GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Belki de sonda söylemem gereken şeyi başta söyleyeyim bugünkü görüştüğümüz yasayla ilgili. Bakın, bugün Sayın Erdoğan çevreciler hakkında ne demiş: "Türkiye'nin ve 83 milyonun faydasına olan enerji projelerimizin çevreci maskesi takmış Vandallarca engellenmesine müsaade etmeyeceğiz." "83 milyonun faydasına" dediği bu projeler yine 5'li çetenin faydasınadır. İşte, doğasını savunan da size muhalif olan da size karşı biat etmeyen herkes de "terörist" olarak yaftalanıyor. Herkese kolayca "terörizm" yaftasını yapıştırıp zulmediyorsunuz. Yani bu yasada isteğiniz, istediğiniz derneğe "terörizm" yaftasını yapıştırıp kayyum atamak, istediğinizde kapatmaktır.

Ülkenin asıl sorunları bugün işsizlik, yoksulluk. Sadece bugün içerisinde sosyal medyada karşımıza çıkan, bir gencin ve bir de orta yaşta bir yurttaşımızın feryatları vardı. Bir sağlık emekçisi olan bu gencimiz "Yirmi dört saat çalışıyorum bazen ama cüzdanım boş. Umudum yok, gelecekten bir beklentim yok." diyor ve bu işsizlik, umutsuzluk bütün gençleri sarmış ve umutsuzluğa sevk etmiş durumda. En sonunda da şunu söylüyor: "Bu röportajı yaptıktan sonra ben şimdi eve doğru giderken bir kaza geçirip ölsem bile hiç umurumda olmaz." O kadar hayattan bıkmış gençlerimiz.

Bugün, tabii, dediğimiz gibi, ülkenin gerçek gündemleri dışında, iktidar tamamıyla tahakkümünü tüm toplum, tüm kurumlar üzerinde kurmak için yeni yasalar yapıyor ve sürekli bunu da kurumlar üzerinde -tırnak içerisinde- "terör" adı altında bir baskı kurarak, herkesi terörize ederek kendine muhalif herkesi ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Değerli arkadaşlar, yakın zaman önce yapılan bir araştırma sonucu, AKP'nin Türkiye'yi, özellikle ifade ve basın özgürlüğü noktasında getirdiği noktayı gözler önüne seriyor. 37 ülke arasında başının belaya gireceğine inandığı için sosyal medyada siyasi görüşlerini paylaşmaktan en çok çekinen halk yüzde 65'le Türkiye. Ezici çoğunluk kendini ifade etmekten çekiniyor çünkü her an bir terörist yaftasıyla karşı karşıya kalabilir. Birçok farklı kurumun bu konuya ilişkin çalışmaları var; Pew Research Center'ın İfade Özgürlüğüne Destek Endeksi'nde, Türkiye 37 ülke arasında 29'uncu sırada, Uganda, Rusya, Endonezya gibi ülkelerde ifade özgürlüğüne destek Türkiye'den daha yüksek. Yine, 2008'de yapılan bir araştırmaya göre de Türkiye'de medyanın özgür olduğuna en çok inanan seçmenler yüzde 66'yla AKP seçmeni ve yüzde 46'yla MHP seçmeni. CHP'lilerin yüzde 80'i, İYİ PARTİ'lilerin yüzde 78'i ve HDP'lilerin de yüzde 82'si medyanın özgür olmadığını düşünüyor.

İşte, bu yasayla aslında yapmak istediğiniz sivil toplumu baskı altına almak ve sizin gibi düşünmeyenleri, biat etmeyenleri zapturapt altına almaktır ve bunu yaparken de sürekli bir algı yönetimi yöntemine başvuruyorsunuz. Aslında, bu yaptığınız uygulamalar -defalarca arkadaşlarımız dile getirdi- Joseph Goebbels'in, o Nazi Almanyasının Propaganda Bakanının başvurduğu yöntemdir. O dönemde Nazi Almanyasında da -aday olan- Mareşal Hindenburg için o zaman Naziler "asker kaçağı" diyordu -ya mareşal askerî alandaki en yüksek rütbedir- ve kendi kitlelerini inandırabiliyorlardı.

Değerli arkadaşlar, Borges'in çok güzel bir sözü vardır: "Diktatoryal rejimler zulümle, baskıyla biat ister ancak en kötü yönü, kendi etkisi altına aldığı kitleleri çok aptal yapar ama bir de iyi yönü vardır, kendi etkisi altına alamadığı kitleleriyse çok zeki yapar." der. Ve bugün kendi etkiniz altına alamadığınız kitleler bugün gözünü açtı ve bugün dışarıda halk uyandı, neyin ne olduğunu biliyor. Sizin bu çıkarmaya çalıştığınız maddelerin de sadece size, sermayeye, 5'li çetenize yönelik olduğunu da biliyor.

Sadece bir cümleyle söyleyeyim: Kürt meselesi çözülmeden bu ülkedeki hiçbir sorun çözülemez arkadaşlar diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)