GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:68
Tarih:06.04.2021

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Gecenin bu ilerleyen vaktinde gerçekten bu önemli kanun teklifini görüşmek biraz sıkıntılı. Zaten resmen bir darbe hukukuyla, tarzıyla geri getirildi. Ben bu işin teknik boyutu, bu işin ileride yol açacağı sorunlar üzerine sizi ikna edemeyeceğimizi anladım çünkü çok dinleme modunda da değilsiniz. O açıdan, ben bir hikâye anlatayım size, en azından oradan pay çıkarmış olursunuz iktidar milletvekilleri olarak.

Şimdi, geçmişte bir köyde bir seçim oluyor, bir ittifak kuruluyor, bir muhtar seçimi kazanıyor. Sonrasında menfaati çatışıyor, o aileyle sorunlar yaşadıktan sonra bu defa kavga çıkıyor. Kavgada muhtarın imdadına Eto ile Maho yetişiyor. Eto ile Maho alavere dalavere muhtarı bu kavgada onların kazandığına ikna ediyorlar. Zaten muhtarın önceki ittifakı da menfaatçi, rantçı bir aile, sıkıntılı bir aile. Bu defa muhtar seçimi tekrar kazanmak için yeni bir ittifak arayışına gidiyor, Eto ile Maho'yla ittifak yapıyor. Sonra Maho'ya diyor ki: "Sen ortak ol, ben Eto'ya da bekçilik vereceğim; böylece ben de muhtar olacağım, köyü yöneteceğiz." "Tamam." diyor. Neyse, gel zaman git zaman, bunlar seçimi kazanıyorlar. Yalnız, bekçi olan Eto öyle bir şey yapıyor ki resmen köylünün belasını veriyor: Kimisinin suyunu kesiyor, bahçesini yakıyor, kimisinin ekininin yanmasına sebep oluyor, kimisinin çocuğunu dövüyor; zulme zulüm katıyor. Maho'nun da canı sıkılıyor herkese tehdit savuruyor. Hatta bir gün köyün imamı diyor ki: "Bu zulümler hak değil, hukuk değil." "Ya, canımı sıkmasın camiyi kapatırım." diyor Maho, ortağı yani. Ondan sonra böyle devam ediyor.

Sonra, köyün bir tane arazisi varmış çok değerli, herkes oraya ev yapıyor, sırayla, tahsis edilmiş. Bir gün nasıl oluyorsa Eto ile Maho'nun aklına bu arazi geliyor, diyorlar ki: "Ey muhtar, gel biz bu arazide ev yapılmasını karara bağlayalım. Yoksa bu gidişle bu araziler bitecek, bizim çoluğumuz çocuğumuz ev yapacak yer bulamayacak. Biz karara bağlayalım, kendi komisyonumuzu kurarız, orada biz belirleriz, sadece bizim çocuklarımız ev yapar." Muhtarın işine geliyor, "Tamam." diyor. Neyse, öyle karar alıyor köy ihtiyar meclisi. O komisyonda da çoğunlukla Eto ile Maho'nun adamları oluyor. Neyse, ondan sonra Eto ile Maho orada bütün yerleri kendi çocuklarına tahsis ediyorlar, o ailenin çocukları ev yapıyorlar, muhtara da diyorlar ki: "Sen muhtarsın, senin çocukların, akrabaların olursa sıkıntıdır, sana da sonradan ayırırız." Veriyorlar biraz ama çoğunlukla Eto ile Maho kendi çocuklarına, kendi akrabalarına peşkeş çekiyor, evleri o şekilde dağıtıyorlar. Böylece devam ediyor; zulümlerine bir zulüm katıyorlar, zorbalıklarına bir zorbalık katıyorlar ve köylünün ortak malı olan o araziyi böylelikle resmen kendilerine peşkeş çekip rant alanına dönüştürüyorlar, kendi çocuklarına ev yaptırıyorlar.

Neyse, bu zulümler, bu zorbalıklar devam ettikten sonra tekrar sandık kuruluyor. Sandık kurulduktan sonra halk, köylü öyle bir ders veriyor ki muhtara feleği şaşıyor, muhtarlıktan indiriyorlar. Ondan sonra seçimi kaybediyor. Gidiyor aile büyüğünün, amcasının yanına. Aile büyüğü "Oğlum, ne oldu?" diyor. "Valla amca, biz seçimi kaybettik." diyor. "Niye kaybettin?" diyor. "Bu Eto ile Maho beni perişan etti, affedersin bilmem ne yaptı." diye kendi kendine de küfrediyor. Sonra amcası muhtara diyor ki: "Peki, oğlum, ben sana birkaç soru sorayım: Filanca adamın evinin orada yapılmasını engelleyen kimdi?" "Vallahi Maho'ydu." diyor. "Peki, kim engelledi, orada gidip onu?" "Eto'ydu." diyor. "Peki, filanca adamın bahçesinin sulanmamasına sebep olan kimdi?" "Maho istedi, Eto da gitti, bırakmadı." diyor. Ondan sonra, "Peki, bu arazilerin bu şekilde, bunların ailelerine tahsis edilmesinin kararını kim verdi, kim istedi?" "Vallahi Maho istedi." diyor. "Peki, bunu sağlayan kim oldu?" "Eto istiyor." diyor. "Oğlum sen muhtar değilsin ki, muhtar sen değilmişsin, muhtar Eto ile Maho'ymuş." diyor. Yani kısacası diyor ki: "Sen aslında muhtar değilmişsin, Allah'tan sen seçimi kaybetmişsin, yoksa köyün tapusunu Eto ile Maho'ya verecekmişsin."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son tur, olayı merak ediyoruz.

HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Şimdi, benim size söyleyeceğim şey şu: Bu kanun teklifi, emin olun, yarın öbür gün hem size hem de başka insanların çocuklarına sebep olacak. Şunu çok iyi bilin: Bu kanun teklifi sadece Eto ile Maho'nun çocuklarına yarayacak. Siz, Eto ile Maho'yu çok iyi tahmin ettiniz, onu da size söylememe gerek yok, çok çok iyi biliyorsunuz. Bakın, geçmişte bunu deneyenler oldu, bu yoldan gitmek isteyenler oldu, Eto ile Maho onlara yapmayacağını bırakmadı. Size de aynısını yapıyorlar.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)