| Konu: | 27 Ocak 1937'de Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyetinin Hatay'ın bağımsızlığını kabul ettiğine, bağımsız Hatay Cumhuriyeti'nin 2 Eylül 1938 tarihinde kurulduğuna ve 29 Haziran 1939 tarihinde Türkiye'ye katılma kararı alındığına, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Hatay ilinin millî sınırlara dâhil edilmesinde emeği geçenlere Allah'tan rahmet dilediğine, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 27 Ocak 1995'te Türkiye tarafından uygulanmaya başladığına, sözleşmeyle çocukların korunması ve gelişmesinin temel felsefe olarak kabul edildiğine, kırk sekiz yıl önce bugün, Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir'in ASALA tarafından şehit edildiğine, teröre kurban verilen tüm şehitleri bir kez daha rahmetle andığına, kamuya atanan 2.140 engelli vatandaşa başarılar dilediğine fakat atanmayı bekleyen 200 bin engelli adayın olduğuna, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi il başkanlarının zaman zaman kendile |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 27.01.2021 |
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
27 Ocak 1937'de Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti, Hatay'ın bağımsızlığını kabul etmiş ve bir seçimle nüfus çoğunluğunun tespit edilmesine karar vermiştir. Anlaşmayla Hatay'da tarafsız seçimler yapılmış, meclisin çoğunluğunda da Türkler yer almıştır. Böylece, bağımsız Hatay Cumhuriyeti 2 Eylül 1938'de kurulmuş ve 29 Haziran 1939'da Türkiye'ye katılma kararı almıştır. Bu vesileyle, Hatay'ın millî sınırlarımıza dâhil edilmesinde emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Hatay'ın ilk Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'e, ilk Meclis Başkanı Abdülgani Türkmen'e ve ilk Başbakanı Abdurrahman Melek'e Cenab'ı Allah'tan rahmet diliyorum ve hatıralarını minnetle yâd ediyorum.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi yirmi altı yıl önce bugün 27 Ocak 1995'te Türkiye tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Bu sözleşmeyle, çocukların korunması ve gelişmesi temel felsefe olarak kabul edilmiştir. Buna rağmen, Türkiye'de 5-17 yaş grubunda, çalışan çocuk sayısı 720 bin civarındadır. Çalışma ortamında fiziksel sağlığı olumsuz etkileyen faktörler incelendiğinde ise çalışan çocukların yüzde 12,9'unun uygun ortamda çalışmadığı görülmüştür. Bu tabloyu iyileştirmek ve geleceğimiz olan çocuklarımız için daha yaşanabilir bir Türkiye'yi inşa etmek hepimizin ortak hedefi olarak belirlenmelidir.
Yine kırk sekiz yıl önce bugün, Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir, Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilmiştir. Türk diplomatlara karşı ilk saldırı olarak nitelenen bu olay daha sonra bir cinayetler zincirini de başlatmıştır. Teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla dün 2140 engellinin kamuya ataması yapılmıştır. Bu kardeşlerimize hayırlı olsun diyorum, görev yerlerinde de başarılar temenni ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Fakat 2.140 atama beklentilerin oldukça altında kalacak ve ihtiyaca cevap vermeyecektir. Atanmayı bekleyen yaklaşık 200 bin engelli aday kardeşimiz mevcuttur. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2020 Engelli ve Yaşlı İstatistik Bülteni'ne göre ise toplam engelli kontenjan açığı 7.119 olarak açıklanmıştır. Kamuda hâlen boş olan 7.119 kişilik kontenjanı dolduracak bir biçimde atama yapılması icap ederken, bu rakamın yarısı bile doldurulamamıştır. Hükûmet, her kesimde olduğu gibi engelli istihdamında da taleplere cevap verememiş ve oluşan mağduriyetleri giderecek tedbirleri almayı becerememiştir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte devlet işleyişi bozulmuş, her alanda baskıcı tek parti devleti hâkimiyeti tesis edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bu sistemle birlikte Adalet ve Kalkınma Partisi il başkanları kendilerini zaman zaman vali yerine koyan davranışlar sergilemeye başlamışlardır. Üzücü olanı, bazı valilerin de AK PARTİ il başkanı gibi davranmaya başlamış olmalarıdır. Tekirdağ'da kapı kapı dolaşıp karne dağıtan AK PARTİ Tekirdağ İl Başkanı bunun son örneğidir. Öğrencilerin kişisel verileri üçüncü kişilere verilmiş, karneler okul idaresinin bilgisi dâhilinde basılmış ve bir siyasi partinin il başkanına teslim edilmiştir. Üstelik, karne dağıtımıyla ilgili video okulun resmî işlemlerinin yapıldığı haberleşme grubunda okul müdürü tarafından paylaşılarak ilgili siyasi partinin yararına faaliyette bulunulmuştur. Tüm bunlar ise olağan karşılanmış, Hükûmetten herhangi bir tepki gelmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, tamamlıyoruz.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - İl başkanı ve okul müdürü için herhangi bir yaptırım kararı alınacak mıdır? Biz bu konunun takipçisi olacağız ama iktidar grubunun da meseleyi takip etmesini hassaten istirham ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi her alanda Türkiye'ye zarar vermeye devam etmektedir. Parti devletinin ortaya çıkardığı sonuç bellidir: İl başkanları valilerin, valiler de il başkanlarının görev alanlarına nüfuz etmek üzereler.
Bu konuda tedbir alınmasını istirham ediyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum efendim.