| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili kanunun 6'ncı maddesi üzerine söz aldım ancak bu madde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin amaçlarına hizmet etmediği gibi, kendi amacınız doğrultusunda kullanacağınız bir duruma getirilmiş. Çünkü bu kanun gerçekleşirse derneklerin önemli bir kısmını size uygun gelmediği için kapatacaksınız ama vakıfların önemli bir kısmına da kayyum atama yolunu seçeceksiniz çünkü vakıflarda genellikle ekonomik kaynak var; ekonomik kaynak denince de siz oraya fokuslanıyorsunuz zaten, oraya hemen hücuma geçiyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bu kanuna karşı sesini yükselten 10 tane kurumu da ben okumak istiyorum: İzmir Dayanışma ve Bilimsel Araştırma Derneği (İDA), Göç ve İnsan Vakfı, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Ege TUHAY-DER , Van KESK Şubeler Platformu, Altı Nokta Körlere Hizmet Vakfı, Mardin Ekoloji Derneği.
Değerli arkadaşlar, pandemi döneminden bu yana çok ciddi sorunlar yaşıyor çalışanlar özellikle.
Şu anda zaruri iş kolu olarak çalışan iş kolları var, bunlardan bir tanesi de gıda dağıtım işçileri. Gıda dağıtım işçilerinin üye olduğu Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası bana ulaştı ve sıkıntılarını iletti, sizlerle paylaşmak istiyorum: "Gıda dağıtımı işçilerinin hem çalışma saatleri hem de iş yoğunlukları pandemiyle birlikte çok arttı. Pek çok ülke, bu iş yoğunlukları sebebiyle gıda dağıtımı yapan işçilerini, sağlık çalışanları gibi, salgında özel önlemlerle destekliyor ve hatta aşının yapılacağı ilk grup arasında yer veriyor. Bizde ise onlar için alınmış herhangi bir özel önlem olmadığı gibi 'pandemi önlemi' adı altında alınan önlemcikler ise çalışma koşullarını daha da kötüleştirmiştir.
İşçiler, kötüleşen çalışma koşullarının iyileştirilmesi için Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikasına üye olmuşlardır. Ne var ki depo işçilerinin sendikalaşmasıyla birlikte 50'ye yakın işçi performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek ücretsiz izne çıkartılmış, üye oldukları sendikadan dolayı cezalandırılmışlardır. İşçilerin günde 39 lirayla geçinemeyeceklerini bilen patronlar; açıkça işçileri istifaya zorluyor, kıdem ve ihbar tazminatlarını almalarına engel olmak istiyor. Bunun yanı sıra izne çıkarılmayan işçilere ise çeşitli tutanaklarla mobbing uygulanıyor. Bu nedenle, en basit hâliyle ifade etmek gerekirse tuvaletlerde sabun yok ve temizlik işleri yapılmıyor. Adana Migros deposunda çalışan 5 işçi anayasal haklarını kullanarak sendikaya üye oldukları için işten çıkartılıyor. Migros Şekerpınar deposunda 80'e yakın işçinin Covid-19 testi pozitif çıktığı hâlde toplu taşıma araçlarıyla evlerine gönderiliyor, diğer beraber çalıştığı arkadaşları çalışmaya devam ediyor. Kocaeli Çayırova Migros-Us-Grup deposunda da sendikal faaliyet yürüten işçilerden 60'ına baskı kurularak tazminat ödenmeden istifa etmeleri için baskı sürdürülüyor. Bu nedenle, bir an önce bunların önüne geçilmesi lazım. Bu ücretsiz izin meselesi çok ciddi problem olmuş durumda ve işçiler bundan çok ciddi zarar görüyor."
Size bir fıkra anlatmak istiyorum: Sürü sahibinin biri, sürüye bir çoban bulmuş, sürüyü teslim etmiş, yaylaya göndermiş. Bir süre sonra çoban, elinde bir kova yoğurtla sürü sahibinin evine gelmiş. Sürü sahibi "Ne oldu?" demiş. Demiş ki: "Bütün koyunlar kurt tarafından öldürüldü. Mahvoldum, perişan oldum, hiçbir şey kalmadı." "Hiç mi bir şey kalmadı?" demiş "2 tane koyun kaldı. Bu 2 koyundan da süt sağdım, yoğurt yaptım, onu da size getirdim." demiş. Sürü sahibi sinirlenmiş, yoğurdu baştan aşağıya dökmüş, kafasından aşağıya. Adam dışarı çıkmış, arkadaşları "Ne yaptın?" demişler. Demiş ki: "Vallahi, bu işten de yüzümün akıyla çıktım." (HDP sıralarından alkışlar) Şimdi, bu pişkin ve başarısız çobandan sizin ne farkınız var? Her başarısızlıktan bir başarı öyküsü yaratmaya çalışıyorsunuz. Daha önce anlatmıştım, üzerinizde hâlâ bir derviş hırkası duruyor. En kısa zamanda bu derviş hırkasını sizin üzerinizden çıkartacağız ve sizin gerçek yüzünüzü halkın görmesini sağlayacağız.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)