GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:73
Tarih:15.04.2021

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle tabii torba yasa teklifinin 7'nci maddesine geçmeden önce dün aslında Meral Başkanımız da durumu anlatmaya çalıştı, ben yine buradan tekrar edeyim. Hani maalesef ki AKP iktidarları döneminde artık devlet ciddiyetinin nasıl kaybolduğunu, nasıl anayasasızlık hâlinin, devletsizlik hâlinin ortaya çıktığını sadece Cizre'deki kayyum örneğinden anlatmak isterim.

Önceki dönemde yine haksız hukuksuz bir şekilde Cizre Belediyemize kayyum atanmıştı ve Cizre Kaymakamı olan kayyum kendi makamına yani Kaymakamlığa Cizre Belediyesi binasını hibe etmişti. Yani kendi kendine taşınmazı hibe etti ve sonrasında olanlar ise tam anlamıyla aslında hukuksuzluğun göstergesidir. Sonrasında, tekrar belediye seçimlerinde HDP yüzde 80'e yakın oyla Cizre'de belediyeyi aldı, gasbedilen belediyeyi aldı ve hukuksuz bir şekilde hibe edilen 12 taşınmazla birlikte Cizre Belediyesi binasına ilişkin kararı da meclis kararıyla birlikte iptal etti. İçişleri Bakanlığı tarafından hemen müfettiş görevlendirildi ve meclis üyesi arkadaşlarımızla birlikte Belediye Eş Başkanımız hakkında usulsüzlük, hukuka aykırı işlem iddiasıyla soruşturma başlatıldı ve kayyum atamaya da gerekçe gösterildi. "Söz konusu taşınmazlar hukuka uygun bir şekilde hibe edilmiş, siz geri alamazsınız, bu hukuksuzdur." dediler ve hâlâ soruşturma devam ediyor. Ancak birkaç gün önce -tekrardan tabii Cizre halkının, Kürt halkının iradesi gasbedilmiş, Belediyeye kayyum atanmıştı ya- yeni kayyum, belediye meclis üyesi arkadaşlarımızın ve belediye eş başkanlarımızın aldığı kararı gerekçe göstererek yani "Bu gerekçe hukuka uygundur." diyerek söz konusu taşınmazları iade almış ve Cizre Belediyesi binasını 36 milyon TL'ye satılığa çıkarmış. Yani aslında bu durum, devlet ciddiyetinin, hukuksuzluğun geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Bu durumu sizinle paylaşayım yani şu an belediyelerimizde bu şekilde bir soygun ve talan düzeni AKP iktidarları eliyle yaratılıyor ve buna da "devlet bekası" deniliyor. Hayır arkadaşlar, burada soygun ve talan düzeni var; bunu bilgilerinize arz ediyorum, sonra "Biz bilmiyorduk." demeyin.

Bununla birlikte, tabii, 7'nci maddeye de baktığımızda, geç kalınmış ama yine eksik bir düzenleme olduğunu görüyoruz. Aslında bu pandemi döneminde, KABARE yani kafe, bar, restoran işletmecilerinin oluşturduğu bir platform var, emekçi ve işletmecilerin oluşturduğu bir platform var. Maalesef ki "Artık batıyoruz, can çekişiyoruz." diyorlar. Sürekli aslında seslerini dile getirmeye çalışıyorlar ama iktidar bunu duymuyor.

Kadınlarda işsizlik yüzde 36'ya ulaşmış, genç işsizlik de yüzde 30'larda; toplam işsiz sayısı 10 milyon yani son bir yılda 3 milyon, toplamda 10 milyon. Durum bu iken iktidar "Ekonomi iyiye gidiyor." diyor, TÜİK'in açıklamaları aslında bize pudra şekeri şüphesi yaratıyor. Sayılar bunlarken sürekli "Biz büyüyoruz." demenin başka bir açıklaması olamaz herhâlde.

Pandemi önlemleri, İşsizlik Fonu'ndan finanse ediliyor ancak işsizler ve emekçiler için kullanılmıyor. Ekonomik çöküşün sorumlusu olan AKP'nin iktidarda kalma çabasını yurttaşlar artık net bir şekilde sorguluyor. İlk olarak iktidarın ihmaliyle -hatırlayacağınız üzere- önlemler alınmadan umreden dönüşler sonrası ilk vakalar başlamıştı. Yine, Ayasofya Camisi açılışında ikinci atağını yaptı virüs. En vahim atak ise yine AKP kongreleri oldu, AKP Rize'de lebalep kongre yaptı, 81 ilden insan taşıyarak Ankara'da yapılan lebalep büyük kongre sonrası günlük vaka sayımız zaten 30 binlere ulaştı ve şu aşamada da 60 binlerde.

Ülkede yoksulluğun vardığı noktada ise domates taneyle satılıyor, halka patates ve soğan dağıtılıyor. Yani AKP halkı domates gibi eziyor, patates gibi soyuyor, soğan gibi de ağlıyor.

Tüm bunlarla birlikte tabii, artık sanatçılar da topa girdi. Müzisyenler, sanatçılar artık daha fazla dayanamayacaklarını belirtiyorlar. Gökhan Özoğuz, Athena'nın solisti "Tavan yapan vakalardan ben neden sorumluyum?" diye soruyor Sayın Sağlık Bakanına.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın lütfen.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Yine, Ceylan Ertem "Bir müzisyen, bir emekçi olarak bir sene daha bu şekilde yaşayamam. Başkalarının yanlışları sebebiyle hem manevi olarak hem de maddi olarak büyük yara almış durumdayız." diyor.

Değerli arkadaşlar, bu ülke, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devleti değil mi? Demokratik bir toplumda alınan kararlar bütün kesimleri, bütün partileri, iktidarıyla muhalefetiyle herkesi bağlamıyor mu? Ama öyle bir döneme denk geldik ki AKP iktidarını bağlamaz duruma geldi. Kongre de yapar, gençlik kolları çalgılı çengili kongre de yapar ve tedbir kararları açıklandıktan yarım saat sonra Sayın Cumhurbaşkanı gider, toplu iftar yemeğine de katılır. Normalde halkımızla birbirimize yeteriz ama emin olun ki 84 milyon yurttaş gurbete çıkıp amelelik yapsak bile bu lükse, bu şatafata, çifter çifter maaşlara yetişemeyiz. Hazine boş, Merkez Bankası hortumlanmış; halk bayat ekmek, patates, soğan kuyruğunda ama iktidar ve yandaşları Roma imparatoru hayatı yaşıyorlar.

Pes diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Bir de 128 milyar dolar nerede, onu sorayım. (HDP sıralarından alkışlar)