GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:45
Tarih:10.02.2021

CHP GRUBU ADINA YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün ve dün yüce Mecliste, Genel Kurulda uluslararası antlaşmaların Türkiye'mize, ülkemize neler kazandıracağı noktasında görüşmeler devam etti ve aynı görüşmelere bugün devam ediyoruz.

Tabii, aylardır, özellikle 27'nci Dönem Parlamentosunda AKP Grubu tarafından verilen teklifler genellikle temel kanun olarak geliyor idi. Temel kanun olarak geldiği için de gruplar adına maddelerde konuşma şansımız olmuyor idi. Şimdi, uzun bir aradan sonra ilk defa temel kanun olarak gelmeyen 3 maddelik bir kanun teklifinin müzakerelerini yapıyoruz.

Sevgili arkadaşlar, 6 maddeden oluşan, 9 maddeden oluşan, 12 maddeden oluşan kanun tekliflerinin temel kanun olarak Parlamentoya gelmesinin alışkanlığından çıkıp şimdi bir uluslararası antlaşmayı konuşuyoruz.

Sıra sayısı 82 olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle enerji alanındaki iş birliğini Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak destekliyoruz, onaylıyoruz ve kabul yönünde oy vereceğimizi belirtmek istiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti deyince, kuşkusuz yavru vatanımızdır. Bu yavru vatana yapılacak her türlü iş birliğine, her türlü anlaşmaya ve her türlü yatırıma Türkiye Cumhuriyeti devletinin destek vereceğine, katkı vereceğine yürekten inanıyoruz ve bugüne kadar yapılan çalışmalardan sonra da çalışmaların ve hizmetlerin daha büyük oranda yapılamasını talep ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, tabii, gündem uluslararası antlaşmalar olunca Türkiye'nin kanayan bir yarasına değinmek istiyorum. Uluslararası antlaşma deyince uluslararası taşımacılık yapan bir sektörün sorunlarına değinmek istiyorum. Sevgili arkadaşlar, Karayolu Taşıma Kanunu ile bu kanuna bağlı yönetmelikle sektörde çok sayıda, hatta alfabetik sıradaki tüm harfleri kapsayacak bir şekilde belge üretilmiş bulunmaktadır. Karayolu Taşıma Yönetmeliği'ne baktığımızda, gerçekten A belgesi, B belgesi, C belgesi, D Belgesi, E belgesi yani bizim 29 harfimizi taşıyacak belgeler istenmektedir. Özellikle bu belgelerin sektör tarafından uygulanması, kabullenilmesi ve denetlenmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır. Bu sektörde bulunan ticaret erbablarına yani şirketlere, şahıs şirketlerine, holdinglere bu belgelerin alınma zaruriyeti getirilmiştir ama uygulama ve kontrol noktasında hiçbir gayret gösterilmemiştir. Yine, çok sayıda yaratılan bu belgeler, sektörde rekabet avantajı yerine olumsuz etkiler yaratmıştır. Mutlaka bu sayının sektör ihtiyaçları doğrultusunda, dünyadaki örneklerinde de olduğu gibi, taşımacı yani acente, komisyoncu ve organizatör şeklinde daha basitleştirilmesi gerekmektedir. Bu belgeler karşılığında anlamsız bir şekilde sektör gerçekleriyle bağdaşmayan yüksek miktarda ücret alınmaktadır. Yani tüm Avrupa'ya taşımacılık yapan, yine adına "dozvola" denilen bu belgenin alınması, bu belgelerin kullanılması uygundur. Fiyatların yüksek olması, denetlenmemesi ise ayrıca bir dezavantajdır. İş yapmak isteyen insanlara belge ücretiyle ilave bir şekilde yük getirilmektedir, masraf getirilmektedir. Özellikle bu ücretlerle kamyoncu esnafımız cezalandırılmaktadır, yurt dışı taşımacılık yapan lojistik şirketlerimiz cezalandırılmaktadır. C2 yetki belgesi, firmaların uluslararası kara yoluyla taşıma yapabilmesi, 1974 yılından itibaren müktesep hak olan müşterek iş yapma, diğer bir anlatımla ortak taşıma yapma hakları uluslararası konvansiyon hükümlerine de aykırı olarak ellerinden alınmıştır. Bu, açık ve net bir şekilde, uluslararası taşımacılık yapan esnafımızı zor durumda bırakmaktadır. Bir taraftan "İhracatımızı artıralım, Türkiye'de üretilen malları diğer dünya ülkelerine taşıyalım, onlara satalım, ülkemize döviz girdisi olsun." diye düşünürken, bir taraftan da bu sektörle uğraşan tüm uluslararası lojistik firmalarını zor durumda bıraktığımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.

Yine, değerli arkadaşlar, bu hizmetleri verebilmeleri için bu firmalardan -yani uluslararası taşımacılık yapan firmalardan- R2 belgesi karşılığı tam 150 bin Türk lirası belge parası alınmaktadır. Düşünebiliyor musunuz 1 tane tırı olan, 2 tane tırı olan, 3 tane tırı olan bir firmaya "Siz uluslararası taşımacılık yapacaksanız bu belgeyi almak zorundasınız, bu belgenin de karşılığı, Ulaştırma Bakanlığına belge parası olarak tam 150 bin Türk lirası ödemek zorundasınız." diyorsunuz. Bir taraftan ihracatı çoğaltalım, döviz girdisi çoğalsın diyoruz, bir taraftan da bu işi yapan firmaları cezalandırıyoruz.

Yine, değerli arkadaşlar, uluslararası taşımacılıkta, özellikle Avrupa hattında tarife dışı engeller, belge sıkıntıları devam etmektedir. Özellikle sürücülerimiz için yani kamyon şoförlerimiz, tır şoförlerimiz için Schengen vizesi temininde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bir nevi, bu şoför arkadaşlarımıza, sürücü belgesi olan arkadaşlarımıza Schengen vizesi verilmemesi için her türlü zorluk çıkarılmaktadır. Bunun mutlak surette çözülmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii, zaman içerisinde bu sorunların çözülmemesi, bugüne kadar çözülmeyişinin eksikliğini ilgili iktidar partisinin ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kendi içerisinde sorgulaması gerekiyor.

Yine, değerli arkadaşlar, dünyada ve ülkemizde bir pandemi süreci yaşıyoruz. Bu pandemi sürecinde ticari taşıtlardan alınan motorlu taşıt vergilerinin en azından bu pandemi sürecinde nakliye sektöründen alınmayarak bu sektöre bir destek sağlanması gerekiyor. Bunlar, motorlu taşıtlar vergisi (MTV) ve TÜV. Yani özel araçların TÜV istasyonlarında kontrolü elbette mecburi ama bunların, MTV'nin ve TÜV uygulamasının nakliye sektörünü, uluslararası lojistik yapan firmaları rahatlatacak bir şekilde en azından pandemi döneminde kaldırılması gerektiğine inanıyoruz.

Yine, değerli arkadaşlar, bu ülkede en çok vergi veren esnafların başında nakliyecilik ve kamyonculuk sektörü gelmektedir. 27 çeşit vergi ödemektedir, nakliyecilik işi yapan bir firma devlete 27 çeşit vergi ödemektedir. Bu vergi yükümlülüğünün altından kalkamayan milyonlarca esnaf, kamyoncu ve lojistik firması vardır.

Yine, diğer bir konu, özellikle, ihracat yapan, Avrupa'ya uluslararası taşımacılık yapan firmaların gümrük kapılarında yaşadığı sorunları hepiniz biliyorsunuz. Son aylarda yüz tanıma sistemi kurulmuştur. Evet, bu yüz tanıma sistemi gerçekten olabilir, yapılabilir, iyi, doğrudur ama gümrüklerde bu sistemden kaynaklanan çok ciddi zaman kaybı söz konusudur. Bakınız, Avrupa'dan gümrük kapımıza gelen bir nakliye firmasının kamyonu yaklaşık yirmi dört, yirmi altı saatte gümrük kapısına geliyor ve bir kapıda, bizim kapımızda yani Türkiye'ye giriş kapısında bu yüz tanıma sisteminden dolayı en az üç gün, otuz altı saat, kırk sekiz saat şeklinde, iki gün, üç gün beklemek zorunda kalıyor. Bu sorunun da mutlak surette çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.

Yine, değerli arkadaşlar, başta İpsala, Hamzabeyli ve Kapıkule kapılarında yakıt satış fiyatı yani mazot fiyatı 4,64 kuruşken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

YAŞAR TÜZÜN (Devamla) - ...bizim Çeşme, Mersin ve Yalova limanında yakıt fiyatı 3,80 kuruş yani arada 80 kuruş fark var. Bu paranın da nereye gittiğinin, kime gittiğinin, kimlere gittiğinin sorgulanması gerekir.

Sevgili arkadaşlar -son olarak- akaryakıt fiyatlarına ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Örneğin, bundan altı ay önce dolar 8,50 kuruş iken mazot fiyatı 6,60 idi, şimdi dolar 7 liraya düştü ama mazot fiyatı yine 6,60 lira; dolar yüzde 20 düşmesine rağmen akaryakıt fiyatına bu düşüş oranı yansımadı.

Bütün nakliyeci esnafı, uluslararası lojistik yapan firmalar adına ve tüm kamyoncu esnafı adına bunları dikkate almanızı bir kez daha talep ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)