GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:57
Tarih:10.03.2021

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Torba yasanın 9'uncu maddesi hakkında söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlar, AKP iktidarının ülkemizi, insanımızı, kadınlarımızı getirdiği yer içler acısı, bunu hepimiz biliyoruz, toplum biliyor. 2008'de 66 kadın katledilmişti, 2020'nin 8 Martından 2021 8 Martına kadar 304 kadın katledildi, 182 şüpheli kadın ölümü de cabası. Bunlar, İstanbul Sözleşmesi var diye olmuyor, İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor diye oluyor. Erkekçi nefret politikaları ile ekonomik krizler, ahlak ve inanç sömürüsünü -coronadan beter- topluma yaydığınız için yaşanıyor.

Her fırsatta aile kurumunun kutsallığından bahsediliyor, 8 Martta da muhalif olan kadınların itirazından rahatsız oldukları için yine aile kutsiyeti söylemleriyle saldırılmaya çalışıldı. Kişi neye inanırsa inansın önce insan olması, insan bilincine nasıl sahip olması gerekiyorsa kadınlar da önce kadın bilincinin farkında, kadın olmasının özelliğinin, özgünlüğünün farkında olması gerekmektedir ki nerede olursa olsun kendi kişiliği ve kadın kimliğiyle varlığını temsil edebilsin, yaşama zenginlik ve renk katabilsin ama sizlerin inandığı referanslarda kadın, tanrısallaştırılmış erkekliğin gölgesinde kalmalı, sesini yükseltmemeli, yaşam alanı sadece erkeği memnun edecek alanlar içerisinde kısıtlanmalıdır. İşte sizin kutsal aile dediğiniz gerçeklik budur.

AKP Genel Başkanının, İnsan Hakları Eylem Planı hakkında konuşmasını yaparken aynı saatlerde 70 ve 80 yaşının üstünde hasta ve yaşlı kadınlar tutuklandı. Çok ironik, değil mi? Hapishanelerde 800'ün üzerinde kadın ve binlerce çocuk ve bebek, duvarların arkasında dünyayı tanımadan büyüyor. AKP döneminde kadınlar, kelepçeyle gözaltında doğum yapmak zorunda kalıyorlar; çıplak aramalarla her kesimden kadına ve erkeğe zulümler devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde önceki Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın annesi Sadiye Demirtaş hakkında Serdar Saraç adında bir ahlaksız sapık, bir videoyla iğrenç, tecavüzcü niyetlerini ortaya koyan bir paylaşım yaptı. Bu rezilliği hakaret olarak algılayanlar oldu; hayır, bu sapığın ifadeleri hakaret değil, hakaretten öte tecavüzcü, cariyeci ahlaksızlığın ifadeleriydi.

Kendi kızları ve anneleri için tutuklama furyası yapanlara, özellikle iktidar yöneticilerine soruyorum: Sadiye Demirtaş gibi muhterem bir kadına bu niyetlerini, bu ahlaksız niyetlerini taammüden ortaya koyan Serdar Saraç'ı ne zaman tutuklayacaksınız? Hâlâ aramızda, özgürce dolaşıyor bu sapıklar. Siz hangi aile kutsiyetinden bahsediyorsunuz? Her şeyiniz, her sözünüz gibi kutsiyet söylemleriniz de yalan. Neden? Bakın "Dindar bir nesil yetiştireceğiz." dediniz. Yirmi yıl, bir insan ömrü için gençlik döneminin çok ciddi bir dönemidir. Artık gençler, yaşlı ve çocuk demeden sizin döneminizde sizin yozlaştırdığınız inançlar ve değerler çerçevesinde ne yaşlı dinliyorlar ne çocuk dinliyorlar; ülkemizin, toplumumuzun her tarafı sapık ve tecavüzcülerle sarılmış durumda.

92 yaşında bir kadını tecavüz ederek öldürecek kadar sapık bir nesil yarattınız. Sapık bir nesil yarattınız. Elinde üç hilal göründü diye soruşturmalar başlattınız ve suçun şahsiliğinden dem vurmaya çalıştınız ama başka çevrelerde suç veya itham olduğu zaman suçun şahsiliği değil, karısını, kocasını, annesini, partisini, kurumunu hiç değerlendirmeden hepsini itham edebiliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hatta hasta ve endişeli bir toplum yarattınız. Konya'da bir baba "Benim gibi günahkâr olmasın." diye 10 yaşındaki oğlunu öldürdü. Van'da borçlarını ödeyemeyen 5 çocuklu bir ayakkabı boyacısı, intihar etti, Adana'da işsiz kalan bir müzisyen, geçinemediği için intihar etti. KHK'liler, aileleriyle beraber, 2 milyondan fazla vatandaşımız; canlı canlı tabutlarda ölüme terk edildi, insanlık ve vatandaşlık haklarından mahrum durumdalar. Ve öylesine bir inanç ve "kutsal" istismarıyla nefret pompalıyorsunuz ki ülkeye Türkiye gazetesi gibi bir gazetenin bulmacasında "Sapık bir mezhep?" diye soru soruluyor ve cevabı "Şii" olarak veriliyor. Bizim, Şii ve Caferi vatandaşlarımız var. Oy isterken, ziyarete giderken onların yüzlerine nasıl bakacaksınız? İnançlar arasında, bu, halkı kin ve düşmanlığa teşvikten öte bir şey değil mi?

Sözlerimi tamamlıyorum, teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)