| Konu: | Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 03.03.2021 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6361 sayılı Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerine birkaç şey söyleyeceğim. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklif sahipleri 6361 sayılı Kanun'da bir dizi değişiklik öneriyorlar; factoringe ilişkin değişiklik yok, leasinge ilişkin değişiklik yok fakat tasarruf finansman sistemini düzenlemek istiyorlar. Tasarruf finans sistemi düzenlenmeli mi? Evet, düzenlenmeli. Denetlenmeli mi? Evet, denetlenmeli, buna hiç kuşku yok. Tasarruf finans sisteminin düzenlenmesine de denetlenmesine de hiçbir siyasi parti karşı çıkmıyor, aksine destekliyor.
Ancak, bu düzenleme yapılırken bir şey unutulmuş: "'Yerli otomobil üretiyoruz.' 'Herkese ev veriyoruz.' 'Herkesi Maldivler'e tatile gönderiyoruz.' diyen Jet Fadılların, KOMBASSAN'ların, YİMPAŞ'ların, Çiftlik Bankların mağdurları ne olacak?" sorusunun yanıtı maalesef bu teklifte yok; geçmişe dönük hiçbir düzenleme yer almıyor. Anlaşılan, teklif sahipleri "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir; biz önümüze, bundan sonrasına bakalım." diyor. Bu söylenemez mi? Elbette söylenebilir ama bir bütün olarak sorunları çözemez.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Cumhurbaşkanı dün İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladı. Açıklamada 9 tane amaçtan, 11 ilkeden, 50 hedeften, 393 faaliyetten söz ediliyor. Açıklanan amaçlarda sorun var mı? Yok. Açıklanan ilkelerde sorun var mı? Yok. Hadi 1215 Magna Carta'ya kadar gitmeyelim ama 1948 tarihinde kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nden, 1950'de kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden bu yana temel hak ve özgürlüklerin neler olduğunu herkes biliyor. Arka arkaya, temel hak ve özgürlüklere ilişkin, uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakları saydığınızda bir şey yapmış olmuyorsunuz çünkü Türkiye bu sözleşmeleri 1948 ve 1950'de zaten kabul etti. Sorun, bu uluslararası sözleşmelere uygun bir yönetimin sergilenmemiş olması. Kaldı ki bu hakların tamamı zaten ülkemizde Anayasa'yla güvence altına alınmış durumda; iktidar bu haklara uysun yeter, gölge etmesin yeter.
Bakın, daha önce de söyledim: Düşünce ve ifade özgürlüğü var mı? Yok. Örgütlenme özgürlüğü var mı? Yok. Toplantı, gösteri yürüyüşü hakkı var mı? Yok. Basın özgürlüğü var mı? Yok. Özel hayatın gizliliği var mı? Yok. Konut dokunulmazlığı var mı? Yok. Yargı bağımsızlığı var mı? Yok. Ama temel hak ve özgürlüklerin yok sayılması bilfiil var.
Özetle, doğruların arka arkaya sıralanması doğru yaptığınız anlamına gelmiyor. Mesele ne söylediğiniz değil, ne yaptığınız. Uganda'nın diktatörü İdi Amin'in bir sözü var, diyor ki: "İstediğinizi söylemekte özgürsünüz ama söylediğiniz andan sonrasına karışmam." İktidarın yaptığı tam olarak bu. Bir başka örnek şu: Bir de söylemleriniz neye benziyor? Eşini öldüren kocanın mahkemeye çıkıp "Ben aslında karımı çok seviyorum." demesine benziyor ve bunun o kadar çok örneği var ki ben size birkaç tane söyleyeyim. (HDP sıralarından alkışlar) Eşini öldüren zanlı "Karımı çok seviyorum." dedi, 7 Ekim 2018, Nizip; eşini 46 yerinden bıçaklayıp öldürdü, "Canımdan çok seviyordum." dedi, 19 Kasım 2019, Konya; Adana'da öldüren koca "Karımı çok seviyorum." dedi, 17 Ocak 2015; karısını öldürdü, "Eşimi çok seviyordum, öldürme niyetim yoktu." dedi, 27 Nisan 2018, Antalya. Dolayısıyla, arka arkaya doğruları sıraladığınızda bunun bir anlamı yok. Esasen, gerçek yaşamda ne yaptığınıza bakılır ve Türkiye'de temel hak ve özgürlükler tıpkı darbe olmuşcasına askıya alınmış durumda.
Bir de şunu söylemezsem içimde kalır: Türkiye Barolar Birliğinin kayyumunun açıklaması var, evlere şenlik. "Kayyum" diyorum çünkü altı aydır gerçekten kayyum. Neden? İktidar barolara seçim yaptırmıyor, Barolar Birliğinin Başkanını kayyum olarak orada tutuyor. Bu kayyum diyor ki: "İnsan Hakları Eylem Planı sokaktaki insanımıza, hane halkına dokunuyor. Yıldızları tarif eden bir eylem planı değil, o yıldızlara erişmemizi sağlayacak bir eylem planı, ciddi bir yol haritası." Aya gitmek kesmemiş beyefendiyi, yıldızlara erişecekmiş, hem de bu eylem planıyla. Ne diyeyim?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)