GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:03.03.2021

HDP GRUBU ADINA GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

CHP grup önerisi üzerinde grubum adına söz aldım. Tabii, bu önemli bir Meclis araştırması önergesi çünkü gerçekten, aslında çalışma yaşamında bir Bakanlığı fokuslamış, bir Bakanlıkta farklı statülerde çalışan insanların mağduriyetlerine dikkatimizi çeken bir önerge. Bu anlamıyla önemli olduğunu düşünüyorum. Fakat bu önergeden yola çıkarak aslında nasıl bir çalışma yaşamı olduğuna, AKP'nin nasıl bir çalışma rejimi inşa ettiğine de yakından bakmamız gerekiyor. Birincisi ve en önemlisi, aslında bugün anayasal bir devlet düzenine, Anayasa'nın temel maddesi olan "insan onuruna yaraşır, kadrolu, güvenceli" bir çalışmanın artık istisna olduğunu görüyoruz. Bu neredeyse çok küçük bir azınlığın, çok sınırlı bir azınlığın ulaşabildiği bir durum.

Onun dışında ne var değerli arkadaşlar? İstihdam biçimlerindeki çokluluk meselesi. Yani bir bakanlık düşünün, Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ya da başka bir bakanlık, aynı işi yaptığı hâlde birden fazla statüde çalışan, istihdam edilen insanlar var. Yani ben Sağlık Bakanlığında çalıştım; 657 var, 4/A var, 4/B var, 4/C var vesaire, var da var. Peki, bu kadar çeşitli istihdam biçimlerinin olmasının amacı ne? Çünkü her istihdam biçimiyle aslında AKP bir hak tırpanlaması yapıyor. Her getirdiği istihdam biçimiyle bir önceki hakları elinden alıyor ve deyim yerindeyse, aslında çalışan insanları yapayalnız, özlük hakları olmadan, hiçbir sosyal güvenceleri olmadan, kölelik koşullarında çalıştırıyor.

Şimdi, bu önerge de neye ilişkin? Aile ve Çalışma Bakanlığına. Bakın, Çalışma Bakanlığı yani çalışma hayatını düzenleyen bakanlık ama sanırım önce kendisinden işe başlaması gerekiyor çünkü kendi istihdam ettiği insanları kölelik koşullarında çalıştırıyor. Bu insanlara değer vermiyor; buradaki öğretmelere, hemşirelere, psikologlara, sosyal araştırmacılara değer vermiyor; onları özel sektörün bile çalıştırmayacağı -çalıştırdığının altında- koşullarda çalıştırıyor. Peki, bunu niye yapıyor değerli arkadaşlar? Çünkü insana dair bir bakışı yok. Bugün çalışma hayatını bir maliyet olarak gören neoliberal bakış Bakanlığın kendisine de sirayet etmiş durumda. Bütün özlük haklarını, bütün sosyal hakları, çalışma yaşamına dönük her türlü kadroyu kendisi için bir maliyet olarak görüyor ve kendisini tam da işveren aklıyla örgütleyip bu maliyetlerden kurtulmak için de bütün bunları yok sayıyor, bütün bunlardan azade bir çalışma rejimini yerleştirmeye çalışıyor.

Şimdi, önergede de var, sayılmış işte. Nelerden yoksunlar? İş güvencesinden yoksunlar, özlük haklarından yoksunlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Birçok yatılı kurumda nöbet tuttukları hâlde nöbet ücreti alamıyorlar, sahaya çıktıkları zaman yolluk alamıyorlar -kadrolu olanlar aldığı hâlde yolluk ödenmiyor bu insanlara- bir şekilde birçok kurum içi eğitim imkânlarının dışında tutuluyorlar ve bütün bunları yapan Bakanlığın adı Çalışma Bakanlığı yani bizim sabah akşam özel sektörde de olsa, kamusal hayatta da olsa her türlü haksızlıkta, hukuksuzlukta kapısını çalacağımız, "Bu işçilere, bu çalışanlara, bu emekçilere niye bu çalışma yaşamını reva görüyorsunuz?" diyeceğimiz Bakanlığın kendisi aslında taşeron koşullarında işçi çalıştırıyor, taşeron koşullarında emekçileri çalıştırıyor. Bunun hem Anayasa'ya hem uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu ama en temelde de insanlık onuruyla bağdaşmadığını ifade etmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)