| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 09.03.2021 |
ULAŞ KARASU (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle yine yasa yapımının ruhuna aykırı bir teklifle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz, aynı itirazı Komisyonda da dile getirdim, burada da bir kez daha tekrarlıyorum. Teklife baktığımızda Türkiye'nin ne duruma geldiğinin ve nasıl yönetildiğinin en güzel örneklerini görüyoruz. Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu üyeleri olarak getirdiğiniz kanun teklifinde kuzu ve oğlakların küpesini konuşup birbirinden tamamıyla alakasız konuları bir arada görüştük ne yazık ki.
Değerli arkadaşlar, öncelikle teklifin 2'nci maddesiyle ilgili görüşlerimi dile getirmek istiyorum. Bu 2'nci maddeye nereden ve ne için ihtiyaç duydunuz? Maddenin içeriği: İhalesi 15 Mart 2020 tarihinden sonra yapılmış ancak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte henüz uygulama sözleşmesi imzalanmamış projeler için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yap-işlet-devret modeline kefil olmasının önünü açıyorsunuz. Şimdi, Komisyonda sorduk, bir kez daha soruyoruz: İçeriğini açıklamadığınız bu maddeden faydalanacak 2 ihale var; birisi Aydın-Denizli Otoyolu, diğeri Kuzey Marmara Otoyolu'ndaki Başakşehir-Nakkaştepe bölümü. Açıklamadığınıza göre bizim bilmediğimiz, sizin yaptığınız başka ihaleler de mi var? Sormak istiyorum: Bu ihaleyi verdiğiniz firmalar ihaleden önce bu işi yapabilecek yeterlik belgelerini sundular mı? Sundular ise bugün niçin Ulaştırma Bakanlığının teminatına ihtiyaç duyuyorlar? Bu ihalelerin şartnamesinde Karayolları Genel Müdürlüğünün borçlanma için teminatı söz konusu. Ancak Karayolları Genel Müdürlüğünün teminatının finans kuruluşları tarafından kabul edilmediği görülüyor. Ülkemizin en önemli kurumlarından biri olan Karayollarının 1 milyar TL'lik kefaleti bile ne yazık ki kalmamış durumda.
Bir diğer husus, bu ihale şartnamesini yayımladığınızda Ulaştırma Bakanlığının teminat vereceğini açıklamış olsaydınız ihaleye girecek firmaların stratejileri değişebilir, farklı firmalar ihaleye girebilir, iş daha düşük ücretle yapılabilirdi. Gerçi, siz alışkınsınız maç başladıktan sonra kural değiştirmeye. 191 kez oynadığınız Kamu İhale Yasası'nın neresinde yazıyor getirmiş olduğunuz bu değişiklik? Aslında, bu teklifle Ulaştırma Bakanlığının da yabancı kredi şirketlerinin piyonu hâline gelmesinin önünü açıyorsunuz. Ulaştırma Bakanlığı bu işlerin sonunda, tıpkı Hazine Bakanlığı gibi, bir Düyun-ı Umumiye hâline gelecek. 5'li çete için hazinenin kanını emdiniz, diğer müteahhitlere verecek bir şey kalmayınca onlara da Ulaştırma Bakanlığını veriyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, on sekiz yıldır iktidardasınız. On beş yıl önce bir özelleştirme yaptınız, TÜRK TELEKOM'u gittiniz yabancılara peşkeş çektiniz ve on beş yıldır bu ülkenin köylerini, bu ülkenin ilçelerini yatırımdan -özellikle teknolojinin bu denli hızla geliştiği bir dönemde- uzak tuttunuz. Seçim bölgem Sivas'ın 1.233 tane köyü var, her gün muhtarlarımız arıyor "Biz, Bakanlığa başvuru yaptık, telefonlarımız çekmiyor, TÜRK TELEKOM'un hatları çalışmıyor, internete ulaşamıyoruz." diye isyan ediyorlar. Kralın çıplak olduğunu bir yıldır yaşadığımız pandemi sürecinde gördük. Sırf on beş yıldır yapılmayan yatırımlardan dolayı 3 milyon 645 bin çocuğumuz uzaktan eğitim alamadı. 5G'nin konuşulduğu bir dünyada sizler milyonlarca çocuğumuza bir yıl boyunca eğitim veremediniz. Bu kadar çocuğun vebali sizin omuzlarınızdadır. Hâl böyleyken şimdi de uzaktan eğitimde en fazla tartışılan Evrensel Hizmet Kanunu'nun yapısında değişiklik öngörülüyor.
Değerli arkadaşlar, 2006-2018 yılları arasında toplanan evrensel hizmet geliri tam 10 milyar TL ancak FATİH Projesi'ne baktığımızda, bunun yalnızca 1 milyar 700 milyon TL'lik kısmı eğitimde fırsat eşitliği için harcanmış yani 10 milyar TL bir kaynak yaratılmış, bunun beşte 1'inden daha az miktarı kullanılmış, gerisi nereye gitti, bilen yok. Bakın, yine, 2019'da GSM operatörlerinden "evrensel hizmet gelirleri" adı altında toplanan paranın miktarı 1 milyar 562 milyonu buldu. Bu gelirin yalnızca 76 milyonu harcanmış. Geriye kalan 1 milyar 486 milyon TL'nin akıbeti yine bilinmiyor. Böyle bir fon yönetimiyle ne kadar kanuni düzenleme yapsak da boş. Ben buradan sordum, arkadaşlarım sordu, şimdi tekrar soruyoruz: Evrensel Hizmet Fonu'ndaki paralar nereye harcandı? 1,5 milyar nerede? Bunun cevabı verilmeden çıkarılmaya çalışılan her kanun hükümsüzdür. Altyapının yetersiz olduğunu biliyordunuz, böyle bir kanuna ihtiyaç olduğunu biliyordunuz, peki bir yıl niçin beklediniz? Bir yıl boyunca çocuklarımızı eğitimden hangi gerekçeyle mahrum bıraktınız?
Değerli milletvekilleri, şimdi, teklifte yine 7'nci ve 8'inci maddelerde Devlet Demiryollarıyla ilgili düzenlemeler var. Kanunla Devlet Demiryollarının finansman açıkları ve harcamalarının hazine tarafından karşılanmasına ilişkin uygulama 2023'e kadar uzatılıyor. Buraya kadar tamam. Ancak yine teklifle Cumhurbaşkanına 2023 yılından itibaren de on yıllık bir yetki tanınıyor. Bu on yıllık yetkiye ne gerek var, 2023 yılında zaten seçimler yapılacak. Yani seçimlerin yapılacağı bir yılda böyle on yıllık bir yetki verilmesi bir ihtiyaç değil, buna hiç gerek yok.
Demiryollarıyla ilgili maddenin gerekçesinde yüksek hızlı trenlerin gerekse de diğer demir yolu taşımacılığının yeterli büyüklüğe erişemediğine vurgu yapılmış. Burada iki husus var: Genel Başkanınız her fırsatta "Ülkeyi demir ağlarla biz ördük biz." diye övünürken bu gerekçeyle "Kusura bakmayın, biz bu işi beceremedik, beceremedik, beceremedik!" diyorsunuz. Diğer husus ise: Büyüklükten kasıt kâr-zarar oranı ise Devlet Demiryolları bu konuda en savurgan kuruluşların başında geliyor. Bakın, burada dile getirmiştim, geçen gün de Sayın Bakana bire bir sordum. Şimdi, Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı 2008 yılında başladı, 2021 yılının Mart ayındayız hâlâ hizmete açılmadı. Süresiyle, maliyetiyle, her şeyiyle yılan hikâyesine dönen bir hat. Önce maliyeti 9 milyardı, şubat 2020'de 13 milyar TL'ye mal olacağı açıklandı, yine Ağustos 2020'de bu rakam 16 milyar TL'ye çıktı. Bu yıl, on iki senedir yapımı devam eden Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Projesi'ne yine harcama yapılması planlanıyor Üstelik bu kadar yatırıma rağmen Ankara-Kırıkkale arasında 1930 yılından kalan hattan gidilecek. Şimdi bir ihale düşünün, başlangıcı ile bitişi arasındaki fark 2 katından fazla; bunun adı olsa olsa plansızlıktır, programsızlıktır, beceriksizliktir.
Değerli milletvekilleri, yine, Devlet Demiryollarının iştiraklerine baktığımızda, eski adı RAYSİMAŞ'ın, yeni adı Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Teknik Mühendislik ve Müşavirliğinin yüksek hak edişle aldığı işleri düşük bedelle taşere ettiğini görüyoruz. Mesela, Malatya 5'inci Bölge Müdürlüğü demiryolu hattı haritası yapım işi. RAYSİMAŞ, işi 10 milyona alıyor, 3 milyona taşere ediyor. Bunun gibi örnekler çok ancak sürem azaldığı için detaya girmeyeceğim ama ne yazık ki şunu söylemek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları birçok kurumda gördüğümüz gibi bir arpalık hâline gelmiş durumda.
Son olarak, her zamanki gibi kanunların içeriğine baktığımızda "Üç beş yandaşı nasıl kurtarırız? Giderayak birilerine nasıl kıyak çekeriz?" onun derdinde olduğunuzu görüyoruz. 83 milyonu temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisine, Cumhur İttifakı'nın 2-3 firmayı kurtarmak için oluşturduğu torba yasalar gelmeye ne yazık ki devam ediyor. Gelin, bu anlayışınızdan vazgeçin. Buradan size bir çağrı yapmak istiyorum: Yandaşlarınızı kurtarmaktan vazgeçin. Gelin, bir yıldır siftah yapamayan, iş yeri kapalı esnafımızın sorunlarını çözelim. Tarlası, traktörü hacizli çiftçimizin Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçlarının faizlerini silip yapılandıralım. İş bulamayan üniversite mezunlarımızın KYK borcunu silelim. Bugün Karayollarını konuştuk, Karayolları işçilerinin yaşamış olduğu skala mağduriyetine çözüm olalım diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)