| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Teklifin 33'üncü maddesiyle 5393 sayılı Belediye Yasası'nın 15'inci maddesi değiştiriliyor. Bisiklet yolları, şeritleri, bisiklet ve elektrikli skuterlerin park ve şarj istasyonu, yolları yapma görevi belediyelere devrediliyor. Evet, belediyeler bisiklet yolu yapsın, skuter yolu yapsın, şeritleri buna göre düzenlesin, elektrikli skuterler için park yeri yapsın, şarj istasyonu yapsın; peki, bunların giderlerini kim karşılasın? Belediye karşılasın. Merkezî yönetim, belediyelerin yetkilerini kısıtlasın, giderlerini kısıtlasın, topladığı yardıma el koysun, kayyum atasın ama belediyeler bisiklet yolu, skuter yolu, şarj istasyonu, park yeri yapsın; Adalet ve Kalkınma Partisi de böylece doğayı korusun, öyle mi? Ne diyeyim bilmiyorum.
Şimdi, geleyim kaldığım yere, AİHM Büyük Dairesinin Selahattin Demirtaş kararına. En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 46'ncı maddesi kararların bağlayıcılığı ve infazını düzenliyor. Büyük Daire kararın nasıl uygulanacağını da çok ayrıntılı anlatmış, demiş ki: "Sayın Demirtaş'ın ikinci tutukluluğu, birinci tutukluluğunun devamı niteliğindedir." Bunu niye söylemiş? Hükûmetiniz itiraz ederken demiş ki: "AİHM kararı ile ikinci tutukluluk arasında bağ yok." Böylece bu itirazınızı reddetmiş ve ardından şunu söylemiş: "Bu nitelikte başka bir isimlendirmeyle yapılacak olan tutuklama bu kararın ihlalinin devamı anlamına gelecektir." Yani şapkadan tavşan çıkarsanız da, bırakın onu, tavşandan şapka bile çıkarsanız bu kararın ihlali anlamına gelecek, dolayısıyla bunu sakın unutmayın. (HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Adalet Bakanlığı şöyle bir şey söylemiş: "Anayasa değişikliğiyle dokunulmazlık kalktı, yargılama ve tutuklama hukuka uygun." İtirazınız böyle. Büyük Daire "Bu, öngörülebilir bir karar değil." demiş. Neden? İç Tüzük'te ve Anayasa'da dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin bütün hükümleri sıralamış -hani, İç Tüzük'te var ya, komisyon kurulacak, ondan sonra savunmasını alacak, daha sonra Meclise gelecek, Mecliste kendisini savunacak veya bir başkası savunacak, on beş gün içerisinde itiraz edecek- "Bütün bunlar bir tarafa bırakıldı." demiş, Anayasa değişikliğiyle. Ve "Topluca 59 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırdınız." demiş. "Bu, Türkiye'de ilktir, örneği yoktur, herhangi bir milletvekili açısından bu, öngörülebilir değil." demiş. Dolayısıyla, AİHM Büyük Dairesi dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin Anayasa değişikliğini de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne esasen aykırı bulmuş. Mahkeme madde 18'in ihlali yönünden değerlendirme yaparken "Her ne kadar 2014'ten önce de Sayın Selahattin Demirtaş hakkında soruşturma varsa da esas itibarıyla Adalet ve Kalkınma Partisinin 7 Haziran 2015'te seçimleri bir biçimde kaybetmesi, 2002'den beri ilk kez Meclisteki çoğunluğunu yitirmesi, çözüm sürecinin sonlandırılması ve 28 Temmuz 2015 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanının HDP yöneticilerinin bedel ödemesi gerektiğini söylemesinden sonra soruşturmalar çoğalmıştır." diyor Büyük Daire. Bu süreç sonunda 20 Mayıs 2016'da Anayasa değişikliği yapıldı, HDP'nin 59 milletvekilinden 54'ünün dokunulmazlığı kaldırıldı. Hükûmet burada şöyle bir itirazda bulunmuş, demiş ki: "Yalnız HDP'lilerin değil, 9 Cumhuriyet Halk Partili, 5 AKP'li ve 1 MHP'li milletvekili de yargılandı, cezalandırıldı." Ama her nedense bunu söylerken AKP milletvekilleri ve MHP milletvekilleri hakkında yargılamaya ve cezalandırmaya dair tek bir belge sunamamış. Bunun üzerine, bunun altını çizerek Büyük Daire demiş ki, mahkeme sadece HDP ve CHP yani muhalefet milletvekillerinin bu Anayasa değişikliğinden etkilendiklerinin altını çizmiş; dolayısıyla, "Bu Anayasa değişikliğiyle aslında muhalefet partilerinin milletvekilleri yargılanmıştır." demiş. Ayrıca, biliyorsunuz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İnsan Hakları Komiserinin müdahale, taraf olma talebini de kabul etmişti, onun söylediklerinin de altını çizmiş. Şimdi diyor ki: "Çok sayıda belediye başkanı da görevden alındı, tutuklandı. Ayrıca, pek çok yönetici, parti yöneticisi tutuklandı, gözaltına alındı. Dolayısıyla, bu istisnai bir durum değil, genel olarak muhalefete yönelik bir sindirme operasyonunun parçasıdır." diyor. Ve burada çok önemli bir şey daha söylüyor, diyor ki: "Hükûmet bunu yaparak çok önemli 2 tane seçime Sayın Selahattin Demirtaş'ın katılmasını engellemiştir."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tiryaki.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - 2 cümle söyleyeceğim Başkanım.
Diyor ki: "16 Nisan tarihli referandum ve 28 Haziran tarihli Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmasını, cepheden karşı çıktığı için başkanlık seçimlerine katılmasını engellemek için Selahattin Demirtaş tutuklanmıştır." diye altını çizmiş arkadaşlar; bunu unutmayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)