| Konu: | Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 03.03.2021 |
CHP GRUBU ADINA TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Geç kalmış, mağdurlar yarattıktan sonra önlem alınmamış, Cumhurbaşkanının ağzından çıkan bir kelimeyle acele yazılmış bir yasayla karşı karşıyayız. Faizsiz kazanç vaadiyle ev ve otomobil hayaliyle vatandaşın hem inancını hem sıkıntılı maddi koşullarını kendi çıkarlarına uygun kullanmaya çalışan finansman şirketleri ülkemizde yıllardır faaliyet göstermektedir; küçük ölçekli kuruluşlarla sayısı 300'ü buluyor. Yaklaşık 1 milyon vatandaşımız birikimini bu firmalara emanet ediyor. Hiçbirinin eylemleri, ne koşullarda çalıştıkları, nasıl kazanç sağladıkları, gelirlerini nereye harcadıkları bilinmiyor.
Geçmişte çok hazin örnekler var: KOMBASSAN vurgunu var; mağdurların yüzüne bakmadınız. İhlas Holding milyar dolarları "faizsiz bankacılık" adı altında hiç etti, araştırmadınız. Partimiz, Cumhuriyet Halk Partisi araştırma önergesi verdi, reddettiniz. Parasını kaptıran vatandaşa "Üstüne bir bardak su iç." dediniz. Sadece sizin iktidarınız boyunca Çiftlik Bank 500 milyon lira, Deniz Feneri 41 milyon euro vurgun yaptı. Jet Fadıl'ın ne kadar götürdüğünü kimse bilmiyor. Hileyle, yalanla, yerli otomobil hayaliyle, inşaat vaadiyle inançlarını sömürerek, "hak yollu kazanç" diyerek milyonlarca insanı dolandırdılar. Hepsi sizin uzmanlık alanınız olduğu için, siz onları, arkasını kolladınız.
Şimdi, her köşebaşında açılmış bu şirketlere çekidüzen verecek yasa teklifinin Meclise gelmiş olmasını tabii ki olumlu buluyoruz. Ancak, teklif, yıllardır sosyal medya üzerinde şikâyetlerini dile getiren, çözüm isteyen, faizsiz ev alma ümidiyle başvurup mağduriyet yaşayan vatandaşın sorununu çözmekten çok uzak. Yine, her zaman olduğu gibi, görmezden geldiğiniz büyük bir mağdurlar kitlesi oluşacak.
İktidarınız boyunca yolsuzluklar yalnızca bu şirketlerle, yol, köprü ihalelerinizle, inşaat vurgunlarınızla sınırlı kalmadı, bugün insanlar konut alırken dahi dolandırılıyor ama vurgun yapanlar görmezden geliniyor, dolandırıcıların yaptıkları yanına kâr kalıyor.
Sayın milletvekilleri, bu kadar insan yıllardır sesini duyurmaya çalışırken bugün bu düzenlemeyi gündeme getirmenin arkasında mağduriyeti meşrulaştırma gayreti vardır. Artık bu şirketlerin insanları yasal yoldan mağdur etmesinin önü açılmaktadır, hem de boy boy reklamlarla. Yasa konuşulmaya başladığı andan itibaren -daha Mecliste duyulmamıştı- bir kelimenin ardından bütün firmalar, statlara boy boy reklam vermeye başladı. Bir sorun kendinize: Bu derenin suyu nereden akıyor? Söylemlerinizle, eylemlerinizle bugüne kadar yaşattıklarınızla tutarlı da değilsiniz, samimi de değilsiniz.
İçeriği değerlendirilmemiş bir yasa var önümüzde. Size soruyorum, bunu değerlendirmek için ekonomist olmaya gerek yok: Ekonominin hâli böyleyken, enflasyon bu denli yüksekken, dövizin bu kadar kırılgan olduğu bir ülkede piyasalarda güven yokken halkın inancını sömürdüğünüz faizsiz finans modeli nasıl çalışır?
Sayın milletvekilleri, bu kanunun maddelerine baktığımız zaman, madde 15'te şirketlerin faaliyet iptali kararı tasfiye kuruluna bırakılıyor; üyelerine de hukuki, idari ve cezai sorumluluk yüklenmiyor. Yetki veriyorsunuz, sorumluluk yüklemiyorsunuz; bu, doğru değil. Kurula bu kadar geniş bir takdir yetkisi tanınıyorsa keyfî kararların önüne geçmek adına üyeler eylemlerinden sorumlu tutulmalı.
17'nci maddeyle şirketlere yeni kanuna altı ay içinde uyum sağlama zorunluluğu getiriliyor, BDDK'ye ise altı ay uzatma yetkisi veriliyor. Yetmedi, bir altı ay daha uzatma yetkisine sahip olacak. Uyum süresi bir yılsa bir yıl, altı aysa altı aydır; bunu daha fazla uzatmaya hiç gerek yok. Belirli bir uyum süresine karar verilmeli yasada.
11 ve 20'nci maddelerle yargıda olan erişim engelleme yetkisi BDDK'ye veriliyor; bu, yargıya müdahale demektir. Yargı yetkisini BDDK'ye vermek doğru değildir. 2020 Mart ayında bu meseleyi zaten çözmüştük, şimdi tekrar maddeyle oynuyorsunuz. Erişim engelleme yetkisi yargıya aittir ve bu mercide kalmalı, idareye bırakılmamalıdır. Bunun yerine, yargıya erişim engeli kararı almada kırk sekiz saatlik süre verilerek sürecin hızlandırılması daha doğru olur. Maddenin bu doğrultuda düzenlenmesi gerekir.
Kanun teklifinin 2'nci maddesinde, ödenmiş sermayenin 100 milyon Türk lirası olması şartı getiriliyor. Hâlen tasarruf finansmanı alanında faaliyet gösteren resmî 34 şirketten sadece 1 tanesi bu şartı yerine getirebilir. Sermayesi 100 milyonu bulmayan onlarca firma var. Bankalardan kredi almayan, bir mülke sahip olmak için bu firmalara giden milyonlarca vatandaş var. Bu yasayla şirketleri düzenleyeceğiz derken yeni mağdurlar yaratacaksınız.
Sayın milletvekilleri, bu kanun teklifi, finansman şirketlerini denetim altına alıyor gibi gözükse de iktidarın vatandaş yerine yandaşı kolladığı bir sistemde, yakın geçmişte yaşanan dolandırıcılıkların benzerlerinin önünü de açabilir; yolsuzlukları kanunla güvence altına alarak daha fazla mağduriyete neden olabilir. Oysa bizim önceliğimiz, vatandaşın haklarını korumak ve bu mağduriyetlerin yaşanmasına engel olmak olmalıdır.
Sayın milletvekilleri, Komisyon sürecinde iyi bir çalışma yürüttük. Komisyon Başkanımız, gerçekten, davranışlarıyla... Bu işle ilgili, faizsiz finansman şirketleriyle ilgili bütün firmaları dinledik. Bütün faizsiz finansman modeli şirketler dinlendi ama bu şirketlere ev ve otomobil hayaliyle giren vatandaşı dinleme şansımız olmadı. Kanun teklifi gündeme geldikten sonra mağdurlar bizi arayıp şikâyetlerini dile getirdiler. Bu nedenle, kanun yaparken şirketleri değil, bundan en çok etkilenen vatandaşın haklarını korumalıyız.
Bu kanun taslağı kapsamlı olmasa da destekleyeceğimizi beyan ederim.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım.