GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2652) esas numaralı 8 Nisan Dünya Romanlar Günü Olarak Kabul Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/118) münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:68
Tarih:06.04.2021

ÖZCAN PURÇU (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum.

8 Nisana iki gün kaldı, bilmem Hükûmet tarafı Romanları hatırlayabildi mi? Altı yıllık milletvekiliyim, 1 tane AK PARTİ'li milletvekili gelip şurada bir konuşmadı Romanların sorunlarıyla ilgili, yazık ya! Yazıklar olsun ya! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Türkiye'de 5 milyon Roman var. Cumhuriyet Halk Partisinin Milletvekili olarak her zaman geldik, konuştuk şurada, 1 tane AK PARTİ'li, Hükûmet tarafı gelip şunu konuştu mu ya: Romanlar ne içer ne yer? 8 Nisan Dünya Romanlar Günü'nü tüm dünya kutluyor, Hindistan'dan Amerika'ya kadar ve tüm Avrupa. Her sene kanun teklifi veriyorum, bir defaya mahsus kabul etmediniz ya. Kaynanalar Günü bile var ya, kabul ettiniz, Kaynanalar Günü bile var ya.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hani nerede ya?

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Romanlar günü var mı ya? Şaka Günü bile var ya. (CHP sıralarından alkışlar) Ya, Romanlara bu kadar mı değer veriyorsunuz? Var ya, Romanları, yoksulken, şimdi açlığa mahkûm ettiniz. Şu an Romanlar yoksul değil; rahat edin artık, Romanlar aç, aç. Artık Cumhuriyet Halk Partili belediyeler Roman mahallelerine ekmek değil, sizin yüzünüzden yemek götürüyor çünkü evde yemek pişmiyor. Eskiden yemek pişerdi, ekmek kuyruğuna girerdi millet sayenizde ama şimdi o ekmek kuyruğuna da girmiyor çünkü yemek pişmiyor mahallede. Evde ekmek yok, yemek yok; 5 milyon Roman'ı açlığa sevk ettiniz.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - İzmir Büyükşehir Belediyesi...

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Pandemi döneminde 1 defa müzisyenlere para verdiniz, müzisyenler bütün aletlerini, müzik aletlerini sattı, yedi içti biliyor musunuz? Kültürü öldürdünüz ya. Senede bir kere şu günü kabul edin de bir kere aklınıza gelsin, bir kere aklınıza gelsin.

Romanları ne hâle getirdiniz hemen söyleyeyim: Bakın, devlet hiç bakmıyor, Hükûmet hiç bakmıyor, bizim mahallelerimize Hükûmet girmiyor, devlet hiç bakmıyor, girmiyor. Romanların yüzde 97'si işsiz, haberiniz var mı, kayıt dışı? Romanların yüzde 2'si lise mezunu, binde 4 genç üniversite kapılarına zor gidiyor, haberiniz var mı? Haberiniz yok tabii, tuzunuz kuru. Bakın, siz ne yapıyorsunuz, biliyor musunuz? Bakın, burada bir liste var, vergi borcu sıfırlanan şirketler var, milyon milyon.

MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) - İzmir Büyükşehri konuş.

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Siz bunlara ilgilenin ya. Vallahi, garibanı aç bıraktınız aç, söyleyeyim size. Bakın, gene kanun teklifi verdim, gene kabul etmeyeceksiniz çünkü Romanlara değer vermiyorsunuz. Romanlar var ya, dünyanın en kadim toplumlarından bir tanesi. (CHP sıralarından alkışlar) Romanlar müzik kulağı olan, sanat aşkı olan bir toplum; sanatını da öldürdünüz, kültürünü de öldürdünüz, biliyor musunuz? Bir değer verin ya! Gelin, şunu kabul edin de -bu insanlara aş vermiyorsunuz, iş vermiyorsunuz- hiç olmazsa senede bir kere konuşun ya. (CHP sıralarından alkışlar) 5 milyon Roman var bu ülkede ya. Var ya, açlıktan intihar ediyorlar, müzisyenler intihar ediyor, herkes intihar ediyor da ama siz... Bakın, şurada tarım politikanız var; kuru soğana yılda 44 milyon dolar para veriyorsunuz, ithal ediyorsunuz, strateji belgesinde şu Romanlara bir kuruş para ayırmadınız ya. Defalarca bağırdım şurada, şu strateji eylem planını yaptınız Hükûmet olarak -eylem planı sahada bir çalışma yapmak demektir- bir kuruş para ayırmadınız ya, defalarca söyledim. Yok muydu bir kuruşunuz? Bakın, şu, vergi borcunu sıfırladığınız şirketleri okuyayım mı size? Onların parasını bari oraya verin ya. Bu gariban sizden ne istiyor ya? Şu günü bile çok görüyorsunuz, altı seneden beri teklif veriyorum kabul etmiyorsunuz ya.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Yazıklar olsun.

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Yazıklar olsun. Biz bu ülkenin asli vatandaşıyız kardeşim, biz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız ama bakmıyorsunuz, bakmıyorsunuz ya. Daha ne diyeyim ben size? Ya, bu ülkede bu kadar değerimiz yok mu? Gençler batakta, insanlar batakta. Diyoruz ki: Eylem planını yaptınız; gelin, bir değer verin ya, mahallelere girin ya. Eylem planıyla ilgilenen bir vatandaş var mı şurada ya? Hükûmetin eylem planını gelip şurada savunacak bir kişi var mı ya? Yok, yok, yok.

Artık sizden fayda görmüyoruz, millet gerçeği gördü; ilk seçimde ne olacak göreceksiniz, ilk seçimde ne olacak göreceksiniz! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bizler, insana insan olduğu için değer veriyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak. İktidar olalım, bakın, o fakirlik kalacak mı; o yoksulluk kalacak mı, görün bakalım; sokakta aç insan kalacak mı, görün bakalım. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi birinci sırada insana değer verir, insanı alır birinci sıraya ama sizde gerçekten hiç de vicdan yokmuş. Sizi bu vicdanınızla baş başa bırakıyoruz. Gelin, Roman mahallerine bir bakın ya; rezillik, işsizlik, çaresizlik diz boyu. Gelin, bir milletvekiliyle gidelim bakalım, gelin bir görün ya.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Sayın Başkanım uzatabilir misiniz?

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Purçu.

ÖZCAN PURÇU (Devamla) - Arkadaşlar, mülteci kadar değerimiz yok ha, haberiniz olsun. Göç İdaresine diyorum ki: Konteyner verin, çadırda duruyor vatandaşımız. "Onlara veremeyiz, mülteciyse veririz." diyor ya. Ne biçim bir politika? Edremit'e gittim, Edremit'te Roman mahallesinin dibinde TOKİ binası yaptınız. 350 kişilik liste verdik, o 350 kişilik fakir, gariban listesinden 1 tane Roman'ı alıp ev vermediniz ya. TOKİ'yi kime verdiniz orada ya, Edremit'te TOKİ'yi kime verdiniz ya? Sancaktepe, Nişantepe'ye bir bakın bakayım; on beş yıldan beri elektrik, su yok ya. İstanbul'un merkezi ya. Sancaktepe Belediyesi Roman mahallesine gelip çöpleri bile toplamıyor ya. (AK PARTİ sıralarından "Yalan söylüyorsun!) Nişantepe'ye gidin bir bakın arkadaşlar. Gelin, bir bakın ya. Hadi gel, hodri meydan! Gel, hodri meydan, bir bakalım! Nişantepe'ye beraber gidelim, elektrik var mı, su var mı, gel bakalım hadi. Ben hazırım, hadi gidelim. Yazıklar olsun! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sizin, insana verdiğiniz değer bu kadar ama Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olmak üzere, az kaldı. O zaman göreceksiniz.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)