| Konu: | (10/1058, 1071, 1108, 1220, 1288, 1369, 1464, 1559, 1560) Esas Numaralı Rabia Naz Vatan Başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması ve Bu Konuda Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 11.02.2021 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümleri üzerine hazırlanan Komisyonda -arkadaşlarımız da biraz önce söylediler- birlikte çalıştık. Belki Rabia Naz Vatan kızımızın ölümüyle ilgili bir neticeye ulaşamadık ama umut ediyorum elde ettiğimiz bilgiler, raporda paylaştığımız verilerle bundan sonra olmasını temenni etmediğimiz ama olduğunda da daha basit çözülebileceğini umduğumuz, tespit ettiğimiz somut sorunları raporumuzun sonunda paylaştık ama öncesinde şunu söylemek istiyorum: Şaban Vatan ve Atika Vatan başta olmak üzere çocuğunu bu tür kaybeden bütün ailelere başsağlığı diliyorum, temenni ediyorum ki bir daha böyle bir ölüm olmasın; çok zor aşamalardan geçtiklerini Komisyon çalışmasındaki arkadaşlarımızla birlikte orada bizzat gördük. Komisyonun başlangıç noktasında arkadaşlarımızla birbirimize karşı belki ön yargılı olduğumuz zamanlar da olmuştur. Siyasi fikirlerimizin farklı olduğu aşikâr ama bütün Komisyon üyeleri özellikle Rabia Naz Vatan kızımızla ilgili ön yargısız ve çok iyi çalıştılar, ben de onlardan biriyim. Elbette ortaya çıkan bir kanaatimiz var ama şimdi bütün arkadaşlarımızın söyledikleri dışında -biraz daha somut- bu çocuğumuzun evinin orada son on dakikayı tespit edemedik biz Araştırma Komisyonu olarak. Zannediyorum, yargı da bu şekilde o son on dakikayı tespit edemediği için bir karar verdi ama oraya kadar gelen süreçle ilgili daha tespit edilebilir, yargılama unsurlarıyla ilgili daha teknik birkaç konuyu söylemek istiyorum.
Çocuğumuz evin önünde bulundu yaralı bir şekilde, yaralıydı ve kendisini ifade edemiyordu, konuşamıyordu. Dilinde yaralanmadan kaynaklı kendisini ifade edememe ve bir hezeyan hâli var anlatılanlara göre, vücudunda çeşitli yerlerde kırık -en önemli kırık da ayak tabanlarında- aşık kemiğinde kırıklar var. Ambulansla hastaneye götürülüyor. Ambulans ve hastane süreçleri dışında, polisin olay yerine gelmesi ve delil toplama süreci var. İlk delil toplama sürecini gerçekleştiren polisler Eynesil'deki en yakın karakoldaki, amirlikteki polisler. Bizim de arkadaşlarımızın da ortak kanaati, orada toplanan delillerin daha nitelikli olması, daha iyi çalışılması durumunda, belki biraz önce konuştuğumuz, Başkanımızın da izah ettiği siyasi baskı unsurunu, soruşturmanın iyi yürütülmediği unsurunu bugün konuşmuyor olacaktık. Daha sonra gelen teknik ekip ilk gün de orada çalışma yapmış olsaydı -Jale Hanım'ın da Filiz Hanım'ın da Sevda Hanım'ın da Başkanımızın da- hepimizin tespit ettiği o hususlar belki gerçekleşmemiş ve bunları konuşmuyor olacaktık ama gerçekleşmiş.
Şimdi, burada en önemli iddia, en önemli bulgu, biz oraya gittiğimizde kamuoyunda da en çok konuşulan şey şuydu: Bir aracın çarpması, araç çarptıktan sonra yaralı çoğumuzu metruk bir binaya götürüp üzerindekileri temizlemeleri, üzerindeki kanın temizlenmesi ve daha sonra da evin önüne bırakılmasına dair kamuoyunda konuşulan kuvvetli bir iddia vardı. Biz de araştırmalarımıza o noktadan başladık. Polis o noktada birçok araştırma yapmıştı ama biz bunun ne derece yeterli olduğuna emin olamadığımız için kendimiz bu araştırmayı yaptık. Bu metruk binaya ve bir araç çarpması sonucu kaza olduğuna dair insanlarda böyle bir kanaat oluşmasına sebep olan şey de şuydu: Çocuğumuzun vücudunda birçok kırık olmasına rağmen, iç kanama olmasına rağmen dışarıda yeteri kadar çok kan görülmemesiydi. İnsanlar bunu vücudundaki kanın temizlenmesi ve daha sonra evin önüne bırakılması diye nitelendirilmişlerdi. Adli Tıp raporlarında bir husus var; meydana gelen kırıklarda iç kanama yoğun bir şekilde var ama kanın dışarıya çıkması söz konusu olmamış. Dolayısıyla da -arkadaşlarımızla birlikte hem metruk evde hem o güzergâhta yaptığımız gezilerde- olayın gerçekleştiği saat, iddia edilen gerçekleşme biçimiyle aslında bir aracın çarpmasının söz konusu olmadığına dair bir kanaatimiz var. Bu kanaatimizi güçlendirecek bir Adli Tıp verisi var, o da şu: Çocuğumuzun vücudundaki kırık aşık kemiklerinde ve ayak tabanlarının patlamasına sebep olmuş -şimdi, ben fotoğraflarını size getirmedim. Belki babası, ailesi izliyordur, yeniden bir acı hissetmesinler diye- ama çocuğumuzun ayağının aşık kemiğinde bir kesi ve bir kırık var. Adli Tıp raporunda yüzde 99,9 yüksekten düşmeye bağlı oluşan bir kırık şekli. Yani, yüksekten düşmede vücudun bütün ağırlık noktasının bacaklara ve ayaklara sirayet etmesiyle yanda bir patlama ve kırık oluşmuş. Dolayısıyla da böyle bir kırığın ve böyle bir eylemin araç çarpmasıyla gerçekleşemeyeceğine dair Adli Tıpçıların bir kanaati oldu. Ama bu kanaati -bir karar demiyorum size- güçlendirecek veya bu kanaati bir hükme dönüştürecek başka bir unsur daha var: Şimdi, çocuğumuzun vücudundaki kırığı anlattım ama araç çarpması durumunda bir insanda nasıl kırık meydana gelir, bununla ilgili de bir Adli Tıp raporu var. Daha basit anlatalım burasını: Yatay seyirde bir araç insan vücuduna çarptığında meydana gelecek kırık ile insanın yüksekten düşmesinde meydana gelecek kırık çok çabuk tespit edilebilir ve ayırt edilmesi çok kolay bir kırık şeklidir bu ama çocuğumuzda bu durum yeteri kadar ayırt edilememiş. Bununla ilgili ilk yapılan çalışmada -Jale Hanım bu konuya değindi- çocuğun bacağına bir kesi atılsaydı ve o kırıkların şekli incelenseydi belki yine, bugün bunu konuşmuyor olacaktık çünkü yüksekten düşmede dikey seyirde bir kırık oluşacak ama yataydan gelecek bir etkiyle oluşacak -şöyle, elimle de size gösteriyorum- kırığın şekli ile yukarıdan inecek kırığın şekli birbirinden farklı olacak. Bunu tespit edecek bir cihaz aslında Adli Tıp kurumlarında var, skopi cihazı; ilk raporda skopi cihazı da kullanılmış ama vücutta mermi izi olup olmadığına dair kullanılmış. Belki skopi cihazıyla o kırığın şekli tespit edilseydi veya da söylenildiği gibi, bir kesi oluşturup el muayenesi yapılsaydı bu konuştuğumuz şaibelerin hiçbiri konuşulmayacak ve çocuğumuzun vefatıyla ilgili konu bir neticeye bağlanacaktı.
Neticede bu araştırmaların sonuna geldiğimizde, evinin yakınındaki on dakikayı tespit edemiyoruz ama elimizde bir kanaat var; yüksekten düşmeyle oluştuğu düşünülen bir Adli Tıp raporu var. O zaman şuna karar verelim dedik: İntihar olabilir mi? Birisinin itmesi olabilir mi? Yoksa çocuğumuz kendisi düşmüş olabilir mi? Bütün heyetimizdeki kanaat, intihar olmayacağı yönünde çünkü çocuğumuz, hayat dolu bir çocuk, başarılı bir çocuk. Öğretmenlerini dinledik, arkadaşlarını dinledik, annesini dinledik, amcasını dinledik; çocuğumuz, hayata tutunan bir çocuk. Biraz kilosu var. Babasına tekvando kursuna gitmek istediğini söylemiş. Okuduğu kitaplara baktık. Bütün bunlardan, bizim çocuğumuzun böyle bir eğiliminin olamayacağına dair bizde net bir kanaat oluştu.
İkincisi, birisi tarafından itilmiş olabilir mi? Bununla ilgili hem bizim Komisyonumuzda hem de yargılama makamında bir tespit yapılamamış ama belki ilk yapılan çalışmada şu yapılsaydı... Zaten Başkanımız bunu eleştiriler kısmında ve öneriler kısmında, raporumuzun sonunda yazmıştı. Çocuğumuzun babasının, zaman zaman çatıya çıktığı ve tekvando hareketleri yaptığına dair bir beyanı var. O tekvando hareketleri sırasında düşmüş olma ihtimalini değerlendiriyor yargılama makamı.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama çatıya çıktığını bilmiyoruz.
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ama çocuğumuzun o hareketleri yaptığı, orada tutunduğu bir direk, işte, orada ayağında oluşan çatıdan kaynaklı bazı beyaz toz ya da kum örnekleri var. Bunlarla ilgili araştırmaların belki ilk ekip tarafından -teknik boyuta hâkim olmayan polis memuru arkadaşlar olduğu için- yapılamadığını düşünüyorum ama daha sonra, sekiz ay sonra göreve başlayan ekip çok teknik inceleme yapmış. Bunlarla ilgili de ciddi Adli Tıp raporları var ama bu ihtimalle ilgili bir bulgu elimizde yok.
Üçüncü ihtimal de yanlışlıkla düştüğü yönünde. Yani zaman zaman, babasının da söylediği gibi tekvandoyu seven ve tekvando kursuna yazılmak istediğini babasına söyleyen çocuğumuzun, okuldan geldikten sonra çatıya çıkıp bu tekvando hareketlerini yaparken düşmüş olma ihtimali ama bu her 3 seçeneğin ortak noktası şu: Adli Tıp raporuyla, çocuğumuzun düştüğüne dair, yüksekten düştüğüne dair kuvvetli bir kanaat var. Kuvvetli kanaatin sebebi de -biraz önce izah ettiğim gibi- ayağında ve vücudunda meydana gelen kırıklar. Yüksekten düşmede ilk önce ayak kemikleri, daha sonra kalça kemikleri, daha sonra omur ya da boyun kemiklerinde kırık oluşuyor; çocuğumuzda da aynen bu şekilde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Dolayısıyla da Adli Tıp böyle bir değerlendirme yapmış.
Filiz Hanım'ın, çocuğumuzun üzerindeki kıyafetleriyle ilgili bir kimyasal inceleme raporu olmadığına dair bir tespiti oldu ama ben şimdi size söyleyeceğim: Rabia Naz'ın DNA karşılaştırmasına ilişkin bir rapor var; Rabia Naz'ın kıyafetleri üzerinde kimyasal incelemeye ilişkin bir rapor var; yine, Rabia Naz'ın kıyafetleri üzerinde fiziki incelemeye ilişkin bir rapor var; yine, Rabia Naz'ın kıyafetleri üzerinde araç lastik izine dair bir rapor var. Bunlarla ilgili daha bizim burada zikretmediğimiz, zamanımızın da olmadığı birçok konuda Adli Tıp raporu, teknik raporlar var ama nihayetinde açıklığa kavuşturulamamış bir olay var.
Bizim için faydalı olan şu, raporumuzun sonuç bölümünde de var: Bu yargılama süreciyle ilgili birçok eksiklik tarafımızdan tespit edilmiş, bundan sonraki soruşturmalarda bu tespit ettiğimiz eksiklikler soruşturmaya eklendiğinde inşallah, daha sağlıklı sonuçlar alınacak diye düşünüyorum.
Hepinize teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)