| Konu: | Sultan II. Abdülhamit Han'ın ölüm yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 09.02.2021 |
OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizleri ekranları başında izleyen aziz milletimiz; Sultan Abdülhamit Han'ın ölüm yıl dönümü münasebetiyle şahsım adına gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Âlemibekaya irtihalinin 103'üncü seneidevriyesinde Ulu Hakan Sultan Abdülhamit Han'ı bir kez daha rahmetle, minnetle, tazimle yâd ediyorum. Rabb'im ruhunu şad etsin, mekânını cennet eylesin; Yüce Mevla'm onu cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın.
Tahtıosmani'de otuz üç yıl boyunca hükümdarlık yapmış, Devlet-i Âliyye'nin en sancılı, en zor zamanlarına şahitlik etmiş Sultan Abdülhamit gibi abidevi bir şahsiyetin hayatını birkaç dakikaya sığdırmak elbette mümkün değildir. Üstat Necip Fazıl "36 Osmanlı hükümdarı arasında belki de en büyüğü" diye tarif ettiği Sultan Abdülhamit'i ve onun hayatını kendi üslubuyla birkaç cümleyle şöyle özetliyor: "Abdülhamit'i anlamak, hayatı anlamak, her şeyi anlamaktır." diyor.
Sultan Abdülhamit 21 Eylül 1842 tarihinde dünyaya gelmiş, şehzadeliği döneminde özel hocalardan eğitim almış, Türkçenin yanında Arapça, Farsça ve Fransızca eğitimler görmüştür. Bunun yanında Batı musikisi konusunda tahsil görmüş, amcası Abdülaziz'in yurt dışı seyahatlerinde, Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yer almış ve içinde bulunduğu dünyayı bu vesileyle tanımıştır. Şehzadeliği döneminde Maslak'ta büyükçe bir çiftlik kurarak orada ticaret yapmış, maden işleriyle uğraşmış, ticaret sayesinde hem insanları hem hayatı hem de dünyayı daha yakından tanımıştır.
Değerli milletvekilleri, Sultan Abdülhamit Han 31 Ağustos 1876'da 34 yaşında 34'üncü Osmanlı padişahı olarak tahta çıkmıştır. Abdülhamit Han otuz üç yıl devlete hükmetmiş ve 27 Nisan 1909'da tahttan indirilmiştir. Bu süre içerisinde önemli hizmetlere vesile olmuştur. İlk olarak Kanun-ı Esasi'yi ilan etmiştir, akabinde ilk istihbarat teşkilatı Yıldız İstihbarat Teşkilatını kurmuştur. 27 bin metrekarelik bir alana Darülacezeyi kurmuştur. Eğitimde başlattığı seferberlikle, 250 olan rüştiye sayısını 900'lere çıkarmış; yine İstanbul'da sadece 9 olan kız lisesini 76'ya çıkarmış ve Anadolu'da da kız liselerinin açılması için adım atmıştır. Siyasal Bilgiler Fakültesini ve Hukuk Fakültesini açmıştır. Ziraat Bankasını kurdurmuş, sağlıkta ise Şişli Etfal Hastanesinin açılmasına vesile olmuştur. Tahtta kaldığı süre içerisinde demir yolu hattını 3 katına çıkarmış, en önemlisi, Hicaz Demir Yolu Hattı'nı bitirmiş ve Haydarpaşa Garı onun zamanında yapılmıştır.
Abdülhamit Han son derece merhametli bir padişahtı. Kendisine suikast planları yapanları, suikasta kalkanları bile affetmişti. Tedbiri elden bırakmayan bir padişahtı. Şüpheci bir yapısı vardı ama kendisine evhamlı diyenlere "Beni evhamlı sanıyorlar; hayır, ben sadece gafil değilim." demişti. İsrafı sevmezdi, israftan ve savurganlıktan kaçınan bir padişahtı. Alışveriş yapan ağalara aldıkları şeylerin fiyatlarını tek tek sorar, kontrol ederdi. İleri görüşlüydü. Dünyanın bir savaşa gittiğini tespit ederek çeyrek asır önce Çanakkale'de Hamidiye Tabyalarını yaptırdı ve "Bu tabyalar ayakta durduğu sürece Çanakkale geçilemez." diye ta o gün söylemişti. Projeleri ve ufku olan bir padişahtı. İstanbul'un her iki yakasını birbirine bağlayacak 2 boğaz köprüsünün ve Avrupa'yı Marmara Denizi'nden Anadolu'ya bağlayacak demir yolunun projesini ta o zaman yaptırdı. Vatanseverdi. Osmanlı'nın tüm dış borçları karşılığında Kudüs'e Yahudilerin yerleşmesi, devlet kurulması talebine karşılık "Ben parayla vatan toprağını satamam. Bu vatan toprağı bana değil, milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir." diyerek İsrail devletinin kurulmasını elli yıl sonraya ötelemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
OĞUZHAN KAYA (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm emperyal güçler Abdülhamit'i yıkmadıkça Osmanlı'yla baş edemeyeceklerini anlamışlar, onun için de hem içten hem dıştan uğraşmışlar, o dönem Osmanlı'da bulunan birçok kişi de entelektüel de Abdülhamit'le uğraşmıştır. Sonrasında bir kısmı pişman olmuştur, o pişman olanlardan birinin mısralarıyla sözlerimi bitirmek istiyorum. "Tarihler ismini andığı zaman/ Sana hak verecek ey koca sultan/ Bizdik utanmadan iftira atan/ Asrın en siyasi padişahına/ Padişah hem zalim hem deli dedik/ İhtilale kıyam etmeli dedik/ Şeytan ne dediyse, biz beli dedik/ Çalıştık fitnenin intibahına" diyor, sözlerimi bitiriyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)