| Konu: | Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 06.04.2021 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizzat Meclis Başkanının bir gece yarısı operasyonuyla Meclisteki çoğunluğun oyunu yok sayarak yeniden görüşmeye açtığı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi'ni görüşüyoruz. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir selamı da "Şahit ol Ya Rab." diyerek mağdurun kimliğine bakmadan her türlü haksızlığa, her türlü hukuksuzluğa karşı çıktığı için rahatsız olduğunuz ve vekilliğini düşürdüğünüz Sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na gönderiyorum. Genel Kurulda susturamadınız, Grup odamızda susturamadınız, Genel Merkezimizde susturamadınız, sokakta susturamadınız, cezaevinde mi susturacağınızı sanıyorsunuz? Göreceksiniz "Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır." demeye devam edecek ve haksızlıkları oradan da dile getirecek. (HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi, teklifin 5'inci maddesini görüşüyoruz. Neyi düzenliyor 5'inci madde? Güvenlik soruşturmasını. Peki, neymiş güvenlik soruşturması? Arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki veriler araştırılacakmış, yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişkileri araştırılacakmış, terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibatı ve iltisak içinde olup olmadığı araştırılacakmış. Gerçi geri çekeceklerini söylüyorlar ama yalnız kendisinin değil eşinin, sıhri hısımlarının ve birinci dereceye kadar akrabalarının da araştırmaları yapılacakmış. Yani olay şu arkadaşlar: Bir yurttaş ilkokulu dört yıl okuyacak, ortaokulu dört yıl okuyacak, liseyi dört yıl okuyacak, binlerce gün okula gidecek, yüzlerce sınava girecek ve hepsinden başarılı olacak. Sonra üniversite sınavı gibi çok zor bir sınava girecek, o sınavda da başarılı olacak ve üniversiteye gidecek. Üniversiteye dört yıl, beş yıl devam edecek, onlarca sınava girecek, yüzlerce gün okula devam edecek, üniversiteyi bitirecek ve bir diploma alacak. Ardından bu ülkedeki en zor sınavlardan birine daha girecek, Kamu Personeli Seçme Sınavı'na girecek, o sınavı da kazanacak. Yetmeyecek, mülakat sınavlarına alacaksınız, tamamen torpil anlamına gelen mülakat sınavlarına ve o mülakat sınavlarını da geçecek ama yetmeyecek, karşısına bu kanun çıkacak ve memur olarak atanma istemiyle kuruma başvurduğunda hakkında arşiv araştırması yapılacak. Arşiv araştırması her memura yapılacak; hangi bakanlıkta çalıştığının önemi yok, hangi kuruma hangi sıfatla atandığının önemi yok. Bakın, bir ceza kaydı olup olmadığı değil, daha önce memuriyetten atılıp atılmadığı değil, bir sicil kaydı, bir arşiv kaydı olup olmadığı değil, hakkında bir soruşturma olup olmadığı da incelenecek; her memur hakkındaki ceza soruşturması incelenecek. Birincisi: Herkes söyledi ama bu, masumiyet karinesinin ihlali anlamına geliyor. İkincisi: Vatandaşı tebaa hâline getirme anlamına geliyor. Neden? Çünkü vatandaşın itiraz hakkını elinden almış olacaksınız. Öğrenci iken herhangi bir nedenle bir protesto etkinliğine katılmış olsa, herhangi bir nedenle herhangi bir konuda "Hayır." demiş olsa, gözaltına alınmış olsa, yargılansa, hakkında bir ceza soruşturması olsa yarın öbür gün bu kanun nedeniyle karşısına çıkılacak ve memur yapılmayacak.
Şimdi diyeceksiniz ki: "Bu, o anlama gelmiyor." Ben size çok somut bir örnek vereyim: OHAL KHK'leriyle ihraç ettikleriniz var ya, isterseniz uygun zamanda ilginç dosyaları inceleyin; yirmi beş yıldır öğretmenlik yapan bir kişi, yirmi beş yıldır öğretmenlik yapan bir kişi öğrenciyken katıldığı protesto etkinlikleri gerekçe gösterilerek OHAL KHK'leriyle ihraç edildi. Şimdi bununla OHAL'i kalıcı hâle getireceksiniz ve yirmi beş yıl önce, otuz yıl önce katıldığı etkinlikler, demokratik hakkını kullandığı için katıldığı etkinlikler, "Hayır." dediği için, itiraz hakkını kullandığı için başlatılmış soruşturmaları gerekçe göstererek o kişiyi memur yapmayacaksınız. Bu, yurttaşı açıkça düşman görmektedir. Tekrar tekrar söylüyorum, geneli üzerinde konuşurken de söyledim: Lütfen, yurttaşı, bu ülkenin yurttaşını düşman olarak görmekten vazgeçin.
Bakın, çok önemli bir şey daha söyleyeceğim. Şimdi, saltanat kaldırılarak cumhuriyet ilan edildiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi o zaman esasen ne demişti biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Şunu söylemişti: Saltanat kaldırılarak cumhuriyet ilan edildiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi "Artık tebaa olmayacağız, hepimiz yurttaş olacağız." demişti. Bu, başarıldı mı, başarılamadı mı elbette tartışılabilir. Gerçekten doksan yılda vatandaşlık haklarına herkesin sahip olup olmadığı tartışılabilir. Ama emin olun, bu getirdiğiniz kanunla vatandaşı tekrar tebaa yapacaksınız diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)