir diğeri: Leyla Güven, alındığı gibi, usulsüz bir şekilde gözaltında tutulmaya çalışıldı; daha yirmi dört saati dolmadan Elâzığ'a sevk edildi. Burada birkaç kez dile getirdik, insanların bulundukları yerde olması gerekirken, bu pandemi koşullarında bile -cezaevi koşulları dışında- gönderdiğiniz yerleri de işkenceye dönüştürüyorsunuz.

Ve sevgili Demirtaş... Demirtaş davası aslında Türkiye'de şunu gösterdi: Türkiye'deki hukukun bittiğini. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi şunu söyledi: "Olağan dönemlerde yasal faaliyetler suç sayılamaz."

Bir diğeri -uzun bir gerekçe var, Demokratik Toplum Kongresiyle beraber- aslında Demokratik Toplum Kongresinin yaptığı çalışmaların legal olduğu ve bu nedenle içerde olanların, yargılananların hepsinin dosyasının düşmesi gerektiği...

Arkadaşlar, burada bir konuyu gündeme getirmemiz lazım: Kayyum, artık bir yönetme biçimine dönüştü; bir işgal, bir gasp, gayrimeşru değil, meşru bir yönetim şekline dönüştürüldü. Burada çıkıp HDP'nin aldığı belediyelerle ilgili ileri geri konuşanlar, Sayıştay raporlarına rağmen -ki bu Sayıştayın nasıl yaptığı belli, en azı, en görünmezi- bunlarla ilgili hiçbir işlem yapılmıyor. Biz geçen yıl Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayıştay Başkanına sormuştuk "Kayyum atanan kaç belediyede usulsüzlük var?" diye "31 tane." demişti. Biz 31 belediyeyle ilgili İçişleri Bakanı Soylu'ya demiştik: "Bir işlem yaptınız mı?" Yanıt yok; soru önergesi verdik, yok; araştırma önergesi verdik; yok, "Araştırılmasın." denildi. Ne oldu? Yeni açıklanan raporlarda usulsüzlükler saymakla bitmez, hırsızlıklar saymakla bitmez, yapılanlar artık aşikâr ama biz biliyoruz ki meşru değil ve gasptır, işgaldir; en büyüğü de siz, seçilmiş insanların iradesine gasp koyuyorsunuz. Kayyum yönetimini öyle bir şekle dönüştürdünüz ki meclis üyeleri toplanamıyor. Az önce Batman Belediyesindeki Eş Başkanımızla konuştum ben -kendisi de normal seçilme prosedürüyle encümen- 39 üyeli meclisi -8'i Adalet ve Kalkınma Partisinden- kayyum, geldiğinden beri toplamıyor, meclisi bile toplamıyor. O zaman siz kayyumları aday gösterseydiniz seçilmezlerdi; o zaman, yaptığınız bu iş olmaz. Bakın, en yakın şey: Geçtiğimiz hafta cumartesi, pazar tatildi, Batman Belediyesi "Caddeleri temizleyeceğiz, yıkayacağız." diye yola çıktı -yaptığı işlemlerden biri- caddeleri temizlerken Batman'ın 5 mahallesinde iki gün boyunca su akmadı, iki gün boyunca. Siz kimi kandırıyorsunuz, kime işlem yapıyorsunuz, nasıl bir yöntemdir; tümüyle ortada.

Mardin Belediyesi... Manevi kızı diye tanıtmış, düğününü oradan yaptırmış; baklavası, çerezi değil, düğününü oradan yaptırmış. Şu anda hepsi içeride, Sevgili Selçuk Mızraklı, Batman'da Mehmet Demir içeride ama bütün kayyumlar -kayyuma kayyum atadınız- dışarıdalar; bu kabul edilemez.

Teşekkür ediyorum.(HDP sıralarından alkışlar)