| Konu: | Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.04.2021 |
HDP GRUBU ADINA MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 253 sıra sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bu teklifi 3 ayrı yönden irdeleyebiliriz; birincisi, lisanslı harita kadastro mühendislerinin görüşü; ikincisi, serbest harita kadastro mühendislerinin görüşü; üçüncüsü de partimizin görüşü olarak.
Kanun teklifinin Komisyona gelmesiyle birlikte her iki tarafın görüşünü yansıtan onlarca mail aldık.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Başka yerde konuşsanız ya, biz burada konuşuyoruz çünkü Beyefendi.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Pardon, affedersiniz.
Buyurun.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Biz, bu konuda birçok büyükşehir harita ve kadastro mühendisleri odasıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Ciddi fikir ayrılıkları olduğunu söyleyebilirim. Lisanslı harita kadastro mühendisleri, sınav şartının kaldırılmasının liyakati ortadan kaldıracağını, büyük büroların tekelleşeceğini, küçük büroların yok olacağını, liyakat sahibi olmayan kişilerin de kamu hizmeti yapacağını, tarafsız çalışma koşullarının ortadan kalkacağını, haksız rekabete zemin hazırlanacağını, etkin denetim yapılmasının imkânsız bir hâl alacağını belirtmektedir. Buna karşılık, serbest harita kadastro mühendisleri, sınavın zaten 2013'ten beri yapılmadığını, mühendislerin lisanslı mühendis-lisanssız mühendis olarak ayrılmasının etik olmadığını, mesleki gerekliliklerinin doğru ve yeterince yerine getirilmesinin mümkün olmadığını, hâlihazırda zaten tekelleşmenin olduğunu dile getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, lisanslı harita kadastro mühendisleri ile serbest harita kadastro mühendislerinin birçok konuda uyuşmazlık içinde olduğu ve yasal süreçlerin de devam ettiği bilinmektedir. Bu kanun teklifi özet olarak şunu diyor: Biz, LİHKAB ile serbest mühendislerin arasındaki ayrımı kaldıralım fakat daha bir yıl önce yine Komisyonumuzda görüşülen coğrafi bilgi sistemleri kanun teklifinde bulunan bunun tam tersi bir madde Genel Kurulda kabul edilmiş ve lisanslı harita mühendisleri ile serbest mühendislerin iş alanları birbirinden ayrılmıştır. Aradan on dört ay gibi kısa bir süre geçmiş ve şimdi iş alanları tekrar birleştiriliyor.
Sorun şu: Maddeyi hazırlayanlar -kim olursa olsunlar- her şeyden önce meslek mensupları ve odalarla yeterince görüş ve fikir alışverişi yapılmadan teklifi hazırlamışlardır. Akıllı insanlar başkalarının tecrübelerinden yararlanır, inatçı insanlar ise her şeyi kendileri denemek isterler. Başkalarının hatasından ders çıkarmadan bilimi ve feni önemsemeden inatla bildiğinizi okumaya devam ederseniz başarısızlık kaçınılmaz olur. Gelin, bu inatçı politikalarınızdan vazgeçin. Bizim HDP olarak da görüşümüz, lisanslı harita kadastro mühendisleri ve büroları hakkında kanun teklifinin özü itibarıyla meslek mensupları ve odalarla birlikte hazırlanmadığı için uygulamada sorunlar çıkaracağıdır. Lisanslı harita kadastro mühendisleri ve büroları olan LİHKAB ile serbest harita kadastro mühendislerinin sorunlarının temelinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluğunu yerine getirememesi vardır. Burada ne lisanslı ne de lisanssız mühendis ayrımı yapılması doğru değildir fakat kamu işi niteliğinde olan ve mülkiyet gibi anayasal bir hakkın tespitiyle ilgilenen bu meslek grubunun iş ve eylemlerinin doğrudan kamu aracılığıyla, yani Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü eliyle yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu durumda tüm mühendislerin -eskiden memurdu, değildi ayrımına gidilmeden- devlet kadrosuna alınması gerektiğine inanıyoruz. İki durumda da -ister 223 LİHKAB olsun, ister 10 bine yakın serbest mühendis olsun- bir şekilde tekelleşme oluşabilir. Kamu, burada işi üzerinden atarak bir o tarafa, bir bu tarafa kanun hazırlayamaz çünkü hazırlanan kanun öyle ya da böyle bir tarafın mağduriyetine sebep olacaktır. Kısacası, mülkiyetle ilgili tüm alanlarda ne LİHKAB ne de serbest mühendislik; bu, nasıl diğer kamu işlerinde devlet eliyle yapılıyorsa, bu işte de devletin eliyle yapılması gerektiğine inanıyoruz. İster serbest mühendis olsun, ister LİHKAB, ikisi açısından da haklı oldukları yönler var. Bizim, burada, mesleki çatışmalara zemin hazırlayacak, şirketleri büyütecek ve yeni mühendislerin önünü tıkayacak bir yasa yapma anlayışından uzak durmamız gerekmektedir. Bugüne kadar yaşanan tüm sorun ve sorumluluk Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünündür.
15 Haziran 2013 tarihinde 28678 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmelik'in 11'inci maddesinin (3)'üncü fırkasına göre lisans sınavlarının en geç iki senede bir yapılması öngörülmüştür fakat Genel Müdürlük bu sınavları yapmadığı gibi, yapılan sınavları da gerek soruların çalındığı gerek soruların bazı kaynaklarda önceden yayımlanan sorularla bire bir aynı olduğu gerekçeleriyle iptal etmiştir. Sınav güvenliğini sağlamak ve sınava giren kişilerin haklarını korumak, başta devletin olmak üzere Genel Müdürlüğün sorumluluğundadır. Bu sorumluluk yerine getirilmemiştir. Sınavın güvenliğini sağlayamadığı gibi, yönetmelik hükümleri çerçevesinde iki senede bir yapması gereken sınavı da yapmamıştır.
Sonuç olarak, 11 Mayıs 2016 tarihindeki yönetmelikle bir değişiklik yapılarak sınav süresi şartını kaldırmıştır. Yani koskoca ülkede 223 tane LİHKAP üzerinden tüm sorunu çözemediğiniz gibi, 3 bine yakın serbest mühendisi de bu sürece dâhil edip sorunu çözemeyeceksiniz. Yapılması gereken, meslek mensupları ve odalarla bir araya gelmek ve burada Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün sadece denetim değil, sahada da çalışmasını sağlamaktır.
Kanun teklifiyle ilgili yeniden belirtmek isterim ki, bizim duruşumuz net, ne lisanslı mühendis ne de serbest mühendis, kamu işi kamu eliyle yapılmalıdır. Kamu görevi ciddi bir iştir, en ince detayına kadar incelenip koordineli ve planlı olarak yapılması gereken bir iştir. Bunu da ticari bir meta olarak değerlendiremezsiniz.
Planlamadan ve koordineli çalışmadan ne kadar uzak olduğunuzun göstergesi, geçen hafta Bitlis-Tatvan Çevre Yolu'nda Dalda -Engesor- köyünde yaşanan olaydır. Senelerdir konuşulan bu proje ne yazık ki iyi koordine edilememiştir. Proje güzergâhı belirlendikten sonra yapılacak ilk iş, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü devreye girerek özel mülkiyetin tespiti ve gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Arazi sahiplerinin rızası alınmadan, kamulaştırma gerçekleştirilmeden güvenlik güçleriyle iş makinelerini araziye sokmak kabul edilebilir bir durum değildir. Köylü vatandaşın protestosu da güvenlik güçleri tarafından durdurularak iş makineleri sahaya sürülmüştür. Yapılan iş yanlıştır, eksiktir, hukuksuzdur çünkü hukuki süreç henüz tamamlanmamıştır. Gerçi Sayın Bakana da bu konuda yazılı soru önergesi ileteceğim, umarım kısa sürede bir yanıt alabilirim. Haktan, hukuktan ayrılırsanız toplumsal huzursuzlukları da önleyemezsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)