| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 17.02.2021 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yapılan düzenlemenin 1'inci maddesi üzerine söz aldım. 1'inci madde Türkiye'de tıp eğitiminde ve uzmanlığında misafir olarak gelenlere bir ödenek verilmesi, misafir olarak gelenlere ücretinin verilmesi; gerekçesinde de eşitlikten söz edilmiş. Aslında Halkların Demokratik Partisi olarak birçok konuşmamızda arkadaşlarımızın en çok üstünde durduğu kelime eşitlik. Misafirler için eşitlik düşünen bir düzenlemeyi... Türkiye'de aslında sadece misafirler için değil, bütün insanlar için eşitliği düşünmemiz lazım. Bunu yapmadığımız zaman, o zaman ne bu Meclisin ne de yaptığımız düzenlemelerin inandırıcılığı kalmaz.
"Eşitlik"e kavram olarak bakıldığında da aslında birçok kampanya yürütüyor Halkların Demokratik Partisi, nedense medya tek ses olarak bir algı operasyonuyla daha çok hedef olarak göstermeye çalışıyor. Az önceki konuşmamda iş ve aş buluşmalarından söz etmiştim. Şimdi de nasıl ki bizim geçmişte başlattığımız "Hep Birlikte" kampanyası dışında "Herkes İçin Adalet" diye bir kampanya yürütüyoruz. Herkes için her yerde her zaman ve her dilde adalet istiyoruz.
Peki, bu "adalet" dediğimiz kavram nedir? "Adalet" dediğimiz kavramı felsefeciler tartışırken aslında daha çok adaletsizlikten yola çıkmaktalar. Partinin ismi, Adalet ve Kalkınma Partisi. Peki, Türkiye'de baktığımızda, insanlar gerçekten adil olarak yönetildiklerini düşünüyorlar mı, her şeye adaletli yaklaşıldığını düşünüyorlar mı? Bugün, kadınlara sorsanız "hayır", öğrencilere sorsanız "hayır", emeklilere sorsanız "hayır", çiftçilere sorsanız "hayır", Kürtlere sorsanız "hayır", Alevilere sorsanız "hayır", Romanlara sorsanız "hayır". Herkes bir adaletsizlikten söz ediyor ve o zaman siz eşitlikten söz ettiğinizde, eşitlikle ilgili düzenlemelerden söz ettiğinizde bunun inandırıcılığı olmaz.
Adalet ve eşitlik aynı mıdır? Hayır. Bütün farklılıklara yaklaşmak lazım, bütün farklılıkları kapsamak lazım ve hak temelli yaklaşmak lazım. O nedenle, biz "Herkes için adalet." diyoruz ve "Herkes için adalet." derken de biz Türkiye'nin şu andaki mevcut durumunda çoklu krizin de farkındayız; ekonomik krizin de farkındayız, hukukun artık giderek bir argümana dönüştüğünün, kullanıldığının da farkındayız, üniversitelerin ne hâlde olduğunun da farkındayız, siyasal ve sosyal krizin de farkındayız; çoklu bir krizle karşı karşıyayız. Peki, ortada ne var? Yolsuzluk var, riyakârlık var, ayrımcılık var ve en önemlisi, nefret, kin ve kutuplaştırıcı bir dil var. En çok birlikten söz edenler en çok bölücülük yapıyorlar, en çok ayrımcılığa neden oluyorlar, en çok kutuplaşmaya neden oluyorlar ve Türkiye'de en kilit noktadaki, durumdaki insanlar en bölücü olarak, en eşitliği bozan olarak davranıyorlar, en kutuplaştırıcı dilde davranıyorlar. O zaman adaletten söz edemezsiniz, o zaman eşitlikten söz edemezsiniz.
Biz "Herkes için adalet" dediğimizde, kayyum dediğimizde itirazlar çıkıyor ve giderek "kayyum" denildiğinde artık seçilmiş insanlar değil, iktidara göre olmayan insanların yerine atanmışlar akla geliyor ve bunu bir sistematik uygulamaya dönüştürdünüz. Giderek öyle bir uygulamaya geldi ki dünyanın birçok yerinden tepkiler geliyor ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok karar almasına rağmen, birçok düzenleme yapmasına rağmen -burada söz söyleye söyleye artık ne diyeceğimizi de bilemedik- hâlâ Demirtaş kararı, Demokratik Toplum Kongresi'yle ilgili kararlar, Figen Yüksekdağ'la, İdris Baluken'le ilgili kararlar uygulanmıyor. Peki, ne yapılıyor?
Arkadaşlar, biliyor musunuz, geçtiğimiz hafta bütün televizyonlarda şu oldu: "700 küsur HDP'li yakalandı." Hepsi iki gecede bırakıldı. Biz Batman'daydık, burada Batman vekillerimiz, arkadaşlarımız da var. Biz gelmeden önce... Ben, Zeytinburnu'nda yaşamını yitiren evli çiftin, çocuklarını komşusuna bırakıp aç kaldıkları için "iş, aş" dedikleri için intihar eden çiftin Kozluk'taki cenazesindeyken 8 gözaltı vardı. Sonra, peşinden bizim merkez ilçe yöneticilerimiz yakalandı. Aynı gün bizim Batman Belediye Eş Başkanımız tahliye edilmişti. Bir kaos gibi, iki güne o insanlar bırakıldı. Eş Başkan bırakılmış, cezaevinden çıkmış, Diyarbakır'dan Batman'a gelecek ve Batman'ın girişinde geldiği araçlar durdurulmuş saat dokuzu beş geçeye kadar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Eve girdikleri gibi, yanındakilere, akrabalarına, onunla beraber olan herkese "Siz sokağa çıkma yasağını ihlal ettiğiniz için ceza kesiyoruz." denilmiş. Siz böyle davrandığınız sürece adaletten söz edemezsiniz, devam ettiremezsiniz.
Cezaevleri... Şimdi cezaevlerinde açlık grevleri var, kimse duymak istemiyor. Ben sadece tekrar bir şey söyleyeceğim, adalet diyoruz ama Hakkâri eski Belediye Eş Başkanımız Dilek Hatipoğlu başka bir cezaevinden cezaevi ring aracıyla Van Cezaevine getiriliyor, Van Cezaevinin girişinde çıplak aramaya tabi tutulmaya çalışılıyorlar. İtiraz edince yerde süründürülüyor, darp izleri mevcut, bütün uygulamalar mevcut. Buna mı adalet diyeceğiz, buna mı eşitlik diyeceğiz? Siz, adalet ve eşitliği sadece kendiniz ve yandaşınız için düşünüyorsunuz, yüzde 99 için düşünmüyorsunuz. Adalet ve eşitliğin bütün farklılıkları kapsayan, bütün farklılıklarla beraber barış içinde kutuplaştırıcı değil, bütünleştirici ve demokrasiye hoşgörüyü getirecek bir dil olması lazım. Bu diller bizlerin mücadelesiyle devam edecek. Kim kışkırtırsa, kim provokasyon getirirse bu oyuna gelmeyeceğiz; biz her zaman barıştan yana olacağız.
Teşekkürlerimi sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)