| Konu: | Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 15.04.2021 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Evet, bir torba kanunu daha görüşüyoruz. Esasen Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'u düzenlese de Ceza İnfaz Kanunu'ndan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na, Kurumlar Vergisi Kanunu'ndan Sermaye Piyasası Kanunu'na kadar bir dizi kanunda değişiklik içeriyor. Kuşkusuz bir kanun teklifiyle birden fazla kanunda değişiklik yapılabilir, bunda bir sorun yok ama asıl sorun şu: Her teklifin "temel kanun" adı altında torba teklif olarak görüşülmesi. Siz her şeyi torbaya atmaya devam edin, biz de eleştirmeye.
Teklifin ilk 5 maddesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da değişiklik yapıyor. Peki, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun neyi düzenliyor? Kamu alacaklarını yani devlete, merkezî idareye olan, il özel idaresine olan, belediyelere olan her türlü vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerini düzenliyor 6183 sayılı Kanun. Bu teklifin ilk 5 maddesi vatandaşın kamuya yani merkezî idareye, il özel idaresine ve belediyelere olan borçlarının nasıl tahsil edileceğine birkaç ekleme yapıyor ve diyor ki... Tabii, bu arada, elbette ki merkezî idare vergi tahsil etmeli, vergi borçlarını bu konuda takip etmeli, bunda herhangi bir sorun yok ama asıl sorun şu: Vatandaş evine ekmek götürmeye zorlanırken, iş yerinin kapısını açmadığı için iflasla karşı karşıya kalırken ve her gün zarar ederken bugün "Pandemiyle mücadele ediyoruz." diyerek vatandaşın haczettiğiniz mallarını nasıl daha kolay satarım diye bir teklif getirmeniz ve bunu bize pandemiyle mücadele diye yutturmaya çalışmanız; asıl sorun bu.
Şimdi, bakın, sizin teklifteki gerekçelerinizi de madde madde okuyayım. Diyorsunuz ki: "Muhafazası tehlikeli ve masraflı olan taşınır mallar da pazarlık usulüyle satılabilecek." Madde 1'in gerekçesi bu. Haczettiniz, el koydunuz vatandaşın malına; şimdi bunun pazarlık usulüyle satılmasını kolaylaştırıyorsunuz.
Madde 2'de, kamu otoritesi yine bir malı haczetti, vatandaş bunu ihaleyle aldı, ödemesi gereken yıllık yüzde 5 oranındaki faizi ödemedi; siz bu yüzde 5'lik faizi değiştiriyorsunuz ve faizi artırıyorsunuz.
Madde 3 neymiş? Elektronik ortamda yani vatandaşın borçları nedeniyle el koyduğunuz mallarını elektronik ortamda satmayı kolaylaştırıyorsunuz.
Madde 4 neymiş? Yine vatandaşın malını borcu nedeniyle haczettiniz. Bunu elektronik ortamda veya başka bir şekilde sattınız ve gereğini yerine getirmedi, buna el koydunuz. Bunun ne kadar maliyeti olacağına ilişkin bir düzenleme yapıyorsunuz.
5'inci maddede de yine elektronik ortamda satışı kolaylaştırıyorsunuz.
Şimdi, getirdiğiniz teklif bu ve bize diyorsunuz ki: "Biz bu teklifle pandemiyle mücadele ediyoruz." Bakın, zengin ülkeler gayrisafi yurt içi hasılalarının en az yüzde 12,5'ini nakdî destek, gelir desteği olarak vatandaşına dağıtmış; orta düzeyde gelire sahip olan ülkeler gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 3,6'sını vatandaşa gelir desteği olarak dağıtmış; yoksul ülkeler bile yüzde 1,6'sını dağıtmış; siz yüzde 1,1'ini dağıtmışsınız. Şimdi, bu yüzde 1,1'ini dağıtmışsınız ya, şöyle bir şey anlaşılmasın sakın: Yani Hükûmet bütçenin bir kısmından fedakârlık etti, milyon dolarlık araçlar almaktan vazgeçti, işte, makam aracı olarak kiraladığı araçların bir kısmından vazgeçti ve bir gelir elde etti. Böyle bir şey yok; milyon dolarlık araçlardan vazgeçmediniz, kiraladığınız makam araçlarından vazgeçmediniz, kamuda tasarrufa dair hiçbir şey yapmadınız ama o 5'li çetenin milyarlarca dolarlık, euroluk borçlarını sildiniz ve şimdi bize diyorsunuz ki: "Biz vatandaşın haczettiğimiz malını satarak bu işi kolaylaştıracağız."
Nakit desteği olarak bugüne kadar vatandaşa ne kadar dağıtmışsınız? Sanırım 43 milyar TL civarında nakit desteği sağlamışsınız. Bu 43 milyar TL'lik nakit desteğini nasıl sağlamışsınız? Şimdi herhâlde herkes bunun bütçeden falan sağlandığını düşünüyor, öyle değil. Bütçeden tek bir kuruş çıkmamış, 35 milyar TL'sini İşsizlik Fonu'ndan çarpmışsınız, 6 milyar TL'sini Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan çarpmışsınız, 2 milyar TL'sini de yardımlardan. Yani hazineden aslında tek bir lira çıkmamış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Mesela, o 6 milyarlık, 8 milyarlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'ndan ödediğiniz parayı, zaten yoksul olan vatandaşa pandemi olmasa bile dağıtmanız gereken o parayı "pandemiyle mücadele" adı altında dağıtmışsınız ve bize diyorsunuz ki: "Biz pandemiyle mücadele ediyoruz."
Son olarak şunu söylemek isterim: Teklif sahiplerinin 8 ve 9'uncu maddeleri, yani cezaevinde hükümlülerin eşleriyle, çocuklarıyla ve yakınlarıyla görüşmelerine ilişkin maddeleri geri çekeceği anlaşılıyor. Şimdi, bu iyi bir şey, bunu geri çekmeniz ama umarım geri getirmezsiniz. Çünkü suçlular, gerçek suçlular bir şekilde iletişimin bir yolunu bulurlar. Ama eğer bu maddeleri tekrar getirirseniz hükümlülerin aileleriyle, çocuklarıyla, eşleriyle ve yakınlarıyla insanca bir görüşme yapmasını da engellemiş olursunuz. Orada Hükûmete ettiği bir lafı, yarın öbür gün ceza olarak karşısına çıkarırsınız diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)