GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:48
Tarih:17.02.2021

MHP GRUBU ADINA LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve ekranı başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri son derece özel ve kritik bir harekât icra etmiş, çok geniş bir alanı kapsayan, zor arazi ve iklim koşullarında gerçekleşen bu harekâtla, bölgeye yerleşen, yeniden yapılanmaya çalışan ve bir şekilde hudutlarımıza, güvenlik güçlerimize ve halkımıza saldırı hazırlığından bulunan tüm unsurlar büyük ölçüde etkisiz hâle getirilmiştir. Pençe Kartal-2 Harekâtı'nı önemli kılan bir diğer hususun da daha önce güvenlik nedeniyle açıklanmayan, teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımızla ilgili istihbaratı teyit etmek ve gerekli müdahalenin yapılması olduğu anlaşılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, vatan, uğruna seve seve mücadele veren ve gerektiği zaman hiç düşünmeden ölüme koşan serdengeçtilerin omzunda yükselmektedir. Dünya tarihinde hiçbir millet yoktur ki bağımsızlığı uğruna bizim kadar mücadele vermiş olsun. Türk milleti yurt tuttuğu coğrafyayı müdafaa etmek için asırlardır bedel ödemektedir. Dün Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Sakarya'da, Dumlupınar'da verdiğimiz istiklal mücadelesini son kırk yıldır da uluslararası güçlerin taşeronu olan bölücü terör örgütlerine karşı amansız bir şekilde vermekteyiz.

Yurt tuttuğumuz bu coğrafya, uğruna akıtılan kanlardan dolayı Türk milleti için sonsuz değerdedir ve bedeli dünyevi hiçbir karşılıkla ölçülemez durumdadır. O yüzdendir ki bir çakıl taşından dahi vazgeçmeyeceğimiz bu ülkenin toprağına paha biçilmez. İşte böyle bir durumda, yine, can verip yurdu yaşatanlar kervanına yeni isimler eklendi. Can verip yurdu yaşatan serdengeçtilerimiz Yüzbaşı Ertuğ Güler, Yüzbaşı Burak Coşkun ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan'a Allah'tan rahmet diliyorum.

Değerli milletvekilleri, farklı tarihlerde PKK terör örgütü tarafından kaçırılan 13 vatandaşımız, 13 masum insanımız, 13 kahraman şehit kardeşimiz bir mağara deliğinde baş bölgelerine yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle şehit edildiler. Erhan Pekçetin, Aydın Günel, Sedat Yabalak, Vedat Kaya, Semih Özbey, Hüseyin Sarı, Mevlüt Kahveci, Ümit Gıcır, Adil Kavaklı, Müslüm Altuntaş, Sedat Sorgun, Süleyman Sungur düşman tarafından bir mağarada katledildiler. Bu katliam, yeryüzünde çok nadir görülen bir canavarlık örneğidir, bir mıh gibi çakıldığı millî hafızalardan asla çıkmayacaktır. İsmini andığım kahraman şehitlerimizi de rahmetle anıyor, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, millî hafızalarda derin bir iz bırakan bu vahşet karşısında Sayın Genel Başkanımız dünkü grup toplantısında gerekli ve yeterli tüm açıklamayı yapmıştır. Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle suçsuz, günahsız, üstelik savunmasız insanlarımıza kurşun sıkmak, terörizmin tahammülü ve tarifi olmayan ilkel yüzünü tekraren deşifre etmiştir: Ey şereften ve namustan bihaber hainler, bu kadar mı alçaldınız? Bu kadar mı insanlıkla aranızı açtınız? PKK, YPG'ye kol kanat geren sözde insan hakları savunucuları, özgürlük simsarları şimdi ne diyeceksiniz, ne yazacaksınız, neyi anlatacaksınız, bu cinayetleri nasıl tevil edeceksiniz? Gara'da akan kan alayınızı boğacak, biliyor musunuz? O mağaradaki feryat figan sesleri alayınızı hüsrana uğratacak, farkında mısınız? Bundan sonra, terörle mücadele stratejisi bakımından Gara öncesi ile Gara sonrası inanıyorum ki aynı olmayacaktır. Bu sefer ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacak, PKK'nın yanında, yöresinde saf tutan kim varsa çembere alıp tepeden tırnağa tutuşturacaktır." İşte, bu ifadeler Sayın Genel Başkanımızın Gara'da yaşanan olaylarla ilgili grup toplantısında yapmış olduğu konuşmadır. Aslında bu konuşma, bir şekilde olayı tümüyle özetleyen bir konuşma.

Değerli milletvekilleri, 13 masum canımızın alçak bir şekilde şehit edilmesi, artık herkesin başını iki avucunun arasına sıkıştırıp gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir. Bu ülkeye aidiyet besleyen herkesin haykırması gereken gerçek şudur: PKK alçak bir terör örgütüdür, bebek katilidir, alçak bir cinayet şebekesidir. PKK'yı masumlaştırmaya yönelik arayış ve söylem içerisinde olanlar da alçaktır, kansızdır. Sırtını bu yapıya dayayıp siyaset yaptığını düşünenler ise sefildir ve artık onların da hak ettiği cevabı alma vakti gelmiştir. Bu alçak örgütün siyasetini meşrulaştırma girişiminde bulunanlar ise artık aklını başına almak zorundadır. Artık bunu anlamanız gerekmektedir. Bu alçak şebekenin amacı ülkeyi bölmektir, parçalamaktır. Buna müsaade edilmeyeceğini herkesin bilmesi gerekmektedir. Şu an bu kürsüde konuşma şerefini ve vekâletini bize yükleyen milletimiz emin olsun ki bir görevimiz üzerimizdeki vekâletin sorumluluğuyla milletimiz için gerekli olan yasama çalışmalarına katılmaksa bilinsin ki fırsat verildiği takdirde bir görevimiz de bu millet için seve seve canımızı vermektir. (MHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, "Yeter artık!" denecek bir zamana çoktan geldik. Kırk yıldır leş kargaları gibi üzerimize üşüştürülen emperyalist heveslerin tetikçiliğini yapan bölücü terör örgütü PKK'yla meşgul edilmeye çalışılmaktayız. Enerjimizi sömürüp bizi yılgınlığa düşürerek toprak bütünlüğümüzü sorgulatmaya çalışan bu odaklar birçok canımızı bizden kopardılar ancak bir tek çakıl taşımızı dahi alamadılar. Artık bu yolla ülkemizi bölemeyeceğini anlayan bu karanlık odaklar farklı şekillerle karşımıza çıkmayı deneseler de onda da başarılı olamayacaklar. Türkiye Cumhuriyeti devleti terör örgütünü topyekûn tarih sahnesinden silmek adına son yıllarda başlatmış olduğu kararlı mücadelesini devam ettirmektedir. Hedef, cumhuriyetin 2'nci yüzyılına terör örgütü belasından kurtulmuş bir ülke olarak adım atmaktır. Bu hedef uğruna, ülke içinde verilen büyük mücadelenin paralelinde, yurt dışında da istiklalimize yönelik önemli adımlar atılmaktadır. Bu uğurda "Girilmez." denilen bölgelere girilmiş, "Baş edilmez." denilen terör örgütleri dize getirilmiştir. Türk'ün kudreti, tarihte olduğu gibi, bugün de yerinde ve Allah'ın izniyle, her türlü belayı savacak güçtedir.

Değerli milletvekilleri, yapılanı anlamak zor değil, Türk devletinin hedefinin ne olduğu aşikâr; bir avuç çapulcuya ve arkasındaki ağababalarına verilen mesaj ise çok net: "Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız, / Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız, / Kanla, irfanla kurduk biz bu cumhuriyeti, / Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız." (MHP sıralarından alkışlar)

İdlib'deyiz, Hatay'ın güvenliği için; Afrin'deyiz, Kilis'in ve Gaziantep'in güvenliği için; Resulayn'dayız, Şanlıurfa'nın güvenliği için; Gara'dayız, Hakkâri'nin ve Şırnak'ın güvenliği için; Karabağ'dayız, soydaşlarımızın güvenliği için; Libya'dayız, mavi vatanın güvenliği için ve o gün gelecek, bizler de bunu göreceğiz, Kandil'de olacağız -Allah'ın izniyle- Türkiye'nin güvenliği için. TSK neredeyse, bilinsin ki Türk milletinin duası şanlı ordumuzla birliktedir.

Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir." diyerek övdüğü Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli mensuplarını ilgilendiren görüşmekte olduğumuz yasa teklifini ve beraberinde getirdiği düzenlemeleri desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, düzenlenmesine ihtiyaç duyulduğunu düşündüğümüz birkaç konuyu... Aslında Genel Başkan Yardımcımız Bursa Milletvekilimiz Sayın Hocam Hidayet Vahapoğlu dün burada teklifin bütün maddelerini tek tek anlattı, ifade etti. Ben de ona katkı olması amacıyla, birkaç husus var bizden de beklenilen, bunları da ifade etmek istiyorum.

Öncelikle, erken yaşlarda kadrosuzlukla zorunlu emeklilik durumuna gelen subaylarımızın durumlarına netlik kazandırılmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının muvazzaflık ve emeklilik dönemlerindeki özlük hakları, sorumluluk ve maruz kaldıkları risklerle uyumlu hâle getirilmelidir. Örneğin, astsubaylarımız unsur, tim, takım, karakol komutanlıkları, kısım amirliği ve şube müdürlüğü görevlerini hem icrası hem de yönetici olarak yapmalarına rağmen makam ve görev tazminatlarını alamamaktadır. Bu konunun bütüncül bir yaklaşımla yeniden değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bir diğer husus da şudur: Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olan her rütbedeki personelin özlük haklarını iyileştirecek bir çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Yine, 2003 yılından itibaren görev yapmakta olan sözleşmeli subay, astsubay ve tüm uzman erbaşların kadroya geçirilerek muvazzaflık statüsüne ve güvencesine alınması gerekmektedir. Yine astsubaylarımızın mesleğe başlangıç derece ve kademelerinin öğrenim durumları da dikkate alınarak 9'uncu derece, 2'nci kademe olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sivil memurların askerî şartlarda görev yaptıkları hususu dikkate alınarak özlük haklarında düzenlemeler yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)