GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:07.04.2021

MHP GRUBU ADINA AHMET ÖZYÜREK (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 220 sıra sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Partimizin kurucu Genel Başkanı Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'i vefatının 24'üncü yılında rahmet, minnetle anıyorum; ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Yine, bugün Konya'da hava uçuşu eğitimi sırasında şehit düşen pilotumuza Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 104 emekli amiralin antidemokratik, millî iradeye kasteden bildirisine karşı Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in ifade ettiği gibi: "Hiç kimse sinir uçlarımızla oynamasın, darbeler sayfası kapanmıştır. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi hiçbir alçak tahrik edemeyecek, karanlık bir tünele çekemeyecektir."

Devlet olmanın önemli bir süreci vatandaşların ve kurumların güvenliğini sağlamaktan geçmektedir yani vatandaşın hak ve özgürlükleri bakımından tehlike arz edecek süreçlerin yaşanmaması için tedbirler almak devlet olmanın bir gereğidir.

Devletin tüzel kişiliğini kamu görevi olarak gerçek kişiler üstlenir ve devletin görevleri bu yolla icra edilir. Devlet görevlilerinin bir kısmının icrası çok hassas güvenlik anlayışı gerektirir, öyle ki bu güvenlik ihtiyacının karşılanması devlet kurumlarının şahsında insan eliyle yürütülen faaliyetlerle mümkün olmaktadır. Devletler vatandaşlarına hizmeti yine milletin mensupları aracılığıyla ulaştırır. Bu durum etraflıca düşünüldüğünde, önemli bir ihtiyacın sağlanmasında görev alacak kamu personelinin seçilmesinde birtakım zaruretlerin doğması kaçınılmaz olacaktır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, kişinin, kamu hizmetine alınmasında sakınca olup olmadığına ilişkin yapılan soruşturma ve araştırmadır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması dünyanın çeşitli ülkelerinde kamu hizmetinin sağlanabilmesi adına alınan iş gücünün güvenirliğini belirleme ve teyit etme amacıyla yapılan kapsamlı bir işlemdir. İnsanın inisiyatifine teslim edilen hizmet sunumları her vatandaşa eşit ve adaletli ulaştırılamaz ise devlet olmak anlamını yitirir.

Bu eşitlik ve adaletin sağlanabilmesi, hizmet sunumunda kullanılan iş gücünün güvenirliğiyle doğru orantılıdır. Nitekim, bu konuda pek çok ülke belirli bir güvenlik soruşturması standardını belirlemiş olup kendi sistemine uygun kamu personeli güvenlik denetimi mekanizmasını oluşturmuştur. Anlaşıldığı üzere, devlet önce kendi güvenliğini sağlarsa ve personelini hassasiyetle seçerse vatandaşa daha kaliteli kamu hizmeti sunacaktır. Bu sebeple ülkemizdeki uygulamalar devletimizin güvenliği ve kamu hizmetinin azami derecede fayda sağlamasını amaçlamaktadır. Muhtelif dönemlerde çeşitli ihtiyaçlara göre düzenlenen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması mevzuatımız, Anayasa'mız, uluslararası sözleşmeler ve uygulamada karşımıza çıkan aksaklıklardan kaynaklanan birtakım hususları düzenleme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Hâlihazırda uygulamada bulunan mevzuatımız güvenlik soruşturmasında elde edilecek bilgilerin, belgelerin veya kişisel verilerin ne şekilde işleneceği, ne kadar süreyle saklanacağı ve nasıl kullanılacağı konusunda muğlak durumlar barındırmaktadır. Bu sebeple yeni bir kanun teklifi gündeme alınmıştır.

Bilindiği üzere yakın geçmişimizde yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe kalkışmasının sonuçları ortadadır. Devletimizin milletin imkânlarıyla kamu hizmetine memur edilen hainler tarafından nasıl hedef alındığına hep beraber, hep birlikte şahit olduk. Öyle ki bu hain kalkışmada yüz binlerce kamu görevlisi milletin iradesine kastetmiş, işi Gazi Meclisimizi bombalamaya kadar götürmüştür. Kamu görevinde bulunan güvenlik güçlerine sızdırılmış hainler tarafından yüzlerce insanımız şehit edilmiştir. Bu hain eylemlerin tamamını, görevi kötüye kullanmak suretiyle devletimizin imkânlarıyla gerçekleştirmişlerdir. Karşımıza çıkan sonuç, kamu görevine alınan personel hassasiyetle seçilmez ise milletimizin ağır bedeller ödemek durumunda kalacağıdır. Sadece FETÖ değil, ülkemizde kanlı eylemler yapma gayesinde olan küresel güçlerin desteklediği habis ruhlu katil terör örgütlerinin de kamuya sızma girişimleri malumlarınızdır. Bütün bunlara karşı önleyici tedbirler almak durumundayız. Zira, vatanını, milletini ve devletini seven hiç kimse bu konuya kayıtsız kalamayacaktır. Burada en büyük vazife millet iradesini temsil eden bizlere, Gazi Meclisimize düşmektedir.

Değerli milletvekilleri, kamu görevine ilk defa ataması yapılacak personelin almış olduğu eğitimin yanında devletine ve milletine sadakatle hizmet etme bilincinde olması önemlidir. Bireyde bu hassasiyetlerin oluşmasında devlet tarafından verilen eğitim, öğretimin yanında aile ve sosyal çevresinin de etkisi büyüktür. Bu anlamda şahıs araştırılırken yapılacak işlemler, genellikle etkileşmede bulunduğu sosyal alanı, buradaki tutumu, devlete ve topluma bakışı gibi konuları içermektedir. Araştırmalar neticesinde ise olumlu veya olumsuz kişisel verileri toplanır ve işlenir. Kişinin kamu hizmetine alınmasına engel teşkil edecek bile olsa elde edilen veriler mahremdir ve bu mahremiyetin korunması da devletin sorumluluğundadır. Kanun teklifinin temelinde yatan gereklilik de aslında budur. Yapılan birçok güvenlik soruşturması, kişinin kamu görevine alınmasına engel teşkil edecek durumlar ortaya çıkarmasına rağmen yargı kararlarıyla mahremiyete aykırılığından dolayı iptal edilmiştir. Doğal olarak yönetmeliklerle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çelişir hâle gelmiştir. Kanun çalışması bu aksaklığı gidermeyi amaçlamıştır. Kanun teklifiyle önemli bir husus olan kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel ilkeleri ifade etmek de yerinde olacaktır.

Teklifin 8'inci maddesi, kişinin istihbari faaliyetlere konu olmayan kişisel veriler hakkında bilgilendirilmesi, bu verilere erişmesi, verilerin düzeltilmesi ve silinmesi taleplerine ilişkin tedbirleri içermektedir. Bu noktada kişisel verilerin doğru ve güncel olması söz konusudur. Esasen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması işlemlerinin her bir evresinde gizliliğe uyulmalıdır.

Yine, teklifin 9'uncu maddesi ise "Araştırma neticesinde elde edilecek bilgi ve belgeler yasal olarak bilmesi gerekenler dışında başka hiçbir kimseyle paylaşılamaz." ibaresi kişisel verilerin kimler tarafından işleneceğine sınırlama getirmektedir.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sırasında elde edilen kişisel veriler iki yılın sonunda değerlendirme komisyonlarınca silinir ve imha edilir. Mevcut kanun ve yönetmelikte kişisel verilerin silinmesi ve imha edilmesi aşamasında suç teşkil edecek fiillerin işlenmesi durumuyla ilgili cezai hükümlerin bulunmadığı görülmektedir. Bahse konu olan kişisel verilerle ilgili kanun teklifinin 11'inci maddesi cezai yaptırımları düzenlemektedir. Bu yaptırımlar kişisel verilerin korunması hususunda caydırıcılık sağlayacaktır.

Kanun teklifiyle devletin güvenliğinin, ulusun varlığının ve menfaatlerinin etkileneceği bilgi ve belgeler, gizlilik dereceli kamu personeli ve meslek gruplarının tespiti Cumhurbaşkanlığınca yönetmelikle belirlenecektir. Güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının hangi usul ve esaslara göre yapılacağı, bunu yapacak birim ve değerlendirme komisyonlarının kurulması ve uygulamaya ilişkin diğer hususlar da yine yürütmenin çıkaracağı yönetmelikle belirlenecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak kanunu desteklediğimizi ifade etmek istiyor, yüce Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)