| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 10.03.2021 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 5'inci maddesi üzerine söz aldım.
Maddeyle, Evrensel Hizmet Kanunu'nun 7'nci maddesinde değişiklik yapılmak istenmekte.
Temel haklar bağlamında değerlendirilmesi gereken internet, bilişim, teknoloji hizmetleri ve erişimi özel sektöre devredilmiştir fakat bu değişikliğin toplumsal fayda getirmediğini bizler en çok da pandemi sürecinde gördük. Birçok köy, mahalle internete ulaşamazken, şehir merkezlerinde hatta büyükşehirlerde dahi internet altyapısı birçok kez yetersiz kaldı. Ekonomik farklardan kaynaklı zaten eğitimde bir eşitsizlik mevcutken, bu eşitsizlik pandemi sürecinde uçurumlara yol açtı ve burada defalarca dile getirmemize rağmen, bırakalım bu eşitsizliği ortadan kaldıracak tedbirlerin alınmasını çocukları ve gençleri bu durumdayken aynı sınavlara sürükleme politikasından vazgeçilmedi.
Millî Eğitim il müdürlüklerinin Bakanlığa gönderdiği EBA Erişim Raporu'na göre, devlet okullarındaki 15,2 milyon öğrenciden 2,5 milyon öğrencinin EBA'ya hiç erişemediği belirtildi; sadece Şanlıurfa'da öğrencilerin yüzde 55,2'si, Ağrı'da yüzde 47'si, Van'da yüzde 40'ı, Mardin'de yüzde 35,8'inin EBA'ya erişmediği görüldü. Şunu kabul edelim ki pandemi sürecinde, yeterli altyapı ve ekonomik çalışma olmadığı için Bakanlık sınıfta kaldı. Gençler, öğrenciler seslerini her ne kadar duyurmaya çalışsa da sınavların ertelenmemesi başta olmak üzere birçok eşitsiz durum gençlere dayatıldı ve dayatılmaya da devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, maalesef ki bu eşitsizlik hâli bu ülkenin artık her yerinde derinleşmiş durumda. Bildiğiniz gibi, 8 Mart haftasındayız ve pandemi sürecinde bizi en çok etkileyen mesele kadına yönelik her türlü şiddet oldu. Hükûmetin söylemleri, politikaları her geçen gün bu şiddeti kışkırtmaya devam ediyor. İnsanın söylemeye dili varmıyor ama AKP'li bir kadın vekil TV'ye çıkıp "Kadın cinayetlerinin medyada alıcısı daha çok diye bunları gösteriyorlar ama erkekler kadınlardan 12 kat daha fazla öldürülüyor." diyor. Bunlar erkek oldukları için mi öldürülüyor? Bu mudur şiddetle mücadele? Kim öldürüyor bu erkekleri? Kadınlar mı? Ama biz söyleyelim, kadınları erkekler öldürüyor. Üstüne üstlük boşanmak istedikleri için, kıskançlık, aşk gibi nedenlerle öldürülüyorlar. Bu söylemlerle erkek şiddetini meşrulaştırıp erkeklere cesaret veren açıklamaları kabul etmediğimizi, kadına yönelik şiddet politikasının böyle olmayacağını belirtmek istiyoruz. Kaldı ki Hükûmet, zaten olması gereken bir kadın politikası da yürütmüyor. Müjdeli haber olarak basına yansıyan KADES uygulamasının çok dilli olmasını bile becerememiş, ülkede en çok konuşulan 2'nci dil olan Kürtçe'yi uygulama içerisine koymamış bir Bakanlıktan söz ediyoruz. KADES uygulamasında 6 dil var ama Kürtçe yok. Size bir kez daha kendisini Türkçe ifade edemediği için karakolda şikâyeti alınmayan ve katledilen Fatma Altınmakas'ı hatırlatmak istiyoruz. Sizin kadın politikalarınızla da, Kürt ve Kürtçe düşmanlığınızla da kadınlar ölmeye devam ediyor. Bu düşmanlığı biz Diyarbakır'da MEBYA-DER'e yönelik yapılan baskınlarda da gördük. Sözde İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığı gün 71 yaşındaki Hatun Aslan ile 79 yaşındaki Meryem Soylu tutuklandı, ikisinin de ağır hastalıkları var. Yeri geldiğinde "Cennet, anaların ayaklarının altındadır." diyen iktidar, Kürt analarına pandemide cezaevlerini layık görüyor ve bu pandemi sürecinde bu operasyonda gözaltına alınan kişilerin birçoğunun gözaltı süresi 4+4+4 olarak on iki güne uzatıldı ve bunların 12'si tutuklandı. Bu da yetmiyormuş gibi, mesleki ve savunma sorumluluklarını yerine getirip gözaltındakilerin ifade işlemlerini takip eden 16 avukata, örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yaptıkları gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Sadece şu birkaç haftada olan bu pratikler bize şunu gösteriyor ki: Hükûmetin İnsan Hakları Eylem Planı göz boyamaktan, iktidarı için yapmaktan öteye gitmeyen bir plan ama toplum artık bu boş vaatlere inanmıyor.
Değerli milletvekilleri, insan hakları herkes içindir "İktidara var, muhalefete yok." şeklinde olmamalıdır. Mevcut anlayışla "sadece benden olana adalet" zihniyetiyle devam ettiği sürece bunun adı "insan hakları" olmaz.
Sözlerime son verirken belirtmek isterim ki eşitsizliğin, adaletsizliğin olduğu bir ülkedeyiz ve gençler, kadınlar, risk grupları, yaşlı insanlar bu adaletsizlik potasında yok edilmeye, eritilmeye çalışılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
SEMRA GÜZEL (Devamla) - Fakat Hükûmet, eylem planlarını sadece kendisi için yapmaya devam ettiği sürece eriyip yok olacak olan kendisidir, bunu çok iyi bilmesi gerekiyor.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)