| Konu: | (10/38, 466, 494, 536, 978, 983, 984) Esas Numaralı Bilişim Teknolojileri Bağımlılığının Etkilerinin İncelenerek Olası Zararlarının Bertaraf Edilmesi ve Bu Teknolojilerin Kontrollü Kullanımının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Saptanması Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 46 |
| Tarih: | 11.02.2021 |
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 214 sıra sayılı Bilişim Teknolojileri Bağımlılığının Etkilerinin İncelenerek Olası Zararlarının Bertaraf Edilmesi ve Bu Teknolojilerin Kontrollü Kullanımının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Saptanması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletimizi, basın mensuplarımızı ve Gazi Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Bilişim Teknolojileri Bağımlılığını Araştırma Komisyonu 8 Mayıs 2019 tarihinde çalışmalarına başlamış, 21 Kasım 2019 tarihinde çalışmalarını tamamlamıştır. Komisyon görev süresi boyunca 13 toplantı düzenlemiş, bu toplantılarda ilgili bakanlıklar, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve uzmanlar dinlenmiş, her birinden istifade edilerek raporumuz hazırlanmıştır. Komisyonca dinlenen kişi ve kurumların verdiği bilgilerden ve Komisyona gönderilen cevabi yazılardan da yararlanılarak düzenlenen Komisyon Raporu'muz 21/5/2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına arz edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, bilişim teknolojilerinin hızla gelişip çeşitlendiği günümüzde, özellikle pandemi sürecinde bilişim teknolojileri araçları hızla evlerimize girmiştir. Hayatımızın her anında, her alanında kullanmakta olduğumuz bu teknolojiler yapay zekâ, kodlama, robotik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti, sosyal ağlar, dijital platformlar gibi çeşitli alanlarda gelişim göstermektedir. Bilişim teknolojileri her alanda hızla yayılırken bilinçsiz ve aşırı kullanımının verdiği zararlar da katlanarak artmaktadır. Gençlerimiz ve çocuklarımız başta olmak üzere toplumumuzun bütün kesimlerinde teknoloji bağımlılığı bu zararların en başında yer almaktadır. Bağımlılık, bireyin fiziksel, sosyal, ruhsal ve zihinsel sağlığı üzerinde yıkıcı sonuçları olduğu hâlde belirli bir aktivite ya da maddenin tekrarlayıcı şekilde uygulanması ya da kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Alkol, esrar, kokain, eroin gibi kimyasal madde kullanımıyla ilişkili bağımlılıklar olduğu gibi kumar, alışveriş, bilgisayar oyunları oynama gibi davranışsal bağımlılıklar da mevcut.
Bilişim teknolojileri bağımlılığı da davranışsal bağımlılıklar arasında yer almaktadır. İnsan-makine etkileşimine dayanan teknolojik bağımlılıklar televizyon izleme gibi pasif veya bilgisayarda oyun oynama gibi aktif bir bağımlılık şeklinde görülmektedir. Dünya çapında bilişim teknolojileri bağımlılığının yaygınlığıyla ilgili çalışmalara bakıldığında en riskli dönemin ergenlik dönemi yani 13'le 18 yaş olduğu, erkek ergenlerde bilgisayar oyunlarıyla, kız ergenlerde ise akıllı telefon ya da sosyal medyayla ilişkili bağımlılık davranışlarının daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Ayrıca önemli bulgulardan birisi de henüz bağımlılık geliştirmemiş olan ama teknoloji kullanımının sorunlu hâle gelmeye başladığı problemli teknoloji kullanımı gösteren riskli grup için yaygınlık oranları yüzde 3,7 ila yüzde 29 arasında iken teknoloji bağımlılığı için yaygınlık oranlarının yüzde 0,2'yle yüzde 3,1 arasında olmasıdır.
Problemli teknoloji kullanımı, bağımlılık gelişmeden önceki aşamada ve müdahale edilebilir durumda olan gençlerin durumunu ifade ettiği için koruma ve önleme çalışmaları açısından büyük önem arz etmektedir. Yani aslında bağımlılık kazanmadan önceki sürecin yani ön alma sürecinin en önemli süreç olduğunu da buradan belirtmek isterim.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda da problemli teknoloji kullanımı yaygınlığının teknoloji bağımlılığı yaygınlığından daha yüksek olduğu görülmektedir. Ülkemizde 2011 yılında yapılan bir yaygınlık çalışmasında ortaokul öğrencileri arasında problemli internet kullanımı yüzde 17,45, internet bağımlılığı sıklığı yüzde 2,33 olarak saptanmıştır. Bu durum bağımlılığı önlemek adına daha fazla mücadele etmemiz gerektiğinin altını çizmektedir.
Değerli milletvekilleri, bağımlılığın üç temel özelliğini güçlü istek duyma, kontrol kaybı ve ısrarcı kullanım şeklinde ifade edebiliriz. Bilişim teknolojileri bağımlılığının en temel nedeni ise gerçek dünyayla bağlantıları kaybetmektir. Her çocuk ne yazık ki bireysel kontrolünü yapma becerisine ve eğitimine sahip değildir; burada anne, baba ve hatta öğretmen gibi dışsal bir güce ihtiyacı vardır. Çocukların internet kullanımı ve internete ulaşım olanakları, ailenin internet bağımlılığı konusundaki farkındalığı aile içi ilişkileriyle ilişkilidir. Bu durum, ailelerin bağımlılık konusundaki sorumluluklarını artırmaktadır. Aileler çocuklarıyla onların internet kullanımlarıyla ilgili kontrolü sağlayacak bir iletişim içinde olmalıdırlar. Coronavirüs sebebiyle evlerimizden çıkmamaya özen gösterdiğimiz şu günlerde çocuklarımızda oluşabilecek bilişim teknolojileri bağımlılığını önlemek için ailelerin eğitimi oldukça önem teşkil etmektedir. İnternet ve bilgisayarı etkin ve yararlı bir şekilde kullanarak çocuklarımıza doğru bir model olmamız gerekmektedir. Evlatlarımızı interneti etkili, farkındalık boyutu yüksek ve yararlı bir şekilde kullanmaya teşvik etmemiz gerekmektedir. Evlatlarımızı her alanda korumak ebeveynlerin sorumluluk bilinciyle mutlaka ki gerçekleşecektir. Bilişim teknolojileri bağımlılığı ciddi ve hayati bir olaydır.
Değerli milletvekilleri, evlatlarımızın her birisi bizler için çok kıymetli. Karantina günlerinde internet üzerinden eğitim almaları dışında çocuklarımızı internette geçirdikleri zaman içerisinde kontrol altında tutmalıyız. Evlatlarımızda internet ve on-line video oynama bozukluğu gelişmemesi için birtakım tedbirler almalıyız. Nedir bu tedbirler?
Evlatlarımıza video oyunları seçerken şiddet içermeyen, eğitimsel oyunlara odaklanmamız gerekmektedir.
Evlatlarımızın karanlıkta bilgisayara girmelerine izin vermemeliyiz. Böylelikle, çocuklarımızın bilgisayara aşırı odaklanmalarını, çevreyi görmezden gelmelerini ve uyku problemlerini engellemiş oluruz.
Oyun oynarken bilgisayarların sesinin çok yüksek olmamasına özen göstermemiz gerekmektedir. Böylelikle, etrafta olup bitenler ve sesler çocuklarımızın dikkatinin dağılmasına sebep olacak, bilgisayara aşırı odaklanmadan aslında o odaklanma önlenecektir.
Küçük yaşlardan itibaren oyunun sessiz oynanması sağlanmalıdır.
Bilgisayar ekranının ışığı ve renkleri maksimumda olmamalıdır. Maksimum ışık ve renk bilgisayara daha fazla bağlanmalarına ve odaklanmalarına sebep olacaktır.
Kurallara uyulmadığı takdirde cihaz kısa süreliğine kaldırılmalıdır ve çocuk bunun bir ceza olmadığını, sadece bir tedbir olduğunu bilmelidir.
Ayrıca, yaş gruplarına göre internet ve teknoloji alanında önlemlerimizi almamız, geleceğimiz olan evlatlarımızı doğru yönlendirmemiz gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, internet bağımlılığına sürükleyen faktörler iki başlık altında ele alınmıştır. Bunlardan ilki, internete erişim, interneti kullanım amacı gibi internetin yapısı ve içeriği, içerdiği nesnelerin bağımlılıkla ilişkisidir. Diğeri ise, psikolojik bozukluklar, ailevi problemler gibi bireysel veya sosyal bazı faktörler internet bağımlılığını tetiklemekte veya internete doğru bir kaçışı teşvik etmektedir. Toplumsal, sosyal onay, kabul görme, beğenilme, takdir edilme, fark edilme, önemsenme ihtiyacı; aile içi iletişim sorunları; akran etkisi, akran baskısı; çocuğa yeterli sevgi, ilgi, destek vermeyen ebeveynler; çok baskıcı ya da çok esnek aile yapısı, aile tutumu; çocuğa sorumluluk vermeyen ebeveynler; değişen roller; çalışan anne, baba; çocuğa ayrılan zamanın azlığı; çevreden veya gruptan dışlanma; anne ve/veya babadan mahrum kalma; sosyoekonomik düzey; ailede bir bağımlılık öyküsünün olması; kötü rol modelleri; sosyal olanakların yetersizliği gibi birçok sosyal ve çevresel sebep ve faktörler evlatlarımızı bağımlı olmaya itebilmektedir.
Teknoloji bağımlılığının önemli bir kolunu oyun sektörü oluşturmaktadır. Özellikle gençler bağlamında oyun sektörünün büyük bir yükseliş içerisinde olduğunu belirtmemiz gerekmektedir. Yapılan araştırmalar internet oyunlarının beyindeki ödül mekanizmasını çok hızlı bir şekilde aktif hâle getirdiğini, çocuk ve gençlerin hayattaki diğer hedeflere, özellikle sabır ve sebat gerektiren, uzun uğraşlar neticesinde ulaşılabilen meslek sahibi olmak gibi hedeflere karşı ilgilerini kaybettiklerini, bu hızlı ödüllere başvurabildiklerini ve bağımlılık geliştirdiklerini, sonra, internet oyunlarının yaşamlarındaki en belirgin aktivite hâline geldiğini, zihinlerinin sürekli internet oyunlarıyla meşgul olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu zihinsel meşguliyet nedeniyle bağımlı çocuk veya gençlerin yaşlarından beklenen, arkadaşlarıyla birlikte olma, sosyal iletişim becerilerini sürdürme, oyun oynama, dışarıda spor yapma gibi aktivitelerini yapamaz hâle geldikleri, bilgisayar oyunlarının buna engel olduğu belirtilmektedir. Özellikle yüzlerce gencimizin intiharıyla bağlantılı olduğu düşünülen ve "sanal ölüm tuzağı" olarak bilinen "Mavi Balina" "Momo" gibi oyunlara son yıllarda "Mavi Bebek" isimli bilgisayar oyunu da eklenmiştir. "Mavi Bebek" oyunuyla karşılaşma riskinin diğer oyunlardan daha yüksek olduğu, kapalı devre ağlar yerine Facebook ve Instagram üzerinden direkt mesaj yoluyla hedef kitleye kolaylıkla ulaşabildiği belirtilmektedir. Sürekli internette aktif olan çocuklarımızın da bu tür oyunlar ne yazık ki ilgilerini çekmektedir.
Ailelerin kâbusu hâline dönüşen, gencecik evlatlarımızın ölümüne sebep olan, ölümden dönenlerde ise ciddi travmalar yaratan bu oyunlar hakkında doğru bilgi sahibi olmak ve doğru bilgileri çocuklarımıza aktarmak, onları bilinçlendirmek yine bizim vazifemiz. Herhangi bir talihsiz olaydan kaçınmak için çocuklarımızla etkileşim hâlinde olmamız gerekmektedir. Çocuklarımızın yaşına uygun sitelere girdiğinden emin olmamız gerekmektedir, etik olmayan ve şiddet içeren sitelere girip girmediklerini mutlaka kontrol etmemiz gerekmektedir. Çocuklarımızla sürekli iletişim hâlinde olmamız, birlikte internet etkinliklerinde yer almamız, ekrana bakarken geçirdikleri zamanı ve faaliyetlerini gözlemlememiz oldukça önemlidir. Çocuklarımızın kullandığı bütün elektronik aletlerde ebeveyn koruma sisteminin açık olmasına özen göstermemiz gerekmektedir. İnternette yayılan yeni akımlar hakkında bilgi sahibi olmalı, evlatlarımızın davranış ve hareketlerini yakından gözlemlemeliyiz.
Coronavirüsü bertaraf edeceğimize inancımız büyük ancak bu süre zarfında yapmamız gerekenlerin bilincinde olmamız ve gerekli tedbirleri almamız gelecek günlerimizdeki huzuru da beraberinde getirecektir.
Çocuklarımızla internette zaman geçirip internetteki ilgi alanlarına dikkat edelim, onları sosyal dünyada sahipsiz bırakmayalım, üye oldukları ve takip ettikleri siteler hakkında bilgi sahibi olalım, bu siteler hakkında görüşlerimizi onlara aktaralım, çocuklarımızı faydalı etkinliklere yönlendirmeye çabalayalım, onlara internet siteleri önerelim. Çocuklarımızın taleplerini ve sıkıntılarını sakin bir şekilde kızmadan dinleyelim, makul çözümler üretelim, sorunlarına sıkılmadan cevap verelim, internet konusunda evlatlarımıza örnek birer model olalım. Bu hususta Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan programla anne babayla yapılan görüşmelerin sağlık personeli tarafından kayıt altına alındığı, gerekli görüldüğü olguların sıkı izlemeye alındığı, ailelere gerekli destek ve bilgilerin verildiği, aile sağlığı merkezlerinin hizmet kapsamı dışındaki sorunlarının giderilmesi için ise ailelerin destek alabileceği ilgili kurumlara yönlendirildiği belirtilmiştir. Programın illerde sistemli şekilde yürütülmesi ve etkin uygulanması açısından birinci basamak sağlık kuruluşlarında görev yapan hekim, ebe ve hemşirelere eğitim vermek üzere illerde eğitim ekipleri oluşturulmaktadır. İl eğitim ekiplerine "Çocuğun Psikososyal Gelişimini Destekleme Eğiticileri Sertifikalı Eğitim Programı" adı altında sertifikalı eğitim verilmektedir. 81 ilde eğitim ekiplerinden eğitici eğitimi alan sağlık personelinin sayısını yeterli seviyede tutmak amacıyla eğitici eğitimlerin sürdürülmesi belirtilmiştir. Ailelere, çocuklara, gençlere ve yetişkinlere yönelik hizmetler kapsamında istenilen davranış değişiklikleri yaratma, farkındalık sağlama, beceri deneyimi ve bilgi kazandırma amacıyla psikologlar, sosyal çalışma grupları ve çocuk gelişimciler tarafından grup çalışmalarının düzenlendiği bildirilmiştir. Bilişim teknolojileri ve internetin bilinçli, güvenli, etkin kullanımı konusunda koruyucu önlemler, eğitimler, seminerler düzenlendiği bildirilmiştir. Eğitimin yetişkin, ebeveyn, çocuk ve gençlerin yer aldığı hedef kitleye yönelik eğitim materyalleri kullanılarak uygulandığı belirtilmiştir. Okullarda rehberlik servisleriyle iş birliği yapılarak yine aynı şekilde Gençlik ve Spor Bakanlığı İl Müdürlüklerine bağlı gençlik merkezleriyle iş birliği çalışmaları yapılmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı gibi Bakanlıklarımızın bu hususta önemli çalışmaları bulunmaktadır.
Bu alanda yapılan mücadele faaliyetleri sayesinde teknoloji bağımlılığının üstesinden geleceğimize inanıyorum. Bu sebeple internetin bilinçli ve güvenli kullanımına yönelik bilinçlendirme faaliyetlerinin sürekliliğinin sağlanması ve ülke genelinde daha kapsamlı şekilde ve zengin bir içerikle gerçekleştirilmesi için ilgili Bakanlıklar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliğinin ve koordinasyonun geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Çocuklarımız ve gençlerimizin teknolojiyle ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde oluşturulması için Komisyonumuz tarafından dile getirilen önerilerin titizlikle ele alınması ve somut adımların ivedilikle atılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, son olarak değinmek istediğim diğer bir konu da dijital vatandır. Dünyada gelişen dijital ortam, teknolojik atılımlar ve yeni açılan mecralar, bu konudaki dikkatimizin çok daha yoğun olarak buraya çevrilmesini zorunlu kılmaktadır. Özellikle sosyal medyanın kitle iletişiminde aldığı yeni ve büyük rol, bu alandaki millî çalışmalarımızın aciliyetine işaret etmektedir. Küresel güçlerin, kendi dışlarındaki ülkelerin toplumsal yönelimlerini, fikir ve kanaatlerini etkilemek ve yönlendirmek için sosyal medya ve dijital medya araçlarını nasıl kullandıklarını her geçen gün birbirinden saldırgan örnekleriyle görüyoruz. Dijitale hâkim olan toplumsal dile de hâkim olma imkânını elde etmektedir. Bu nedenle bizlerin Türkiye Cumhuriyeti olarak "dijital vatan" kavramının üzerinde ciddiyetle durarak bir an önce bu yönde büyük adımlar atmamız büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan, kendi dijital vatanımızı kurmamız gerekmektedir.
Bu vesileyle yine bu kapsamda, dün açıklanan Türkiye Uzay Ajansının yeni hamlesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, özellikle gençlerimize üstün başarılar diliyorum. Bu yolda atılmış bu büyük adımın mutluluğunu yaşıyor, tekrar hayırlı uğurlu olsun diyoruz.
Bu güzel gelişmelerin kendi sosyal medyamızı ve platformlarımızı kurmak ve geliştirmek için bizlere ilham vermesini diliyorum ve Araştırma Komisyonumuzda görev almış olan başta Sayın Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum, bundan sonrası için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Teşekkürler. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)