GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sabahtan beri konuştuğumuz... Aslında son iki üç haftadır bu çevreyle ilgili konuşuyoruz. Ya, ilkokulda öğretildiği gibi veya konuşulduğu gibi çevre ot, çiçek, böcek değildir. Bir kere bunun altını çizmemiz lazım ve "çevre" dediğimiz şey -arkadaşlarımız söylediler- doğa ve pandemiyle beraber konuştuğumuz en çok konuşulan konulardan birisi, doğayla barışık yaşamamız, doğayla beraber geleceği kurmamız; "nasıl ki bize bir miras bırakılmışsa geleceğe de bir miras bırakmamız. Ve tıpta ilk öğretilerden birisi Latince "..."(x) Önce zarar verme. Bunu yaşamın her alanında geçiririz. Siz önce zarar vermeyeceksiniz. Zarar vermemek nasıl olur? Koruyacaksınız, önleyeceksiniz. Bu, depremde de öyledir, selde de öyledir, birçok şeyde öyledir. "Doğal afet" dediğimiz şey, aslında günümüz koşullarında artık doğal değil insan eliyle yaratılan, insanların bile bile tahrip ettiği bir sisteme dönüşmüştür. Doğa dediğimizin bir olmazsa olmazı şudur: Yerelleşmedir, yerelle beraber karar almaktır, yerelle beraber katılımı sağlamaktır.

Şimdi, konuşacağımız madde 31 ve 33 iç içe, az önce hatip dile getirdi. Ya, sizler nasıl bir anlayış düşünüyorsunuz? Biz yönetimdeysek her şey bize reva; yönetimde değilsek engel oluruz. Nasıl oluruz? Ya, Kürt illerine kayyum atarız. Orası yetmedi, başka yerde başka engeller çıkarırız. Nasıl yaparız? Parasını pulunu keseriz.

Şimdi, otoparkla ilgili 2012 yılında bir düzenleme yapılmış. Ne denilmiş? "Otopark gelirleri belediyelerin, büyükşehir belediyelerinin geliri olsun." Ne zaman ki -tesadüf burada da 31'inci madde- 31 Martta bir sistem değiştiyse, artık bir kaybediş ortaya çıktıysa -e, para da tükendi- bu büyükşehirlerde biz başka bir uygulama yapalım. Ne yapalım? Gelirlerini azaltalım. Gelirlerini nasıl azaltalım? Alalım, madem ilçe belediyeleri bizde, oraya. Peki, bu para ilçe belediyeleri tarafından mı harcanacak? Hayır, bu gelir oraya alınmışsa -her şey inşaatla ayakta- siz bunu inşaat için harcayacaksınız. Nasıl? Bölge otoparkı yapacaksınız. Ee? Bu gelirden gelen parayı başka bir kalemde kullanamayacaksınız, sadece bu iş için kullanacaksınız. Yani deyim yerindeyse, elini kolunu bağlayıp, büyükşehirlerin parasını kesip orada da bu işi tekrar inşaata, ranta, ihaleye ayırmak. Niçin ranta, ihaleye? Az önce konuşuyorduk, dile getirdik; Sayıştay raporları -değil ki bizim kayyum atanan belediye başkanlarının, eş başkanlarının söylediği- ne kadar yolsuzluk yapıldığını anlatıyor.

Biz daha geçtiğimiz hafta bütçeyi konuştuk, dedik ki: Bütçe nedir? Türkiye Cumhuriyeti merkezî bütçesinin büyük çoğunluğu borca gidiyor. Peki, kayyumlar ne yapıyor? Sizden bu öğrendiği borç limitini artırıyor. Arkadaşlar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi 2015'te 500 milyon, 2016'da kayyum gelene kadar tekrar 500 milyon borçlanmış. 2018'de borcu ne kadar? 500 milyondan 1,5 milyar borca çıkıyor, 3 katı; sonra bitiyor. Artık bizler "birinci kayyum dönemi" "ikinci kayyum dönemi" diye tanımlıyoruz.

Geçenlerde Batman'da bir köye gitmiştik, geziyorduk. Çocuklar oynuyor, kışa girerken oynadıkları oyunlar var, toprakla beraber. Çocuklardan birisi birisine haksızlık yapınca yaşlı anne "..."(x) "Sen de oldun kayyum!" diye çocuğa laf atıyor. Bu artık dilin içine girdi -argo değil- bir haksızlık, zulmün metoduna dönüştü.

Siz yerelle buluşmadığınız sürece çevrede de başarılı olamazsınız, yaşamda da başarılı olamazsınız, barışta da başarılı olamazsınız. "Önce zarar verme" dediğimiz şey gerçekten yerelle beraber, halkla beraber yönetebilmek, beraber geliştirebilmek.

Bugün yerel yönetimleri halk seçmişse, geliriyle gideriyle hesap sormasını biliyor; geliriyle gideriyle en iyi şekilde yönetilmeyi bekliyor. Nerede olursa olsun halkın iradesine saygı göstermek zorundasınız. Göstermediğiniz sürece, "Ben bilirim." dediğiniz sürece, "Ben her şeyi saptarım." deyince olmaz. Bir de bu iş yapboz değildir. "Ben olduğumda her şey mübah, ben olmadığımda her şeyi engellerim." demek kabul edilemez.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)