| Konu: | Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.04.2021 |
MHP GRUBU ADINA LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle ilgili çok kapsayıcı, derinlemesine bilgi veren Mersin Milletvekilimiz Sayın Baki Şimşek Bey zaten bu konuyla ilgili detaylı bilgiler verdi. Ben de hazır bir mühendislik dalının problemlerinin çözümüyle ilgili bir yasal düzenleme yapılıyorken mühendis ve mimar arkadaşlarımızın da genel problemleri üzerine bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Ülkemizde ve dünyanın birçok köşesinde inşaat projelerinin hayata geçmesinde emeği olan maden, çevre, jeoloji, jeofizik, makine, elektrik, harita ve inşaat mühendisleri ile mimar ve şehir planlamacılarının zaten var olan, meslekten kaynaklı problemlerinin üstüne bir de pandemi sürecinin de etkisiyle daralan iş hacminden kaynaklı istihdam problemi eklenmiştir. Bu meslek gruplarında faaliyet gösteren arkadaşlarımızın problemleriyle ilgili bu kürsüde onlarca konuşma yapıldığını bilmekteyim ancak tekrarlamakta fayda olduğunu düşündüğüm bazı önemli hususları farklı bir bakış açısıyla yeniden dile getirmeyi önemli bulunmaktayım. Zira mühendislik hizmetlerinin kalitesi bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin hangi seviyede olduğunu gösteren somut bir göstergedir.
Değerli milletvekilleri, her alanda ihtiyacın tam olarak belirlenmesi ve bir program dâhilinde hareket edilmesi temel iş programının değişmez bir parçasıdır ancak özellikle mühendislik alanında ihtiyacın çok üzerinde mezun veren eğitim programını ısrarla, maalesef devam ettirmekteyiz. Mühendislik eğitimini veren mevcut üniversitelerin yanına sürekli yeni üniversiteler eklenmektedir. Oysaki mühendislik eğitimini verebilmek için laboratuvardan akademik kadroya kadar ciddi bir altyapıya ihtiyaç vardır. Gerekli mühendislik eğitimini verebilmek için önemli olan laboratuvar ve akademik kadrolardan yoksun bu üniversiteler sayesinde her yıl ihtiyacımızın çok üstünde mezun vermekte ve bu problem önümüzde çözüm bekleyen koca bir konu hâline gelmektedir.
Bakınız, şimdi sizlere üç farklı rakam vermek istiyorum: Birincisi, üniversitelerdeki mevcut mühendislik kontenjanı; ikincisi, hâlihazırda öğrenim gören mühendis sayısı ve son olarak da mühendislerin mezuniyet sayısı. 2020 yılında mühendislik programlarının kontenjanı 71.244 kişi olmuştur. Peki, şu an, hâlihazırda bu programlarda okuyan öğrenci sayısı kaçtır? 290 binin üzerindedir fakat bu rakamlara başka fakültelere bağlı olan mühendislik programları dâhil değildir, onları da dâhil edersek sayı 300 binin üzerine çıkmaktadır. Üniversitelerdeki mevcut kontenjanı verdik, hâlihazırda okuyan öğrenci sayısını verdik; şimdi de mezun öğrenci sayısına bakalım: 2018-2019 yılında üniversitelerin mühendislik programlarından toplamda 61.696 kişi mezun olmuştur. Bakınız, 2018-2019 yılında sadece inşaat mühendisliğinden 12.083 mezun verilmiştir, sadece elektrik elektronik mühendisliğinden mezun sayısı 9.907'dir, sadece harita mühendisliğinden mezun sayısı 1.660'tır. Görüldüğü gibi, bu rakamlar ihtiyacımızın çok üstündedir.
Bir diğer sıkıntı ise çok düşük netlerle üniversitelerin mühendislik programlarına öğrenci yerleşmesidir. Bu ise hem mesleğe hem de programlara yerleşen arkadaşlarımıza önemli sıkıntılar yaşatmaktadır. O yüzden üniversitelerin mühendislik programları tekrardan ele alınmalıdır.
Bunun yanında, laboratuvar altyapısı ve akademik kadrosu tam olmayan bir üniversiteye artık, mühendislik programı açılmamalıdır. Tıpkı hastanesi olmayan bir üniversitede tıp fakültesi açılamadığı gibi laboratuvar altyapısı olmayan bir üniversitede de mühendislik programı açılmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, mühendis ve mimarların istihdamıyla ilgili, önemli olduğuna inandığım birkaç hususu da dile getirip sözlerime son vereceğim.
Özellikle yurt dışı projelerinde çalışmak isteyen birçok mühendis ve mimar arkadaşımız olduğunu biliyoruz. Ancak bu arkadaşlar ile yurt dışı projeleri arasında köprü vazifesi görecek bir sistemin inşa edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu sistemin içerisine, yurt dışında çalışan arkadaşların alacak ve hak kayıplarından kaynaklı sıkıntılarını çözecek bir mekanizma da yerleştirilmelidir. Özellikle deprem riski olan yerleşim bölgelerindeki belediyelerin teknik kadrolarında muhakkak suretle jeofizik ve jeoloji mühendisleri istihdam edilmelidir.
Çevre Bakanlığımızın geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştığı yeni bir düzenleme oldu. Bu yeni düzenlemede "Artık, binalarımıza kimlik belgesi verilecek." diye bir ifade vardı. Bizim buradan Sayın Bakanımızdan da ricamız, bu yeni kimlik belgesini verme ruhsatı inşaat mühendisi ve mimar arkadaşlarımıza verilirse eğer, istihdamda da çok önemli bir rolü olacağını düşünüyoruz.
Ayrıca, yine, Çevre Bakanlığımız geçtiğimiz günlerde bir uygulama başlattı. Çevre Bakanlığına bağlı yeni inşaatlarda, yeni projelerde "genç mezun kontenjanı" diye bir kontenjan koydu. Bunun çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Yine, kamuya alımlarda mühendis ve mimar kadroları ile tekniker kadrolarının kontenjanının artırılması gerektiğini düşünüyorum.
İftar vakti yaklaştı, o yüzden -kapsamlı bir konuşma hazırlamıştım- sözlerime burada son veriyor ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)