GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:75
Tarih:21.04.2021

RIDVAN TURAN (Mersin) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, aynı zamanda ekran başında bizi izleyen kıymetli halkımızı.

Değerli vekiller, 26 Nisanda Kobani davasının ilk duruşması yapılacak. Kobani davası Türkiye cumhuriyeti tarihinin gördüğü en mesnetsiz, hukuki altyapısı en boş olan dava olacak; bunu hepimiz yakından göreceğiz. Bu vesileyle şu anda cezaevinde olan bütün arkadaşları en içten duygularımla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Mersin, özellikle köyler ve özellikle Yörük köyleri çok büyük bir saldırı altında. Deyim yerindeyse Yörüklerin dağına, taşına, ormanına, kuşuna, tosbağasına, kurbağasına yönelik olarak muazzam bir saldırı dalgası başlamış durumda. Taş ocakları terörü bütün Toros Dağları'nı âdeta rehin almış vaziyette. Özellikle buna eklenen düzde TOKİ yapım faaliyetleriyle birlikte yıllardır orada olan insanların kadim kültürleri büyük bir yok oluş riskiyle karşı karşıya. 30 tane ruhsat verilmiş ve bu 30 ruhsat sayesinde özellikle Yörüklerin yaşamış olduğu Toros Dağları'ndaki köyler büyük bir varlık yokluk sorunuyla karşı karşıya. Ekolojiye yönelik olarak tehdit, insan yaşamına yönelik olarak tehdit, içme suyuna yönelik olarak tehdit ama lütfen iyi kulak verin çok başka bir noktada daha ciddi bir tehdit. Türk kültürünün en kadim temsilcisi olan Yörüklerin kültürüne yönelik bir kültür kırımıyla karşı karşıyayız. Bu insanlar eğer köyünde yaşayamazsa, eğer malının melalının başında olmazsa, davarının, sığırının başında olmazsa, kadim Yörük kültürünün kısa süre içerisinde kentleşeceği ve tasfiye olacağını öngörmek mümkün. Ben oradan yoğun oy alan Cumhur İttifakı'nın bu konularda niye suskun olduğunu bir türlü anlayamıyorum değerli arkadaşlar.

Bakın, Ayvagediği, Gözne, Bekiralanı ve Soğucak'ta 45 Yörük ailesinin taş ocakları sebebiyle hayvancılığı bıraktığına yönelik bir haber almış durumdayız. Hemen ovada, Kaleköy'de 260 dönüm arazi TOKİ tehdidiyle karşı karşıya. Bu araziler oradaki insanların kimine göre elli kimine göre yüz yıl önce gelip yerleştikleri alanlar. Orayı yurt edinmişler, orayı var etmişler; orada portakal, narenciye yetiştirmeye başlamışlar. Bir gün beton lobisi geliyor diyor ki: "Buradan gidin kardeşim." Niye? "Biz buraya TOKİ yapacağız." Arkadaşlar, bu kabul edilebilir bir şey değil, Meclisin buna müdahale etmesi ve bu insanların evinden barkından uzaklaştırılmaması için, iaşelerinin devamı için mutlaka bir önlem almak gerekiyor.

Bakın, şu görüntü Kaleköy'e ait, TOKİ yapılacak yer burası. Bir dünya cenneti, bu kadar güzel bir yer TOKİ yapılacak. Buradaki on binlerce narenciye ağacı kesilecek. Buna ne bizim rızamız var -gittim, görüştüm- ne de köylülerin rızası var değerli arkadaşlar.

Davultepe küçük sanayi sitesinden kurtuldu diye düşünürken şimdi, Davultepe'de o 400 dönümlük narenciye bahçesine yeniden TOKİ yapılması planlanıyor. Orası da son derece bütün bunlardan hoşnutsuz.

Bakın, Kaleköy'de TOKİ yapılacak yerde gördüğünüz şey, Osmanlılardan kalma bir tarihî eser. İnsu yine, taş ocağı yapılacak alanlardan bir tanesi. Taş ocağı değil, jeopark ve arkeopark ilan edilmesi lazım. Şu elimde gördüğünüz şey, en az altmış beş milyon yıllık bir deniz canlısı fosili, İnsu kayalıklarından elde edilmiş durumda. Bu, bir başka görüntüsü.

Bu, yine o bölgede avcı, toplayıcı kültürüne ait kaya resimleri. Şimdi, İnsu'da su kaynaklarının kurutulmasına rağmen ne yazık ki böyle bir adım atılmak isteniyor.

Kerimler'de 800 dönüm alana taş ocağı kurulmak isteniyor. Bakın, 2007-2020 arasında on üç yılda 641 bin dönüm alan Mersin'de yok edildi. Böyle giderse altmış yedi yıl sonra Mersin'de bir saksı dahi tarım toprağı bulamayacağız. Unutmayalım değerli arkadaşlar, unutmayalım, bu alanlar bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu evlatlarımızdan ödünç aldık. Ödünç aldığımız alanı onlara daha güzel vermek için bu taş ocağı ve TOKİ çılgınlığından bir an evvel geri dönülmesini talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)