| Konu: | Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Pençe Kartal-2 Harekâtına ve Gara bölgesinde 13 vatandaşın terör örgütünce şehit edilmesine ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklamaları nedeniyle İYİ PARTİ Grubu adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 16.02.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum, mekânları cennet olsun. Aziz milletimizin başı sağ olsun, vatan sağ olsun, Türklük var olsun diyorum.
Bugün siyaset konuşacak değiliz, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünü polemikler için işgal etmek niyetinde değilim. Ayrıca, sabah saatlerinde...
(Uğultular)
BAŞKAN - Bir dakika Sayın Dervişoğlu.
Değerli milletvekilleri, hatibi dinleyemiyoruz. Konuşmak isteyenleri kulise davet ediyorum değerli milletvekilleri.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla) - Önemli değil efendim, ben tarihe konuşuyorum, o sebeple buradayım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) İster dinlerler, ister dinlemezler. Zaten bu zamana kadar söylediklerimiz gerçek manada dinlenmiş olsaydı, bugün karşı karşıya bulunduğumuz problemlerin de birçoğunu yaşamıyor olacaktık.
Sayın Bakanlarımıza siyasi partilerimizin genel başkanlarına ve genel merkezlerine yapmış oldukları ziyaretler ve bilgilendirme için de ayrıca teşekkür ediyorum. Bugün lütfettiler, böylesine önemli bir günde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi alma ihtiyacını karşılamak üzere de Türkiye Büyük Millet Meclisine bilgi verdiler. Tekraren teşekkür ediyorum. Sayın Savunma Bakanımız, operasyonun teknik detaylarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler içeren konuşmaya imza attılar. Sayın İçişleri Bakanımız da tıpkı Millî Savunma Bakanımız gibi terörle mücadele konusundaki kararlılıklarını ifade ettiler. Bunlardan siyasi bir rant devşirebilmek adına polemik üretebilmek, polemik yaratabilmek, karşılıklı atışmalara girmek niyetinde değilim. Bugün siyaset konuşacak değiliz ama aynı duyarlılığı herkesten beklemek, bizim de hakkımızdır.
Ortak acılardan ders çıkarmak, siyasi ikbal kaygılarını bir tarafa bırakmak, kelimelerimize özen göstermek, bizim açımızdan bir mecburiyettir ama biz bu hassasiyeti sergilerken aynı hassasiyeti iktidar grubundan da bekliyoruz. Çünkü böyle acılı günlerde istiyorsunuz ki geçmişe yönelik hiçbir hatanızdan bahsetmeyelim. Biz de böyle acılı günleri sinemize çekip "Kan içip kızılcık şerbeti içtik." demek üzere milletten oy alıp Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmedik. Elbette ki hassasiyetlerimizi paylaşacağız, acımızı paylaşacağız ama iktidar grubundan bazılarının da "Keşke yapmasaydık." demelerini temin edebilecek tarihî verileri Türkiye Büyük Millet Meclisinden, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden dile getireceğiz.
Bu zamana kadar "Şunlar yapıldı, bunlar yapıldı." diyerek böyle bir ortamda, böyle acılı bir ortamda, her şeyi yüreğimize bastığımız bu ortamda yüzünüze ayna tutmak suretiyle kendinizi sorgulamanıza vesile olabilecek cümleler de sarf etmek istemiyorum ama ifadelerimden şunu çıkarın: Baktığınız aynayla yüzleşmek gibi bir mecburiyetle de pek tabiidir ki karşı karşıyasınız. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye, terör belasıyla otuz yedi seneden beri uğraşıyor; bu zaman zarfında siz de takdir edersiniz ki terörle mücadele etmek bütünlük ister, bu zaman zarfında birtakım kırılganlıklar yaşanmıştır. Bugün eleştirdiğimiz birtakım sivil toplum kuruluşlarını medet kapısı olarak gördüğünüz dönemler de olmuştur. Az önce Sayın Bakan buradan ifade ettiler, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna dönerek işte, Trump'tan niye istemediniz demek yerine, "Yanınıza dönseydiniz de alıkonulan askerlerimizi ve vatandaşlarımızı oradan isteseydiniz." beyanında bulundular. Sayın Bakanım, hassasiyetle edilmiş bir cümle olarak görüyorum ama Türk milletinin evlatlarını bir terör örgütü alıkoymuşsa onu Trump'tan istemek kadar HDP'den istemek de ayıptır çünkü bu, Hükûmetin asli görevidir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Sakın yanlış anlamayınız, kürsünün hassasiyetinden kaynaklı olarak telaffuz edilmiş bir cümle gibi de görmek mümkündür.
Büyük devletler, mücadele ederken kayıplar verebilir, harekâtta da verir, tatbikatta da verir ama büyük devletler stratejide, istihbaratta ve yığınakta hata yapma lüksüne sahip değildir. Terörle mücadele, sınama- yanılma yöntemleriyle sürdürülemez. 2009'da başlattığınız süreçten bu evlatlarımızın alıkonuluncaya kadarki süreç içerisinde yaşanmış hatalarınızı da gözden geçirmek gibi bir mecburiyetle karşı karşıyasınız. Eleştirilerimize kulak vermediğiniz, terör örgütünün müttefiklerini doğru bir biçimde algılayamadığınız, Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanlığının büyüsüne kapıldığınız dönemde terör örgütleriyle müttefik olanları kendinize müttefik seçtiğiniz dönemler de yaşanmıştır.
OYA ERONAT (Diyarbakır) - Kim seçmedi ki?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (Devamla) - PKK, IŞİD, FETÖ; Türk milletinin başına bela olmuş terör örgütleridir. Bunların bir kısmıyla geçmiş dönemlerde halisane duygularla da görüşmüş olabilirsiniz, onlarla birlikteliği "çözüm" olarak addetmiş de olabilirsiniz ama bugün bir gerçekle karşı karşıyasınız.
Meclise bilgi vermek elbette ki önemlidir ama bu kürsüden iktidar grubunun öz eleştiri yapması ve "Bazı şeyleri keşke yapmasaydık." demeleri de bizim İYİ PARTİ olarak beklentimizdir. Eleştirilerimize ve sözlerimize kulak veriniz. Bizim açımızdan PKK, kanlı bir terör örgütüdür ve PKK, Türk milletinin düşmanıdır, Türkiye'nin birliğinin düşmanıdır. Neredeyse 1984'ten beri bu milletin başına tebelleş olmuştur. Biz böyle bir durum karşısında, terörle uğraşmamızı, siyasal bölücülükle uğraşmamızı yaşadığımız coğrafyanın kaderidir diye geçiştiremeyiz. "Bu bölgede yaşıyorsanız bazı şeylere katlanacaksınız." diye birtakım olayları kanıksayamayız. Gerçekle yüzleşmek mecburiyetinde olduğumuz dönemlerde de sesimizi gür ve yüksek bir biçimde çıkarmak mecburiyetinde bulunduğumuzu asla ve kata aklımızdan uzak tutamayız.
Dediniz ki "Karayılan'ı bin parçaya böleceğiz." 10 bin parçaya bölün, elimizden gelen destek neyse vermekten geri durmayacağız. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Sadece Karayılan'ı değil, ona destek olanları da bölüp parçalayın; Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğine kastedenleri, coğrafyamızın bölünmesini hedefleyenleri, insanlarımızı yıllardan beri katledenleri de bin değil 10 bine bölün, sonuna kadar arkanızda durmayan, namerttir. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Sözlerimi daha fazla uzatmayacağım, zaman da doldu. Türk milletine düşman olan PKK, bizim de düşmanımızdır; Türk milletine ilan ediyorum. PKK'yla dost olan da bizim düşmanımızdır. (İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Herkes iyi bilsin ki PKK'ya düşman olamayanlar da asla ve kata bizim dostumuz olamaz. Aziz milletimize bu gerçeği haykırıyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Çok teşekkür ederim. (İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)