| Konu: | Şırnak ilinde PKK saldırısında şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Furkan Umut'a Allah'tan rahmet dilediğine, 1-7 Mart haftasının ülkede Yeşilay Haftası olarak kutlandığına, herkes için madde bağımlılığından uzak, sağlıklı ve huzurlu bir dünya dilediğine, Yeşilay Haftası'nı kutladığına, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyeleri göz önünde bulundurularak belirlenen yeni düzenlemelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığına, ABD Temsilciler Meclisinde Demokrat ve Cumhuriyetçi 180 milletvekilinin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e Türkiye'yle ilgili bir mektup göndermesinin ülkenin bağımsızlığına, istiklaline ve demokratik hukuk devleti yapısına karşı büyük bir saygısızlık olduğuna, bunu kabul etmediklerini tekrar dile getirdiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 02.03.2021 |
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şırnak'ta PKK terör örgütünün hain saldırısında şehit olan kahraman askerimiz, Piyade Uzman Onbaşı Furkan Umut'a Allah'tan rahmet; ailesine, sevenlerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, 1-7 Mart tarihleri arası ülkemizde Yeşilay Haftası olarak kutlanmaktadır. Yeşilay, Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında, işgal güçlerinin toplumumuzda alkol ve uyuşturucu maddeleri yaygınlaştırmasını ve işgale karşı mücadele ruhunun yıkılmasını önlemek amacıyla dönemin Şeyhülislamı İbrahim Haydarzade'nin himayesinde Doktor Mazhar Osman Uzman ve arkadaşları tarafından Sultan Vahdettin'in izniyle 5 Mart 1920'de İstanbul'da "Hilal-i Ahdar" adıyla kurulmuştur. Hilal-i Ahdar ismi daha sonra "Yeşil Hilal" ve "Yeşilay" olarak değiştirilmiş, 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı, İsmet İnönü'nün Başbakanlığında Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilaya kamuya yararlı dernek statüsü verilmiştir. Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilayın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu madde, kumar ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilayın mücadele alanına dâhil olmuştur.
Günümüzde madde bağımlılığı tüm dünya için ortak bir sorun hâline gelmiştir. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar aile bağlarımızı zayıflatmakta, sevgiyi yok etmekte, manevi değerlerden uzaklaşmamıza ve ülke ekonomisinde büyük kayıplar vermemize neden olmaktadır. Bedensel ve ruhsal olarak sağlıklı bireyler yetiştirmek, aile ve toplum huzurunu korumak, çocuklarımıza barış ve saygının hâkim olduğu bir gelecek bırakmak için tütün, alkol, uyuşturucu başta olmak üzere tüm bağımlılıklara karşı bilinçli olmak zorundayız.
Bu vesileyle hepimizin için madde bağımlılığından uzak, sağlıklı ve huzurlu bir dünya diliyor, Yeşilay Haftanızı kutluyoruz.
Sayın Başkan, 1 Mart 2021 günü Sayın Cumhurbaşkanımız başkanlığında gerçekleştirilen Kabine toplantısında yeni kontrollü normalleşme sürecine dair temel usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiyeleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu tarafından tespit edilen kriterlere göre iller 4 ayrı risk grubuna ayrılarak salgınla mücadeledeki tedbir seviyeleri risk gruplarına göre belirlenmiştir. Bu kararlar doğrultusunda risk gruplarına göre -belirlenen- illerde kısıtlamalar gevşetilmiş ve vatandaşlarımızın günlük yaşamları daha da normal hâle gelmiştir.
Salgınla mücadelede kalıcı başarının sağlanması için temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra hayatın her alanını kapsayacak şekilde belirlenen kurallara ve tedbirlere toplumun tüm kesimlerince azami düzeyde uyulması büyük önem taşımaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Seçim bölgem Sakarya ilimizin de içinde olduğu yüksek risk grubundaki şehirlerimizin ve vatandaşlarımızın özellikle bu kurallara riayet etmelerini önemle rica etmekteyim. Aşılama programı kapsamında her geçen gün hızla artan aşılanan nüfus oranıyla beraber tüm illerimizde beklenen normalleşme kararlarının alınması hayatımızı çok daha kolaylaştıracaktır.
Sayın Başkan, son olarak; ABD Temsilciler Meclisinde Demokrat ve Cumhuriyetçi 180 milletvekilinin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e Türkiye'yle ilgili bir mektup gönderdiği kamuoyuna yansımıştır. 26 Şubat tarihinde yazılıp gönderilen, 1 Martta kamuoyuyla paylaşılan mektupta Türkiye'nin NATO müttefiki olduğu, ABD'nin önemli bir ortağı olduğu bildirilirken, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin insan haklarını önemli ölçüde ihlal ettiği, demokratik yoldan saptığı, yargıyı zayıflattığı, siyasi muhalifleri, gazetecileri ve azınlık gruplarını haksız yere hapsettiği şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - 2017 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD ziyaretinde PKK'lıların yaptığı protesto gösterisini barışçıl gösteri olarak gösterip Türkiye Cumhuriyeti'nin kendini düzeltmesi gerektiğini, Hükûmetin ve iktidar partisinin politikalarının değiştirilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
Bu görünen tablo ABD'de, özellikle Başkanlık seçimi sonrasında, Türkiye'ye karşı baskıyı artırmak noktasında ABD'nin ciddi bir politika izleyeceğini, izlediğini ortaya koymaktadır. Ne yazık ki ABD, şu an kendi kapasitesine ve imkânlarına bakmaksızın dünyayı soğuk savaş dönemindeki mantıkla değerlendirerek "Ya benden olacaksınız ya da benim düşmanım olacaksınız." şeklinde yorumlamak cihetine gitmektedir, bu, tarihî bir hatadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Tabii.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ABD de içerisine dâhil olmak üzere Batı'yla iyi, hakkaniyetli ve karşılıklı saygıya dayanan uluslararası ilişkilerini devam ettirmekle birlikte yine Doğu'da, Avrasya'da kendi hak ve menfaatlerini, alakalarını ilgilendiren meselelerde de bağımsız bir şekilde karar alabilmeli ve bu politikaların Batı tarafından saygıyla karşılanması gerekmektedir. Bunun yerine NATO üyeliğimizi gerekçe göstererek veya diğer ilişkilerimizi gerekçe göstererek Türkiye'yi tahakküm altına almaya ABD dâhil hiçbir ülkenin hakkı yoktur. Bu, Türkiye'nin bağımsızlığına, istiklaline ve demokratik hukuk devleti yapısına karşı büyük bir saygısızlıktır. Bunu kabul etmediğimizi ve etmeyeceğimizi buradan tekrar dile getiriyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.