| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 18.02.2021 |
MHP GRUBU ADINA İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 250 sıra sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü hakkında değerlendirmelerde bulunacağım. Bu vesileyle muhterem heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bugün aynı zamanda mübarek Regaip Gecesi. Aziz milletimizin, Türk İslam âleminin, muhterem heyetinizin Regaip Kandili'ni ayrı ayrı tebrik ediyorum ve ayrıca, vatan ve millet yolunda şehadet şerbetinden içen kahramanlarımızı hürmetle, rahmetle yâd ediyorum.
Sayın milletvekilleri, uzun bir süredir uzman çavuşlarımızla ilgili görüşlerimizi, kanaatlerimizi, düşüncelerimizi paylaştık; sizlerin huzurunda bunu defaatle ifade ettik. Şu anda görüşülmekte olan kanun teklifi kapsamında söyleyecek olursak, önemli düzenlemeler yapıldığını peşinen ifade etmek mümkün.
Biz uzman çavuşlarımıza baktığımız zaman sıradan bir asker görmüyoruz; biz uzman çavuşlara baktığımız zaman, merhum Hüseyin Nihal Atsız'ın da ifade ettiği gibi "İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. / Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için." mısrasına ruh veren kahramanlığı görüyoruz. Yine merhum Sadri Maksudi Arsal, kahramanların bir milletin mukaddesat hazinesi olduğunu söyler. Uzman çavuşlarımız, bizim mukaddesat hazinemiz. Sadece uzman çavuşlar değil, Türk Silahlı Kuvvetlerinde en üsten en alta kadar yer alan bütün kardeşlerimiz, bütün kahramanlarımız bizim için paha biçilmez önemde ve değerde. Hepsini hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.
Şu anda, yurdumuzun farklı bölgelerinde, yurt dışında beka için, millî güvenlik için gece gündüz nöbette duran, mücadele eden kardeşlerimiz var. Bu kardeşlerimizin hakkı, hukuku bize emanet ve bu emanetin gereğini yapmakla mükellefiz. Uzman çavuşlarımız, şu anda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin âdeta omurgası niteliği taşıyorlar. 200 bin kişiler, aileleriyle beraber yaklaşık 1 milyonluk bir camiadan bahsediyoruz. Uzman çavuşlarımıza ne versek az, ne yapsak eksik; biz, onların hakkını ödeyemeyiz. Hani şehit olan kahramanlarımızı omuzladığımızda "Hakkını helal et, hakkını helal et kahramanım." diyoruz ya, "Hakkını helal et." dediklerimizin hakkını vermekte gecikiyoruz, geç kalıyoruz. Şahsen uzman çavuşlarımız bana "Meclisin uzman çavuşu" diye sesleniyor. Meclisin uzman çavuşu olmaktan da hakikaten iftihar ediyorum. Çünkü onlar sıvasız evlerde doğup vatan ve millet uğruna canlarını ortaya koyan serdengeçtiler, bu zamanın akıncıları, bu çağın kahramanları. Ne söylesek az, nasıl tarif etsek bilemiyorum. Bu nedenle, uzman çavuşlarımızın bu kanunda yani 250 sıra sayılı Kanun Teklifi'nde belirtilen, kaydedilen, hüküm altına alınan haklarının önemli bir gelişme olduğunu ama dahasının da olabileceğini altını çizerek ifade etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, tarih insanları umutsuzluğa itenlerin hiçbir şey kazanamayacağını söyler. Esasen, umutsuz bir hâl yok, umutsuz insanlar vardır. Umut, imanlı yürekler için her zaman geçerlidir. Bizim umutlarımızı diri tutan kahramanlardır. Eğer bugün, bütçemizden silaha, millî savunmaya kaynakları ayırıyorsak bu bizim istiklalimiz, istikbalimiz içindir. Bunu yadırgayanları doğrusunu isterseniz biz de yadırgıyoruz. Eğer sorun olmasaydı, terör olmasaydı, herhangi bir şekilde bize saldırı olmasaydı, istirham ederim, sizler de düşününüz ve elinizi vicdanınıza götürüp sorunuz, millî savunmaya bu kadar para harcanır mıydı?
Gara'da 13 vatan evladına sıkılan kurşunun elbette bir hesabı olmalıdır ve bu hesap sorulmalıdır. Bizim kafamızdan kan akarken "Millî savunmaya, silaha niye kaynak ayırıyorsunuz?" diyenler önce aynaya bakacak ve kendilerini sorgulayacak. Bu, doğru bir dil değil.
Askerimizin, polisimizin haklarını elbette konuşacağız. Aynı zamanda esnafımızın, memurumuzun, işsizimizin, işçilerimizin onların da hakkını konuşacağız fakat askerimizi, polisimizi, bekçilerimizi görev yapan diğer kardeşlerimizle, vatandaşlarımızla mukayese etmek de sanıyorum biraz haksızlık.
Değerli arkadaşlarım, biz aklımızı kullanarak millî bir şuurla vatan mücadelesini yürüten kardeşlerimize gereğini yapmakla mükellefiz. Uzman çavuşlarımız 3269 sayılı Kanun kapsamında sözleşmeli olarak çalışıyorlar. Biz, parti olarak, Sayın Genel Başkanımızın da talimatıyla uzun bir süredir "Kahramanlığın sözleşmesi, vatan savunmasının sözleşmesi, sözleşmeli kahramanlık olmaz, olamaz." dedik ve uzman çavuşlarımızın kadroya alınmalarını talep ettik; bu düşüncemizi Gazi Meclisimizin takdir ve iradesine tevdi ettik. Eksik olmasınlar, Millî Savunma Bakanlığımız, AK PARTİ Grubu, 250 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle, yalnızca, 40 yaşını doldurmuş, komando branşındaki kahramanlarımıza kadro getiriyorlar. Allah razı olsun, teşekkür ederiz fakat uzman çavuşlar sadece komandodan ibaret değil. Uzman çavuş görevini yapan kardeşlerimiz farklı farklı branşlarda şu anda vatan görevini icra ediyorlar; hangi birisini birbirinden üstün tutabiliriz ki? 40 yaşından sonra kadroya geçmek her uzman çavuşumuzun hakkı olmasın mı? 50 yaşında, dağda taşta, uzman çavuşumuz bir sırt çantasını nasıl taşıyacak? Biz, bütün branşlarda, bütün sınıflarda görev alan kardeşlerimizin de kadroya alınmalarını temenni ederiz ancak komando branşındaki kardeşlerimizin kadroya alınmasını da çok önemli buluyoruz. Dediğim gibi, Allah razı olsun, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Ayrıca, uzun bir süreden beri yine "Kahramanlarımızın beylik tabancası, zatî tabancası yok." dedik. Hatırlayınız, Hakkâri'de, Diyarbakır'da, gündüz, ulu orta yerde uzman çavuşlarımız kafalarından, enselerinden vurularak şehit edildi. Keşke bir silahları olsaydı, belki de kendilerini müdafaa edeceklerdi fakat bu imkâna sahip olmadılar, olamadılar. Sayın Yılmaz, zatıaliniz de Millî Savunma Bakanı olarak görev yaptınız, bunu defaaten sizinle de konuştuk. Sonunda, şükürler olsun, uzman çavuşlarımızın önemli bir mağduriyeti giderilmiş oldu ve uzman çavuşlarımız zatî tabanca hakkına kavuştu bu kanun teklifiyle. Bu, önemli bir gelişme. İlk nasıptan sonra beş ayını dolduran uzman çavuşlarımız yerli malı bir silah ve bir kutu mermiyle görevlerini devam ettirecekler. Bundan memnuniyet duyuyoruz ve o geçmişte görülen maalesef kahrolduğumuz manzaraların da tekrar etmemesini temenni ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, sayın milletvekilleri; 3269 sayılı Kanun esas itibarıyla baştan sona ele alınmalı. 3269 sayılı Kanun'da çelişkiler çok, birbiriyle uyuşmayan maddeler çok. 3269 sayılı Kanun eskidi, geride kaldı. 1986'dan beri uzman çavuşlarımız 3269 sayılı Kanun'un aslında bizatihi mağdurları. Diler ve temenni ederim ki önümüzdeki süreçlerde de Gazi Meclis kendi iradesiyle 3269 sayılı Kanun'u yeni baştan gözden geçirir, tadil eder veya yeni baştan yazar.
3269 sayılı Yasa'nın uzman çavuşlarımıza vermiş olduğu -5'inci maddesi kapsamında söylüyorum- emeklilik yaş haddi 52'ydi, bu emeklilik yaş haddi şimdi 55'e çıkıyor yani Emekli Sandığı Kanunu kapsamında uzman çavuşlarımız da artık subaylar gibi 55 yaş itibarıyla emekliliği kazanacaklar. Biz daha önceki uygulamanın devamının da olumlu olduğunu düşünüyoruz, bu konuda yanlış hatırlamıyorsam Genel Başkan Yardımcımız ve Bursa Milletvekilimiz Hidayet Vahapoğlu'nun da bir değerlendirmesi olmuştu.
Değerli arkadaşlarım, uzun bir süredir 6000 sayılı Kanun mağduru kardeşlerimin çilesi var, yaklaşık 3 bin kişi. Kanun teklifinde bu arkadaşlarımın sayısının 2.900 olduğu ifade edilmiş. Yaklaşık 3 bin kardeşimiz uzun bir süreden beri 6000 sayılı Kanun'un mağduru, 2010 yılında çıktı. 45 yaşını dolduran uzman çavuşlar emekli olma yaş haddini dolduruyorlar fakat emekliliğe hak kazanamadıklarından dolayı kalan yılları, kalan dönemi bir kamu kurumunda devlet memuru olarak geçiriyorlar. Yalnız arkadaşlar, yirmi-yirmi beş yıl uzman çavuşluğu yapan değerli bir kardeşimiz, devlet memuru olduktan sonra âdeta uzman çavuşluk döneminde hiçbir şekilde bir gün geçirmemiş gibi değerlendiriliyor yani geçmişi siliniyor ve özlük haklarında düşme yaşanıyor; mesela emekli aylığında 500 liralık düşme.
Değerli arkadaşlarım, 6000 sayılı Kanun mağduru kardeşlerimizle çok görüştük, bu konuyu çok dile getirdik. Bu kanunla beraber yani 250 sıra sayılı Kanun Teklifi'mizle beraber 6000 sayılı Kanun mağdurlarımızın bütün mağduriyetinin çözülmesinden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Yeter mi? Yetmez. Elbette ihtiyaçlar bitmiyor fakat 6000 sayılı Kanun mağduru kardeşlerimiz için çok önemli bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Geçmişe yönelik intibakların, düzenlemelerin yapılması lazım. Bu kardeşlerimiz aynı zamanda bir derece istiyor ve bunların hepsi daha önce devlet memuru olarak emekli olmuştu, şimdi uzman çavuş emeklisi olacaklar. İstedikleri de buydu çünkü devlet memuru olarak emekli olduklarında ellerinden uzman çavuş kimliği alınıyordu.
Değerli arkadaşlarım, sürem de azalıyor. Elbette buradan bütün kahraman kardeşlerimi muhabbetle selamlıyorum, onlara çok şey borçlu olduğumuza inanıyorum. Uzman çavuşlar, nimette en arkada, külfette en önde olmak istemiyorlar. Bundan aslında gocunmuyorlar; şehadete kucak açan kahraman evlatlarımızdan bahsediyorum, gazi olan kardeşlerimizden bahsediyorum. Kafasının yarısını terörle mücadelede kaybeden kardeşlerimizi gördük; bana mısın demiyorlar, "Vatan sağ olsun." diyorlar, "Millet sağ olsun." diyorlar, "Bayrağımız inmesin." diyorlar. Bu kardeşlerimizle iftihar ediyoruz, gurur duyuyoruz ve uzman çavuşlarımız şu anda hamdolsun, Türkiye'de milletimizin bütün fertleri tarafından biliniyor, görünüyor ve hakları teslim ediliyor. İnşallah atılan bu adımla 3269 sayılı Yasa'dan kaynaklanan olumsuzluklar da gelecek dönemlerde düzeltilir, el birliğiyle bu kahraman kardeşlerimizin hak ettiği bir kanunla onları tanıştırır ve karşılaştırırız; biz bunu yaparız, yapacak iradeye sahibiz.
Buradan kahramanları hürmetle selamlıyorum. Onlar bu ülkenin onuru, bu milletin evladı; hayır duamız onlarla, desteğimiz onlarla.
Hepinizi saygıyla selamlıyor, Regaip Kandili'nizi tekraren tebrik ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)