GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:53
Tarih:16.01.2013

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; MHP'nin grup önerisi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Biliyorsunuz, sağladığı katma değer bakımından oldukça önemli bir yere sahip olan pamuk, başta tekstil olmak üzere yaklaşık 50 çeşit sanayi ürününde kullanılmaktadır. Pamuk, önemli bir ihraç malı olmasının yanı sıra, üretim sürecinde sağladığı istihdamla da dikkat çekici bir üründür.

Ancak, ne var ki AKP hükûmetleri tarafından uygulanan yanlış tarım politikaları neticesinde Türkiye'de bugün, birçok tarım ürünü ve hayvancılıkta olduğu gibi, pamukta da dünyanın en büyük ithalatçılarından biri hâline gelmişiz.

Değerli milletvekilleri, tekstil, yağ, biodizel üretimi başta olmak üzere, yaklaşık 50 çeşit sanayi ürününde kullanılan pamuk, proteini yüksek bir hayvan yemi olarak da hayvancılıkta önemli bir girdi olarak kullanılmaktadır. Pamuk bitkisi bu kadar geniş kullanım alanlarına sahip olması nedeniyle stratejik öneme sahip bir tarımsal üründür.

Ekonomimiz için bu denli önemli olan pamukta ülkemiz, dünya pamuk üretimi ve ticaretinde sahip olduğu konumunu kaybetme noktasına maalesef getirilmiştir. Dünyada pamuk tarımı için ekolojik açıdan şanslı coğrafyaya sahip olan ülkemiz, uygulanan yanlış politikalar nedeniyle pamuk tarımı bitme noktasına getirilmiştir.

Pamuk üreticisinin boğuşmak zorunda kaldığı en önemli sorunların başında, üretim maliyetlerinin yüksekliği yer almaktadır. Türkiye'de pamuğun verimi dünya ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, girdi fiyatları, tarıma yönelik mal ve hizmetlere uygulanan vergi oranları üretici için önemli bir maliyet unsurudur.

Ziraat Odaları verilere göre 2011 yılı için ortalama maliyet kilogram başına 1 lira 65 kuruş civarında gerçekleşirken, aynı yıl ortalama kütlü satış fiyatı kilogram başına 1 lira 20 kuruştur. Bu maliyet ve satış fiyatına AKP hükûmetlerinin verdiği destekleme primi kilogram başına yalnızca 37 kuruştur. Ortaya çıkan bu durum karşısında zarar eden pamuk çiftçisi pamuk ekiminden hızla uzaklaşmakta ve farklı ürünlerden nafakasını çıkarmaya çalışmaktadır.

Nitekim, 2012-2013 sezonunda pamuk ekim alanlarının büyük bir kısmı özellikle Çukurova, Harran ve Ege'de mısır ve buğday ekimine kaydırılmıştır. Pamuk tarımında uygulanan politikaların devam etmesi durumunda ekim alanları gittikçe azalacak, buna bağlı olarak da ürün arzında dalgalanmalar kaçınılmaz olacaktır.

Pamukta ekim alanlarındaki azalan değişimin, maliyet, fiyat ve verilen destek gibi etkilerinin yanı sıra diğer bir etki de Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği Anlaşması'ndan dolayı pamukta uygulanan gümrük vergisi muafiyetidir. Gümrük muafiyeti nedeniyle iç piyasa pamuk fiyatları dünya fiyatlarından direkt olarak etkilenmekte ve dünya fiyatlarındaki dalgalanmalara karşı pamuk çiftçimiz korumasız hâlde bırakılmaktadır. Pamuğun kullanım alanlarının başında gelen tekstil sektörünün dış ticaretteki yüzde 26 olan payını dikkate aldığımız noktada, pamuk tarımı ve ekiminin sürdürülebilir politikalarla yeniden ele alınması zorunluluğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

AKP Hükûmetinin uygulamaları neticesinde pamuk tarımının geldiği noktayı açıklamak adına bazı verileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye, 1,4 milyon tonluk pamuk tüketimi ile dünyada 4'üncü sırada yer alırken, bu tüketim üretimle desteklenmemiş ve ithal eden 2'nci ülke konumuna maalesef getirilmişiz.

2002 yılında 496 milyon dolarlık pamuk ithalatı yapılmışken 2011 yılının ilk dokuz ayında 1 milyar 501 milyon dolarlık pamuk ithalatı yapılmıştır.

Çiftçi kayıt sistemi verilerine göre pamuk üreticisi sayısı 2003 yılında 113 bin kişi iken 2011 yılında 77.800 kişiye kadar gerilemiştir.

AKP iktidarları döneminde uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu pamuk ekim alanlarında 2002-2011 yılları arasında yüzde 35 azalma yaşanmıştır.

2005 yılında 1 kilogram pamuğa sertifikalı tohumluk farkıyla birlikte verilen prim 32 kuruş iken 2009, 2010 ve 2011 yılında verilen prim 42 kuruş olmuştur, 2009 yılından beri 42 kuruş olarak yerinde saymaktadır.

2002-2011 yılları arasında pamuk fiyatlarındaki düşüklük üretici satın alma gücüne de yansımış, aynı dönemde pamuk üreticisinin satın alma gücü mazotta yüzde 70, gübrede ise yüzde 80 azalmıştır. Pamuk üretimi için ödenen mazot desteği son altı yılda sadece yüzde 33 artmıştır.

Benden önceki hatip, gerçekten Adana bölgesinde pamuk üretimini de bilen ve hatta sanırım yapan bir arkadaşımız. 2000 yılında ben Urfa ÇUKOBİRLİK Müdürüyken 1.100 liraya almış olduğumuz pamuğa, bugün 950 liradan alıcı bulabiliyorsun. Girdiler yüzde 300, yüzde 500 arasında değişiyor, buna üstüne üstlük? Yer altından su çıkaran üreticilerimiz kendi imkânlarıyla 180-300 metre, hatta 500 metreye kadar derin kuyu kazıyor, bütün tesisatını kendisi döşüyor, devletten bir kuruş katkı payı almıyor ama bugün pamuk üreticisinin geldiği nokta da bu.

Sayın Başbakan Viranşehir'de, on beş gün önce çıkıp halkın karşısına şunu söylüyor: "Siz elektrik hırsızısınız." Evet, Urfa bölgesinde eğer elektrik kaçağı yapılmasa bütün tarlasını satıp devlete verse bile bunun altından çıkamaz. Bu bir gerçeklik, Türkiye'nin gerçekliği. Pamuk ektiğin zaman, kendi imkânlarında derin kuyu çalıştırdığın zaman elektrik noktasında yanlış tarım politikaları sonucu insanlarımız maalesef, kötü yerlere teşvik edilmektedir. Bunun desteklenmesi lazım, burada, çiftçilerimizin rencide edilmeye ihtiyacı yoktur. Onun için, kesinlikle, insanlarımız dürüst, şeffaf, kişiliklidir; çiftçilerimiz karakterlidir, onun için, böyle bir şeye girmemişlerdir. Kendilerine buradan, Meclis kürsüsünden bütün pamuk üreticileri adına selamlarımı iletiyorum, başarılar diliyorum.

Sağ olun, teşekkürler. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Binici.