| Konu: | 10 Ekim Ankara Garı katliamı davasına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 10.03.2021 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün IŞİD'in gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Gar katliamı dava duruşmasındaydım. Sanık avukatının, sürekli, dinlenen tanığa müdahaleleri sonrasında "Adalet arıyoruz." diyen bir baba ve Malatya'dan gelmiş duruşmaya, "Adalet arıyoruz." diyen bir baba dışarı çıkarılmak istendi duruşma başkanı tarafından, sadece bu sözü söylediği için ve gerçekten küsen bir hâkim gördük biz bugün, mahkeme başkanı gördük, bunu da gördük. Ben sıkıyönetim mahkemelerinden beri avukatım ama böyle bir şey görmemiştim ve dedi ki "O çıkmazsa ben içeri girmem." Ondan sonra çıktı, ara verdi ve tabii ki "Adalet arıyoruz." diyen bir babayı, oğlunu kaybetmiş bir babayı o mahkeme salonundan kimse çıkaramazdı çünkü o duruşma salonunda 10 Ekim davasına katılanların hepsi müdahildir, seyirci yoktur o davada, ben de dâhil olmak üzere. Hepimiz suçtan zarar gören insanlarız o davanın içerisinde, duruşmasında ama biz bugün buna da tanık olduk. Evet, Sayın Abdulhamit Gül ve sayın iktidar üyeleri; adalet arıyoruz, adalet arıyor o insanlar ve duruşma haftaya cuma gününe ertelendi.
Şimdi, 10 Ekim katliamını planlayan ve hakkındaki delil ve belgelere göre Türkiye-Suriye arasında geçişleri sağlayan, "sınır emiri" de denilen İlhami Balı'nın Türkiye'nin pek çok yerinde dava dosyası var. Balı'nın görüştüğü kişilerden ikisi yetkili kamu görevlisi; biri asker, diğeri polis, asker veya istihbaratçı olduğu değerlendirilen bir kişi. Balı ile askerin konuşmalarında asker Balı'ya "şıhım" diye hitap ediyor, Balı'yla arasında irtibat kuran kaçakçıdan memnun olduğunu belirtiyor, "Birbirimize zarar vermemeliyiz." diyor. Balı, kendilerine "karşı tarafa bir şey yapılmayacağı" şeklinde emir geldiğini beyan ediyor, diğer bir görüşmede ise Balı yetkili kişiyle IŞİD'in kaçırdığı ve daha sonra canlı canlı yakıldığı ortaya çıkan asker için pazarlık yapıyor. Bu konuşmalar IŞİD'in sınır geçişlerinin ordu ve devletin gözetiminde gerçekleştiğini ve iki tarafın birbirine yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu "tape"ler Gaziantep'te, Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında var ve onlar bütün bu görüşmelerin tutanaklarını tuttukları hâlde, mahkeme bu dinlemeleri geçişleri engellemek amacıyla yaptırdığı hâlde geçişler önlenmiyor, âdeta katliamın önü açılıyor, üstelik Balı hakkında yakalama kararı da var ancak Balı ile kamu görevlileri arasındaki ilişki bir türlü aydınlatılmıyor. 2 Martta bununla ilgili önerge verdim, hesap soruyorum, bunların cevabını Adalet Bakanından da Savunma Bakanından da bekliyorum.
Evet, İlhami Balı ve daha başka eli kanlı isimlerin dosyaları Yargıtay 16. Ceza Dairesinin önünde duruyor ama Ceza Dairesi Gergerlioğlu Vekilimizi herhâlde daha tehlikeli görmüş olacak ki o dosyaları bekletiyor ve Gergerlioğlu Vekilin dosyasını öne alıyor.
Arkadaşlar, 90'lı yıllarda Hizbullah, Müslüman feminist Konca Kuriş'i aldı aramızdan ve nice değerli insanı. Peki, bitti mi? Hayır, bitmedi. Daha sonra, kullanışlı, elverişli bir başka örgüt çıktı piyasaya, IŞİD; 10 Ekim'de yüzden fazla insanı katletti; bir günde, bir saatte, bir anda yüzden fazla insanı katletti. Koskoca bir davaya sil baştan hâkim olmak kolay mı? Bugün heyet değişti çünkü. Hayır, değil. Biz bugün buna tanık olduk; hiç de kolay değilmiş, önce o dosyalara hâkim olman gerekirmiş hâkim olmak için, küsmeden önce. Evet, tıpkı Hizbullah davalarında olduğu gibi oradaki insanlar adalet arıyorlar.
Ta 90'larda olan kendi anımı anlatmak istiyorum. 90'larda geldi bana avukatı olmam için yüzünün yarısı yanmış bir kadın öğretmen. Neden? Sırf başı açık ve sarışın olduğu için ve yine sarışın bir kadın olan bir başka öğretmen hedeflenmişken yanlışlıkla -tırnak içerisinde- onun yüzüne kezzap atılmıştı Hizbullah tarafından.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Yıllardır uğraşıyordu, ceza davasında bir adım yol alınmamıştı. Sonra nasıl olduysa birileri itiraf etti ve AİHM'e kadar götürdüğümüz farklı davalarımızdan sonuç alabildik ancak yıllar sonra.
O sevgili öğretmen 8 Martta beni aradı, Kadınlar Günü'mü Kutladı; hep azimliydi, hep umutluydu, hayata hiç küsmedi, öğretmenliğe de yıllarca devam etti. Evet, bugün 10 Ekim davasında adalet arayan birçok insan gibi adalet aradı. Gerçek aslında ayan beyan ortada ve gerçekler -merak etmeyin- gün yüzüne çıkarlar, hiç öyle geride kalmazlar ama daha fazla gözünüze gözünüze sokulacak ilişkiler dökülecek ortaya IŞİD'le, tıpkı Susurluk kamyonunda olduğu gibi. Kimler, hangi siyasi hesaplar varsa bu katliamın organizasyonunda, mutlaka bulunacak ve hesap verecekler. Yeter ki biz bu dünya düzenini birlikte iyilikten, haklıdan yana değiştirmek için mücadeleden vazgeçmeyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan, son sözüm.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Yani adalet aramaktan, tıpkı o babanın söylediği gibi adalet aramaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Teşekkürler Sayın Başkan.