GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:80
Tarih:29.04.2021

REMZİYE TOSUN (Diyarbakır) - Zindanlarda direnen tüm yoldaşlarımızı ve bizi dinleyen tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 26 Nisanda Diyarbakır'da HDP İl Örgütüne siyasi soykırım operasyonu gerçekleştirildi, 12 arkadaşımız hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı ve bugün, an itibarıyla hepsi tutuklanıp cezaevine yollanıldı. Biz yapılan soykırım operasyonlarıyla partimizin işlevsiz hâle getirilmek istendiğinin elbette farkındayız. Son dönemde, başta TJA olmak üzere birçok kurum ve derneğin hedef gösterilmesiyle birlikte yapılan operasyonlarda kadın arkadaşlarımız da gözaltına alınmış, tutuklanmıştı. Neredeyse her yöneticisinin, hatta sempatizanın defalarca gözaltına alındığı, yıllarca cezaevlerinde kaldığı bir partiyi bu şekilde, siyasi kırım operasyonlarıyla yıldıramazsınız. Her zaman dile getiriyoruz, HDP binalardan ibaret değildir; HDP bir fikriyattır, milyonların iradesidir. O nedenle, önceki günlerde görülmeye başlayan Kobani davasında yargılanan değil, yargılayanlarız. Kobani davası, iftiralar ve yalanlarla yargıya talimat yağdırarak açılan siyasi bir kumpastır. Bizler size biat etmiş yargıdan adalet beklemiyoruz, sizlerin emirleriyle hazırlanan iddianameleri, yalanlarınızı kabul etmiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi son dönemde kayyum atanan belediyelerde siyasi ve akrabalık ilişkilerini kullanarak sınavsız kadro almak amacıyla yapılan usulsüzlükler had safhaya ulaşmıştır. Lice, Bismil, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi gibi kayyum atanan belediyelerde bürokratların çifte maaş alması, şehir dışından atamalar yapılması bu yolsuzluklara sadece birkaç örnektir. "Millî irade" diyerek iktidara gelenler en başta Kürt halkının iradesini gasbederek aslında kendi sonunu hazırlıyor. Bölge illerinde yaşanan hukuksuzluklar -sadece belediyelerde değil, her alanda- fiilî olarak bir OHAL durumunu bize göstermektedir.

Değerli milletvekilleri, son süreçte Diyarbakır'da yaşanan hukuksuzluklara birçok örnek verebiliriz. İnsani bütün değerlere aykırı olan ise "İşkenceye sıfır tolerans." açıklaması yaparak bir halka fiziksel ve psikolojik işkence yapılmasıdır. Lice operasyonlarında bir köy ablukaya alınmakla kalmamış, evler tek tek ablukaya alınmış, çobanlık yapan yurttaşlar çıplak bir şekilde darbedilmiştir. Bu uygulamalar sonrasında çobanlar bulundukları yerden göç etmek zorunda bırakılmıştır. Yapılan zulüm sadece insanlarla sınırlı kalmamış; güvenlik gerekçesiyle ağaçlar kesilmiş, birçok yerde, ihtiyaçları olmamasına rağmen baraj yapılarak doğaya da en büyük zarar verilmiştir. Yine, Sur Zorova mezrasında kolluk güçleri tarafından köyün gençleri darbedilmiş, hakarete uğramıştır. Yaşanan bu gerçekler, bu ülkede resmî elle yapılan insanlık dışı ve yasa dışı uygulamaların en açık göstergesidir.

İktidar, son dönemde sağlık krizini yönetememiş, ekonomik olarak yurttaşlara yardım etmek yerine bunu şova dönüştürmüştür. Urfa ve Diyarbakır'da yurttaşlara patates ve kuru soğan dağıtarak izdihama sebep olmakla beraber, insanların onurunu kırmıştır. Hiçbir önlem almadan ilan ettiği ve emekçileri mağdur eden kendine göre tam kapatmayla tüm halkı açlığa mahkûm etmiştir. Ülkenin girdiği bu çıkmazın en temel sebebi ise iç ve dış siyasette yürütülen başarısız politikadır.

Biliyorsunuz ki 1921 Anayasası'nın 100'üncü yıl dönümündeyiz. O dönemde yerel yönetimlere güç veren çoğulcu bir Anayasa'dan bugüne yani daha kendi yasalarını uygulamaktan âciz, Anayasa kararlarını uygulayamayan, AİHM kararlarına uymayan ve yargının siyasallaştığı, her şeyi koz ve rehine siyaseti üzerinden yürüten bir yönetimle karşı karşıyayız.

Türkiye siyaseti, genelde Kürt halkı ve kadınlara uygulanan özel politikalarıyla, özelde ise HDP'ye dönük baskı politikalarıyla bir kuşatma altındadır. Bu kuşatma, sağ, ırkçı ve tahakkümcü zihniyetin pratiğidir. Bu pratiğe karşı bizler mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz ve mutlaka kazananlar bizler olacağız.

Son olarak, siyasi tutsakların tecride karşı 154'üncü gününde olan açlık grevlerini selamlıyoruz. Herkes bilsin ki zulme asla boyun eğmeyeceğiz, mutlaka kazananlar bizler olacağız."..."(x)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Bunlara müsaade etmeyin Sayın Başkan.

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Başkan, görevini yap Başkan.

REMZİYE TOSUN (Devamla) - "..."(x)