GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:68
Tarih:06.04.2021

MHP GRUBU ADINA ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve televizyonları başında bizleri takip eden büyük Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2'nci Bölümü'nün "Tarafsızlık ve devlete bağlılık" başlıklı 7'nci maddesinin ikinci paragrafında "Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler," şeklinde yazmaktadır. Ancak 15 Temmuz 2016 yılında yaşadığımız hain darbe girişimine katılan veya destekleyen devlet içine sızmış birçok insanın Devlet Memurları Kanunu'na göre yemin etmiş olmasına rağmen 657 sayılı Kanun'a bağlı memurlar olduğu görülmüştür.

Geçtiğimiz yıllarda devletin içine sızan FETÖ'cü alçaklar, ülkemize zarar vermek ve ülkenin önemli kurumlarını ele geçirerek anayasal düzeni değiştirmek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Devletin içine yerleştirdikleri örgüt elemanlarıyla, önce vatanını sevenleri çeşitli tezgâhlarla kurumlardan uzaklaştırmış ya da sahte delil ve suçlamalarla mahkûm ettirmişlerdir.

2010 yılında yapılan referandumla HSYK'de kontrolü ele geçiren bu hainler meşru hükûmeti yıkmak için harekete geçmişlerdir. Kana susayan bu hainler 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ülkemize altın vuruş yapmaya yeltenmiş ve 251 vatan evladının şehit olmasına, binlercesinin ise gazilik mertebesine ulaşmasına sebep olmuşlardır. Allah'a hamdolsun ki büyük Türk milletinin ferasetiyle ülkemizi parçalamaya yönelik bu hamleler Silahlı Kuvvetlerin, Emniyet teşkilatının ve milletimizin içindeki vatanını, milletini sevenler tarafından savuşturulmuş, ülkemiz diz çöktürülmek istenirken daha güçlü bir şekilde ayağa kalkarak 2023 lider ülke Türkiye hedefine doğru hamleler yapmaya başlamıştır.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının gerekliliklerinden bir diğeri ise millî güvenlik açısından stratejik öneme sahip proje, tesis ve hizmetlerde çalışacak personele uygulanacak olmasıdır.

Teknolojinin son yıllarda kazanmış olduğu ivme, teknoloji casusluklarının, yetişmiş teknik eleman ve proje hırsızlıklarının da artmasına sebep olmuştur. Son yıllarda başlatılan savunma sanayisinin yerlileştirilmesi ve üretimin artırılması kararına bağlı olarak savunma sanayisindeki yerlilik oranları yüzde 70'lere ulaşmıştır. Bu yapılan atılımlar savunma sanayisinin de birtakım çevreler tarafından hedef hâline getirilmesine sebep olmuştur. Kamu-özel iş birliğiyle üretim yapan savunma sanayisinde çalışan personelin millî güvenlik açısından incelenmesi, güvenlik soruşturmasına dâhil edilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Yapılan bu düzenlemeyle, kamu-özel iş birliğiyle millî savunma sanayisine üretim yapan personelin güvenlik soruşturması yapılması sağlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin geçirmiş olduğu bu sıkıntılı dönemleri hep beraber yaşadık. Sizler de takdir edersiniz ki asıl yapılması gereken tekrar aynı sıkıntıları yaşamamak adına Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak üzerimize düşeni yapmaktır. Bulunduğu coğrafya itibarıyla ülkemiz dışarıdan ve içeriden, geçmiş dönemlerde olduğu gibi gelecekte de saldırılara uğrayacaktır. Ülkemize göz diken, bölgesinde büyük güç olmasına engel olmak isteyen, lider ülke olma hedefine ulaşmasının önüne çıkmak isteyen dış güçlerin en büyük silahı ise içerideki iş birlikçileridir.

Özellikle, Türk Silahlı Kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı gibi ülkenin bel kemiğini oluşturan kurumlarına sızan bu iş birlikçilerin, 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar bu kurumları nasıl ele geçirdiği herkes tarafından malumdur. Bizim üzerimize düşen, bir daha ülkemizin aynı sıkıntıları yaşamaması için, memur alımlarında FETÖ, IŞİD, PKK, KCK, DHKP-C ve benzeri terör örgütlerinin devlete sızmasının önüne geçmektir. Zira, geçmiş dönemde yaşadıklarımız, bu örgüt elemanlarının devleti ele geçirmek için her siyasi görüş ve her dinî kimliğe bürünebildiklerini göstermiştir. Ülkenin kurumlarını ele geçirmeye çalışan oluşumların arkasında iyi niyet aramak, saflığın ve demokratlığın ötesinde ahmaklıktır. Dinî cemaat kılığına giren olsun, demokratik sivil toplum görüntüsü altında görünenler olsun, daha çeşidini ifade edemediğimiz bu oluşumların tamamının ülkemizi zayıflatmak isteyen dış güçlerle, vakıflarla bağlantıları ve niyetleri bilinmektedir. Bu, sadece bir niyet okuma değildir. Zira, bu dış güçler ve vakıflar ülkemize karşı olan art niyetli tavırlarını açıkça ifade etmektedirler. Ülkemiz kurumlarının bu tür içerideki iş birlikçilerin eline geçmesini önleyebilmenin en etkili yolu da memur alımlarında ve yükselmelerinde kuvvetli bir arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması yapmaktır.

Değerli milletvekilleri, kamu görevlilerinin güvenlik ve arşiv araştırmasına yönelik geçtiğimiz senelerde birçok düzenleme yapılmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra düzenlenen OHAL KHK'siyle yapılan düzenleme, Anayasa Mahkemesinde açılan dava sonucu iptal edilmiştir. 18 Ekim 2018'de yapılan yeni düzenlemeyle torba kanunun içine düzenlenerek getirilen "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 171'inci maddesinin (5)'inci ve 231'inci maddesinin (13)'üncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir." maddesini ekledi. Ancak CHP tarafından yapılan itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi bir kez daha iptal kararı verdi. Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 tarihinde verdiği iptal kararı incelendiğinde, Anayasa'nın 13, 20 ve 128'inci maddelerine atıfla iptal işleminin gerçekleştiği görülmüştür. AYM'nin iptal gerekçesinin başında gelen Anayasa'nın 128'inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, güvenlik soruşturma ve arşiv araştırmasıyla ilgili ayrı bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç olduğu şeklinde karar çıkmıştır. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararının temel gerekçesi olarak gösterilen Anayasa'nın 20'nci maddesine göre, kişisel verilerin korunmasına ilişkin hakların ve kişisel verilerin güvenliğinin temin edilmesinde verilen güvencelerin tam olarak tesis edilmediği şeklinde gerekçeler dikkat çekmektedir. AYM'ye göre, araştırma konusu olan bilgi ve belgelerin neler olduğu, soruşturmaların kimin tarafından yapılacağı, ne kadar süreyle saklanacağı, silinip silinmeyeceğine dair hususlar ve bireyleri keyfîliğe karşı koruyacak önlemlerin mevcut kanuni çerçevede yeterli düzeyde düzenlenmediği şeklinde karar alınmıştır.

Değerli milletvekilleri, yaşadığımız bu gelişmeler, kanun teklifinin hazırlanmasındaki temel gerekçe, oluşan hukuk boşluğunun Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarında gösterdiği gerekçeler dikkate alınarak adil ve tarafsız bir güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sisteminin kurularak giderilmesidir.

Kanun teklifine baktığımızda, Anayasa Mahkemesi iptal kararları dikkate alınarak temel kanun olarak düzenlendiği görülmektedir. Temel kanun olarak düzenlenen teklifle, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeler, soruşturmaların kimler hakkında yapılacağı, araştırma konusu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağı, hangi mercilerin soruşturma ve araştırma yapacağı, değerlendirme komisyonu, veri güvenliği ile verilerin saklanma ve silinme süreleri düzenlenmektedir. Araştırma kapsamında ulaşılan kişisel verilerin kullanımı, korunması, saklanması, silinmesi, güvenliği için gerekli tedbirler düzenlenmiş ve aykırılık durumunda cezai hükümler öngörülmüştür.

Tabii, şimdi, geçen hafta görüşmeler sırasında arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasıyla alakalı "paranoya" şeklinde ifadelerde bulunanlar oldu. Bakın, sayın milletvekilleri, bu ülkeyi 15 Temmuz sürecine getiren sistem Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi değildir, daha önce yıllardır uygulamada olan parlamenter sistemin eksiklikleridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ÜMİT YILMAZ (Devamla) - Bu eksiklikleri gidermek cihetiyle kurduğumuz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, inanıyoruz ki bundan sonra devleti ele geçirmek isteyenlere, milletin vergileriyle alınan silahları vatandaşına doğrultanlara engel olacaktır diyorum ve kanun teklifini desteklediğimizi söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)