| Konu: | Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 27.01.2021 |
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün burada ülkemizin gelişmesini yakından etkileyecek teknoparklarla ilgili bir yasa görüşüyoruz. Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse siz bilimi seçin." öğüdünü hiç unutmamalıyız. Bilim ve teknoloji demek demokrasisi, hukuku, üretimi, sanayisi gelişmiş, her alanda kalkınmış bir ülke demektir. Gelişmiş ülkelerin önceliği bilim ve liyakat, sizin sadakat. Onların önceliği teknoloji ama sizinki talan. Onların olmazsa olmazı hukuk ve adalet, sizin saray ve saltanat.
Bugün üniversitelerde yapılan antidemokratik, siyasi kayırmacı atamalar bilimin özellikle AKP döneminde nasıl siyasileştirildiğini, liyakatin nasıl ortadan kalktığını gösteriyor. Teknoloji transfer ofislerinde görev alan akademik personel tamamen gönüllülük esasına göre çalışmaktadır. Bu ofiste görev alanlar rektörlük inisiyatifiyle görevlendirilmiş, hiçbir güvenceleri de yoktur. Rektör değişimlerinde bu kadro tamamen değişebiliyor, sürdürülebilirlikten de uzaktır. Eşitlikten, bilimsellikten, hukukun üstünlüğünden ve demokrasiden uzak yönetimlerden teknolojik gelişme beklenemez.
Gelin, bazı verilere birlikte bakalım. Teknoloji bölgelerimiz yabancı yatırım çekemiyor. Teknoloji bölgelerinde faaliyet gösteren 5.920 firmanın sadece 317'si yabancı ortak bulabilmiştir. Dünyanın teknoloji devleri neden Türkiye'yi tercih etmiyor. Bari şu anda yatırım yapan firmalarımızı dinleyip teknokentlerin kaynak kullanımı ve görüşlerini dikkate alarak bina yapımı, yer tahsisi noktasında firmalara fırsat verip önlerini açalım. Dünyada 185 ülke arasında enflasyonu en yüksek 15'inci ülkeyiz. Türk lirasının değer kaybı yüzde 30'lara dayandı. 60 bin öğretmen atama beklerken iş bulmaktan ümidini kesen gençliğin sayısı 1,5 milyonu buldu. Esnafı, sanayicisi, çiftçisi, köylüsü perişanken, üreticiye hiçbir destek verilmezken, yabancı yatırımcılar ülkemizi tercih etmezken şimdi biz ülkenin bu durumunda, bunca eşitsizlik, üretimsizlik ve hukuksuzluk ortamında teknoparklardan konuşuyoruz, teknolojik gelişmeleri konuşuyoruz. Teknoparkların sorunları böyle yasa çıkarmakla çözülemez. Hukuka, demokrasiye, eşitliğe, akla ve bilime dayalı köklü bir reform gerekir. Bir ülkede açlık, yoksulluk konuşulurken teknolojik ilerleme sağlayabilme ne yazık ki o kervana binebilme şansımız yok.
Değerli milletvekilleri, biz Cumhuriyet Halk Partililer elbette kalkınmanın, bilimin ve bilime verilecek her türlü desteğin sonuna kadar yanındayız ama bunu yaparken de demokrasi ve yasamanın üstünlüğü ilkesine özen göstermeliyiz. 6'ncı maddede yapılacak teşvikleri olumlu bulduğumuzu komisyonda belirttik, burada da yineliyorum ancak bu maddede tek başına yetkilerin Cumhurbaşkanına devredilmesine de şiddetle karşıyız. Cumhurbaşkanının oran ve tutarları sıfıra indirmeye ya da 5 katına kadar çıkarmaya yetkili kılınması ölçülülük, orantılılık, yasallık, yasama yetkisinin devredilmezliği, hukuk devleti ilkeleri bakımından mahzurludur diyoruz. Yani ülkeyi tam saray şirketi konumuna getiriyorsunuz, dikkat edin, uyarıyoruz. Bu anlamıyla bilimsel gelişme ve teknolojiye dayalı başarı asla elde edilemez. Kararnamelerle devlet yönetiyorsunuz. Yetmiyor, bir de yasalarla Cumhurbaşkanını sınırsız yetkilendiriyorsunuz. Sabah bir uyanıyoruz, orman sınırlarını belirleme yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiş. Meclisin Kanun Hükmündeki Kararnameleri denetleme yetkisi bile yok. Bu durum demokratik denge ve denetleme hukuk sistemine aykırıdır. Cumhurbaşkanının yetkileri Meclisin yetkilerinin üzerinde olamaz, olmamalıdır. Parlamentoyu işlevsizleştirmek için her şeyi yapıyorsunuz. Kararnameleri düzeltmek için kararname çıkarıyorsunuz. Bu yılın başında 24 asıl kararnameyi düzeltmek için 31 farklı kararname çıktı, farkında mısınız? Gazi Meclisi torba yasaları onaylayan merci hâline getirdiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Devam edin.
KADİM DURMAZ (Devamla) - Saray güç zehirlenmesiyle halktan tamamen koptu. Sizler ise evine ekmek götüremeyen insanların, esnafın, sanayicinin, çiftçinin, emeklinin, işçinin, işsizin sorunlarını görmezden gelmeye devam ediyorsunuz. Millete kuru ekmeği reva gördünüz. İktidarsınız diye her yetkiyi denetimden, hukuktan uzak kullanamazsınız. Bu vatanın topraklarını, doğasını, ovasını, yaylasını sınırsız yetkilerle talan ettiremezsiniz. Artık güç zehirlenmesini bırakın, vatandaşı görün. Vicdani mesuliyetinizin olduğunu yüce Mecliste tekrar hatırlatıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)