| Konu: | Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İsrail'in Kudüs'e saldırıları ve Filistin'deki gelişmelere ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle HDP Grubu adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 18.05.2021 |
HDP GRUBU ADINA HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, hoş geldiniz.
AK PARTİ adına söz alan Ahmet Bey bahsetti, Netanyahu'nun imdadına bir Gazze saldırısı daha bu şekilde yetişmiş oldu.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - İYİ Parti.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Hem yolsuzluk davalarıyla boğuşan hem de seçim sonuçları kötü geçen, hükûmet kuramayan Netanyahu Gazze'ye saldırarak, Filistin'i tekrar kan gölüne çevirerek bir siyasi pozisyon tutmaya çalışıyor. Açıkçası, ben buna bakarken, Adalet ve Kalkınma Partisinin 7 Haziran sonrası sürecine biraz benzettim.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bu ayrı, o ayrı...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - "Teşbihte hata olmaz." derler. 7 Haziran seçimlerinden sonra güvenlik, terörle mücadele konseptini devreye sokmuş, ortalık toz dumana katılmış ve bu çerçevede kasım seçimlerinde tek başına yeniden iktidar olabilmenin zeminini yakalamıştı. İtiraz etmeden, birazdan bazı şeyleri paylaşacağım, müsaade edin.
Kıymetli arkadaşlar, bu Filistin meselesi söz konusu olduğu zaman bir söz düellosu sürekli olur, hamaset gırladır; bir kayıkçı yarışı gibi böyle, insanlar birbirlerine ha bire laf atarlar; Netanyahu Erdoğan'a, Erdoğan Netanyahu'ya. Fakat ortada ticaret alabildiğine devam eder, bugün biraz sizinle bunu paylaşacağım. Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacmi, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği 2002 yılından 2020 yılına kadar tam yüzde 250 oranında artmıştır. Bu ticari ilişkilerin en pik yaptığı noktalar, kameralar önünde bizim en fazla gerilim gördüğümüz zamanlardır. Örneğin, 2010 yılında Mavi Marmara katliamı, ondan önce "one minute" 2009 yılında. 2011 yılındaki -bunlar resmî rakamlar- ticaret hacmine bakın. Bakın, 2008 yılından 2017 yılına kadar maviyle gösterilen, Türkiye'nin yaptığı ihracat; kırmızıyla gösterilen, ithalat ve İsrail'in Türkiye'ye yaptığı ihracat. Sürekli olarak artan bir ticaret durumu söz konusu.
Şimdi, kıymetli arkadaşlar, sorarlar insana -az önce tabii, Sayın Bakan söyledi ama- hani ticaret, ekonomi bunlar da en nihayetinde yaptırım araçları. Belli ki birbirlerine küfür, hakaret etse bile siyasi liderler, ticaret bundan kesinlikle etkilenmemiş.
Benim dikkatimi çeken iki nokta oldu: Birincisi, 2011 yılından yani Mavi Marmara'dan sonra rekor kırılması; ikincisi, 2014 yılında Koruyucu Hat Operasyonu'nu hatırlıyorsunuz -o "Dökme Kurşun" dedikleri 2008'deki Gazze saldırısından çok daha büyük bir saldırıydı- 2.250 civarında Filistinlinin öldüğü, o operasyonun olduğu yıl ticaret rakamları pik yapmış. Başka bir pik ne zaman olmuş ticarette İsrail ile Türkiye arasında? 2018 yılında İsrail Parlamentosunda Yahudi ulus devlet yasası geçip de bu yasa dışı yerleşimlerin İsrail'in ulusal değeri olarak tanındığı yıl ve aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri'nin de Kudüs'e elçiliği taşıdığı yıl bir ticaret rekoru daha kırılıyor. 2019 yılında bu yükselmiş ve pandemiye rağmen artan bir ivme söz konusu. Arkadaşlar sorarlar: Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Bu kadar hamaset yapılıyor da...
Bir de çok önemli bir şey var arkadaşlar, pardon, onu da söyleyeyim: Netanyahu, 2018 yılında, Erdoğan için: "Bana üç saatte bir 'Hitler' diyordu, şimdi şükür, altı saatte bir 'Hitler' diyor ama ticaretimiz iyi gidiyor." deme aymazlığını bile göstermişti.
Devamla, Türkiye'nin İsrail'e en fazla ihraç ettiği ürünler arasında demir, çelik ve çimento var ve İsrail bunu, hem o utanç duvarının yapımında hem de bu yasa dışı yerleşimlerde kullanıyor. Türkiye, İsrail'e en fazla demir, çelik ve çimento ihraç eden ülke; bu kızıl kıyametin içerisine.
Dolayısıyla, Sayın Bakan, gerçekten, İsrail meselesi hamasetle ele alınabilecek bir mesele değil; yetmiş yıllık bir mesele, Orta Doğu'nun temel dinamiklerinden bir tanesidir ve o ciddiyetle ele alınması lazım. Birazdan geleceğim.
Bu Mavi Marmara Anlaşması'na çok girmeyeceğim arkadaşlar. Evet, o, Kudüs ile Ankara arasında yapılan bir anlaşma oldu. Biz HDP olarak Komisyonda -diğer muhalefetle birlikte- çok ciddi eleştirdik bunu, bunun yapılmaması gerektiğini... Ama normalleşme ihtiyacı var Türkiye'nin; Doğu Akdeniz'de iyice gerilmiş, sıkışmış bir durumda, enerji politikalarında belli bir pozisyon kapmak için İsrail'le, Mısır'la ilişkileri düzeltmek durumunda, hatta Suriye'yle düzeltmek durumunda, yoksa zaten biliyorsunuz, ortalığı Güney Kıbrıs ve Yunanistan doldurmuş durumda. Bütün bu Türkiye ile İsrail arasındaki gerilimler İsrail'i de tabii, başka aktörlere yönlendirdi. 2016 yılından beri Bakanlığın da içinde olduğu bir normalleşmeye çalışılıyor fakat kıymetli arkadaşlar, ortada başka bir mesele var. Bu Mavi Marmara Anlaşması'na, Mavi Marmara'nın kurban ailelerinin ne dediğine de lütfen bakınız diyorum. Biz, Komisyonda bunu tartışıp Genel Kurula indiği zaman HDP bu anlaşmaya karşı "Hayır." diyebilen tek parti olmuştu. CHP olarak yukarıda çok eleştirmiştiniz, aşağıya indi, hepiniz çekimser kaldınız, çok iyi hatırlıyorum; benim için ciddi bir hayal kırıklığıydı. Bu Mavi Marmara meselesini bir köşeye bırakıp "Biz bu işi normalleştirelim." dediniz ama öyle görünüyor ki bu Filistin meselesi bu normalleşmenin önünde engel olmaya sürekli devam edecek.
Kıymetli arkadaşlar, biz Filistin meselesini konuştuğumuz zaman bizim sosyal medyadaki takipçilerimiz, özellikle Kürt takipçilerimiz, bizi e-mail yağmurlarına tutuyorlar. Kürtler hâliyle Filistin meselesini çok yakından bildiklerini, hissettiklerini düşünüyorlar çünkü biz çoğu zaman benzer bir durumda olduğumuzu düşünürüz; siz diyebilirsiniz ki "Hadi oradan." ama bizim duygumuz bu. Ben, müsaade ederseniz, bugün size birkaç tane örnek göstereceğim.
Kıymetli arkadaşlar, şu resim Gazze'den -Sayın Bakana da göstereyim, Başkana da- sivil bir yerleşim yeri. Netanyahu "Terörle mücadele ediyoruz." diye -Sayın Bakan söyledi- birkaç tane füzeyi bahane edip Gazze'yi bir bütün olarak bombardımana tabi tutuyor, savaş uçakları kullanıyor, bombalar, roketler; sivilleri öldürüyor ve bütün bunu nasıl meşrulaştırıyor arkadaşlar? Ben "Terörle mücadele ediyorum, benim Filistinlilerle bir meselem yok, bir problemim yok." diyor. Şunu görüyorsunuz değil mi arkadaşlar?
Kıymetli arkadaşlar, bu resim sizce nerede, size nereyi hatırlatıyor?
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - PKK'nın yerle yeksan ettiği yerler, PKK'nın.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Burası Cizre bodrumları kıymetli arkadaşlar, burası Cizre bodrumları.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Çukur eylemleri...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Geliyorum...
Taybet İnan; bir ömür boyu biz bu ismi unutmayacağız, yedi gün sokak ortasında cesedi bulunup da çocukları taş atıyorlardı köpeklere annelerinin cesedini parçalamasın diye, bu ülkede gördük 2016 yılında yedi gün sokak ortasında bekletilen cenaze.
Ahmet Davutoğlu bu operasyona "evet" dediği zaman -eşi Sare Hanım anlatmıştı -bu operasyona "evet" verdikten sonra Ahmet Davutoğlu eve gidiyor, sabaha kadar ağlıyor; bunu kendi eşi söylemişti. Yaşanabilecek vahşeti kendisi de fark etmiş olacak ki... Çünkü kente tanklar sokulmuştu o zaman. Cemile Çağırga; bu, cesedi buzdolabında bekletilen kadın. Şurası Cizre, tanklarla vuruluyor, tanklarla yerleşim yerleri vuruluyor. Bilseniz bunun savaş suçu olduğunu, konuşmazsınız. Tanklarla yerleşim yeri vuruluyor, tanklarla Sur vuruluyor. Bakın, şu tank, görüyor musunuz?
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Şimdi de mağarada vuruyoruz Allah'a şükür.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Kabul ediyorsunuz yani.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Nusaybin, Nusaybin, şu Nusaybin. Bu 2016, Şırnak kent merkezi. Şu Sur, benim milletvekili olduğum... (HDP ve MHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, bir saniye... Boş verin ya, konuşuyoruz.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Boş ver sen, boş ver!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Sur yıkılmadan önceki durum, bu Sur. Bakın, Sur'un yarısı tanklarla yıkıldı. Bakın, bu neresi? Sur. 500 bin insan yerinden edildi.
Bakın, şunu da anlatmadan geçemeyeceğim...
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sur'u kim yıktı ya? Siz yıktınız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - PKK yıktı, terör örgütü.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Vallaha tankı topu olan kim yapmışsa onlar yapmış.
...bu Nusaybin. Bakın arkadaşlar, Zehra Doğan Kürtlerin Picasso'su olan bir ressam. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ya bir dinleyin arkadaşlar, cevap verirsiniz.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Başkanım, bir müdahale eder misiniz. Ben niye bunları susturmak zorunda kalayım ki?
BAŞKAN - Sayın Özsoy, siz devam edin.
Lütfen değerli arkadaşlar...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Zehra Doğan genç bir Kürt kadın Nusaybin'de. Bakın, bu vahşetlerin hepsini yapan var ya...
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - PKK yaptı, PKK.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz, bu vahşetleri yapan komutanların hepsi şu an FETÖ'den içeride.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - PKK terör örgütünü bir zikret istersen.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - FETÖ'den hepsi içeride; Cizre'yi, Sur'u, Nusaybin'i yıkanların hepsi FETÖ'den içeride. Kime sahip çıktığınızın bile farkında değilsiniz siz, ırkçılık o kadar sarmış sizi.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Siz ırkçısınız!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kürtlere, Türklere düşmansınız.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Şu, şu, Zehra Doğan, Kürtlerin Picasso'su. Guernica tablosunu bilir misiniz bilmiyorum, İspanya iç savaşı, 1937, Picasso yapar. Alman bir komutan Picasso'ya sorduğu zaman Guernica'yı "Siz mi yaptınız?" "Hayır, ben yapmadım, siz yaptınız." der. Zehra Doğan, bakın şu Nusaybin'in resmini böyle yaptığı için bir de hapis yemişti, şu an sürgünde yaşamak zorunda. Genç bir kadın, benim nazarımda gerçekten Kürtlerin Picasso'sudur, çok saygın bir insan. Bunlar ürettiğiniz tablolar.
Bunu niye söylüyorum kıymetli arkadaşlarım? Bunu şunun için söylüyoruz kıymetli arkadaşlar: Orta Doğu'da iki tane çok önemli mesele var.
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Çarpıtmakta İsrail'den bile fazlasın.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ya, bir saniye, müsaade edin.
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Çarpıtmakta İsrail'i geçtin.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ya tamam, şimdi, bakın ben anlatacağım, sizin beyniniz açılacak.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - PKK'yı da anlat, PKK'yı.
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Çarpıtmakta İsrail'le yarışıyorsun.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Müsaade edin, müsaade edin...
Arkadaşlar, Orta Doğu'da iki tane önemli mesele var -biraz sosyoloji lazım bunlara- bir tanesi Birinci Dünya Savaşı'nın bize bıraktığı bir mesele; Kürt, kürdistan meselesidir. Dört parçaya bölünmüş -o gün bugündür kavga var, bu bir- İran, Irak, Suriye, Türkiye. Türkiye bu işin içerisinde. İkinci önemli ulusal mesele İsrail-Filistin meselesidir, o da İkinci Dünya Savaşı'nın bize verdiği bir mirastır. 1948 İsrail devleti kurulur ve o gün bugündür yetmiş yıldır kan revan içerisinde bu coğrafya.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - PKK ağzı bu.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Hem Kürt meselesi hem Filistin meselesi bu coğrafyada çözülmeden ne Türkler ne Araplar ne Kürtler ne Farslar hiç kimse rahata kavuşamayacak. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihsel duruşu, diplomatik geçmişi, NATO üyeliği, bölgesel konumu itibarıyla bu her iki sorunun da barışçıl çözümü için isterse rol alabilecek kapasiteye sahiptir diyoruz. İsrail'e oturup sürekli akıl vereceğinize biraz evin içinde de çalışın diyoruz.
Bakın, niye diyoruz bunları? "Terörle mücadele" adı altında mücadele ettiğiniz Kürtlerin yüz yıldır devam eden bir mücadelesi söz konusu.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - PKK, PKK...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Şu ülkemde ben hâlâ kendi dilimde konuşamıyorum, şu Parlamentoda Kürtçe konuştuğumuz zaman hâlâ "x" diye geçen bir durumdayız.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - PKK, PKK...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Afrin'e saldırıyı gördük, Serekaniye'yi gördük, Kerkük'te referandum olduğu zaman "Sizi aç bırakacağız." tehditlerini gördük, gördük. Tercih sizin, isterseniz sonuna kadar Kürtlerle savaşın, siz bilirsiniz.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Son terörist ölene kadar...
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kürt düşmanı PKK, Kürt düşmanı PKK.
ÇİĞDEM ERDOĞAN ATABEK (Sakarya) - Kürtler bizim kardeşimiz.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Siz nasıl istiyorsanız öyle yapın, biz başka bir ihtimal olabileceğini düşündüğümüz için sadece size bunu öneriyoruz. Öyle Filistin seviciliği yaparak olmaz, gemiciklerle oraya petrol veren ben değilim.
AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Boş konuşma, boş konuşma!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Bu kadar ticareti yapan ben değilim, siz yapıyorsunuz, sizin inşaat ve ihracat şirketleriniz yapıyor, sonra oturup millete hamaset yapıyorsunuz.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Amerika orada İsrail'e silah veriyor, burada teröristlere.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Kıymetli arkadaşlar, HDP olarak...
İşte, aynı laf, Netanyahu aynısını yapıyor "Terörle mücadele." diyor, hiçbir farkınız yok, zerre kadar farkınız yok sizin. (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
HDP olarak, Filistin meselesine karşı olan tavrımız bellidir, biz sadece şunu istiyoruz Hükûmetten: Bu Filistin meselesini iç politika malzemesi olarak kullanmayın; gücünüz varsa, imkânınız varsa -ki var- bu meselenin sulh yoluyla çözümü için elinizi taşın altına koyun. Biz farkındayız Birleşmiş Milletler ve diğer liderlerle görüşüyorsunuz Sayın Bakan fakat onlardan bir şey çıkamayacağını siz de görüyorsunuz, siz de zaten söylüyorsunuz. Dolayısıyla bu Filistin meselesini iç politika malzemesinin ötesine geçirmek lazım.
İkinci önemli konu...
Başkan, çok kestiler, biraz ekleyin gerçekten. Bak, sesim gitti.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ekle gitsin.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Bizim Başkandır, yardımcı olur.
İkinci konu, Yahudi düşmanlığı... Arkadaşlar, Netanyahu'nun politikasına en büyük destek verecek şey Yahudi düşmanlığıdır; sosyal medyada kimi protestolarda görüyoruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - ...antisemitizme kayan bütün söylemler en fazla Netanyahu'ya fayda getirir, Filistinlilere zarar verir. HDP olarak, Netanyahu'nun Filistinlilere uyguladığı zulmün ne kadar karşısındaysak aynı şekilde bu durumdan antisemitizm, Yahudi düşmanlığı üretenlere karşı da tavrımız nettir, buna sonuna kadar karşıyız. Eğer Filistin davasının iyiliği düşünülüyorsa, Hükûmetin özellikle bu konuda uyarıcı olması lazım.
Buradan İsrail devletine de hükûmetine de seslenmek istiyoruz: Eğer İsrail kendi halkının güvenliğini sağlamak istiyorsa -ki bu sonuna kadar hakkıdır- Yahudilerin hem İsrail'de hem Orta Doğu'da huzur ve barış içerisinde yaşamasını istiyorsa sizi temin ederim ki Gazze'yi bombalayarak, tanklarla, toplarla, sivilleri vurarak bunu yapamayacaksınız. Eğer İsrail halkı, Yahudi halkı Orta Doğu'da onurlu, barış içinde, refah içerisinde, güven içinde yaşamak istiyorsa Filistinlilerin de kendi topraklarında mülteci olmaktan çıkması ve adil bir barışla onların da güven ve huzur içerisinde yaşaması gerekiyor. Bunun başka da bir yolu yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Başkanım, hemen bitiriyorum.
Dolayısıyla da İsrail'deki bütün bu sağcı, bu faşizan hükûmet politikalarına karşı kıymetli arkadaşlar, biz HDP olarak tabii ki Filistin halkının yanındayız; yalnız, Filistin halkının yanında olmayı antisemitizmle ve Yahudi düşmanlığıyla da karıştırmamak gerektiğini düşünüyoruz.
Bir de son olarak Sayın Bakana 2 şey söyleyip bitireyim. Sayın Bakan 2018 yılında, bu Kudüs meselesi, elçiliklerin taşınma meselesi olduğu zaman "Bundan sonra sadece bağırıp çağırmayacağız, yaptırım da uygulayacağız." demişti. Bir yaptırım uyguladınız mı Sayın Bakan? Bir de Suudi Arabistan'dayken "Ümmet harekete geçmemizi bekliyor." demiştiniz. Bundan spesifik olarak kastınız nedir? Bunu da öğrenmek istiyorum sizden.
Son olarak arkadaşlar, Türkiye'nin gerçek meseleleri var: Pandemi, ekonomi, yoksulluk, yolsuzluk, Kürt meselesi, demokrasi, hukuk, devam eden kadın kırımı, bir de bu ara ortalığa saçılmış "Kurtlar Vadisi Sedat Peker" "Süslü Sülü" almış gitmiş, gırla gidiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Filistin üzerinden dönen hamasetle bu ülkenin gerçek gündemlerinin üstünün kapatılmasına müsaade etmeyeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)