GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:81
Tarih:18.05.2021

HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Türkiye'de yirmi dört saatte sürekli gündemler değişmekte ve bazı çok ciddi olaylar unutturulmaya çalışılmakta. Arkadaşlar, bu ülkede yolsuzlukla, ayyuka çıkmış bir şekilde yaptığı işlemlerle bir Bakan istifa etmiyor, bir Bakan görevinden affını istemiyor; bir Bakan değiştiriliyor, kim değiştiriyor? Yeni sistemdeki Cumhurbaşkanlığı yetkisiyle. Peki, bunu atayan kim? Yine, Cumhurbaşkanının kendisi. Şimdi, Ruhsar Pekcan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde çalışıyor, orada ekonomi işlerine bakıyor; yirmi ay öncesinde Cumhurbaşkanlığı makamından bir yazı çıkıyor, akşam Emine Erdoğan'ın Özel Kalem Müdürü Ticaret Bakanlığını arıyor, özel kalemle konuşuyor, diyor ki: "Bir müteyakkız olay var, bütün gümrüklerin teyakkuza geçmesi lazım." Birisi diyor ki: "Ben Emine Erdoğan'ın yakınıyım, getirdiğim her üründen sıfır KDV alınması lazım." Gümrüklere, 19 bürokrata yazılan bir yazı, 3 yetkiliye bilgi veriliyor. Bir doktor atarken arşiv taraması yapıyorsunuz; bir memur atarken süründürüyorsunuz, arşiv taraması yapıyorsunuz, güvenlik soruşturması yapıyorsunuz, bütün Türkiye yıkılıyor; Bakan atarken mi yapmıyorsunuz ya! Ve bu Bakanı atayan kişi de Cumhurbaşkanının eşinin ismini kullanıyor ve yirmi ay sonra geliyorsunuz, 3'üncü yılında görevden alıyorsunuz. Ya buna kim ne der? Gerekçe ne? Yolsuzluk, yoksulluk diyorduk; yozlaşmış, çürümüş bir sistemin ürünüdür bu. Siz bunun üstüne gitmezseniz... Şimdi "araştırılsın" diyeceğiz, reddedeceksiniz; "Yüce Divan" diyeceğiz, reddedeceksiniz. Bunu yaptığınız sürece... Bu, çürümüşlüktür. Bunun örneğini kayyumlarda yaşadık. Mardin kayyumunun yaptığını Mardin'dekilere sorun. 1'inci kayyum dönemi, 2'nci kayyum dönemi; şu anda da hep yolsuzluk, yolsuzluk, yolsuzluk. Bir tane işlem yapmıyorsunuz. Nasıl ki işkencede ceza vermeye soruşturma açmıyorsanız, geleneksel bir tarza dönüşüyorsa şu anda yolsuzluk, yozlaşma da bir gelenek tarzına dönüşmüş. Bunu yapmanızın gerekçesi nedir? Çürümedir. Peki, bunun literatürde bir tanımı var mı? Bakın, ben sağlık çalışanıyım "kleptomani" diyorlar, çalma hastalığı ama ismi hastalık. Literatürde -burada okumuşlar bilir- kleptokrasi vardır, çalmayla ilgili yönetim, yozlaşmayla ilgili yönetim. Plütokrasi var, o nedir? Bir grup adına, bir zümre adına baskıyla, çalmayla cebe para indirme, rant getirmedir. Şu anda rant dönemidir, talan dönemidir, yalan dönemidir, yozlaşma dönemidir. Siz bunu yaptığınız sürece hiçbir yere varamayız. Ülke, esnaf gerçekten kan ağlıyor, çiftçi kan ağlıyor, kadınlar her gün bir olay yaşıyor. Birçok meselede hiçbir adım atmıyorsunuz. Hangi konuyu gündeme getirirsek "törörö" "törörö" diyorsunuz. "Törörö" demenin en büyük gerekçesi neydi biliyor musunuz? Yolsuzluk, hırsızlık. Bütün bu yaptığınız, yozlaşmanın kendi ürünüdür. Peki, bu Bakan ne yapmış? Ya, arkadaşlar -gümrükler ona bağlı- geldiği gibi gümrük müdürlerini değiştirmiş, geldiği gibi. Onu yapacak. Ne yapmış? Kendi şirketini başka bir şirketle birleştirmiş. Arkadaşlar, kâğıt üzerinde bir değişiklik yapıp -yaptığı işlemle, formalite- bir rakam değiştirip "Benim getirdiğim dezenfektanların oranı şudur." diye KDV'yi yüzde 8'e düşürmüş. Yüzde 18'lik KDV'yi -rakiplerini- yüzde 8... Ne yapmış? Bakanlığına almış. Yetinmiş mi? Hayır. Bakanlığın iştirak ettiği kurumlara da, hava yolları, yer hizmetlerinden, okullardan tutun, AKP'li belediyelere, hepsine bu dezenfektanı satmış. Bununla mı yetinmiş? Çin'den kendi şirketi adına boru getirtmiş. Daha önce yüzde 30 vergi alınıyormuş, yüzde 20'ye düşürmüş. Peki, bu paralar kimden gidiyor? Bizden gidiyor. Bu paralar ne oluyor? Maskeden KDV alıyorsunuz, oradan getirip bunları kendi cebinize alıyorsunuz. İsmi ne? Ticaret Bakanı. Yirmi ay önce şikâyet etmişsiniz, onu gümrüklerden sorumlu yapmışsınız. İnsaf, el insaf! Yani bu, tilkiyi kümesin başına müdür olarak atamak gibi bir şeydir.

Peki, bu Bakan bununla mı yetinmiş? Hayır, bununla yetinmemiş. Bu Bakan öyle bir hâle gelmiş ki gitmeden önce -gideceği belli- ekip kurduğu bütün bürokratları -yolsuzlukla beraber- yurt dışına atamış. Nasıl ki zamanında bu kürsüde bakanlık yapmış, Yüce Divana gitmemiş, korunmuş insanlar büyükelçiyse, büyükelçi olarak atanmışsa -aynı kişilerde bugün bir gelenek olmuş- o da demiş ki: "Ben büyükelçi yapmayayım, yurt dışında ataşe yapayım."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın İpekyüz.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Siz böyle yaptığınız sürece gerçekten bir yere gidemezsiniz.

Bir diğeri -son günlerde çok kullanılan- son bir aydır hep konuşuluyor: Araba içinde mi kokain kullanılıyor, dışarıda mı kokain kullanılıyor, her yerde mi kokain kullanılıyor? Ya, Kolombiya Savunma Bakanı diyor ki: "4,9 ton kokain çıktı, son durak Türkiye." Bakan Ruhsar Pekcan çıkıyor, ne diyor biliyor musunuz: "Bizim dönemimizde -2020 yılında- en fazla kokaini yakaladık." Ne kadar? 4,9 ton yakalamışsınız. Sadece bir tek partide yüzde 50'si kadar... Yakalanmadan söz ediyorum -o parti buraya gelmiş olsa- ve hâlâ konuşuluyor. Arabada kokain içenlere demek ki siz servis ediyormuşsunuz, bir işlem yapmazsanız onu getiriyormuşsunuz ve onları danışman şekline dönüştürüyorsunuz. Siz bunu yaptığınız sürece kaçakçılığı da teşvik ediyorsunuz çünkü bütün bu çürümüşlükle beraber bu düzeni yaratıyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Son bir selamlama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Eğer biz yolsuzlukları araştırmazsak bu yozlaşmayı durduramayız. Biz HDP olarak ilk günden beri yasaklara, yozlaşmaya, yoksulluğa karşıyız, her programda da bunu dile getiriyoruz. Siz yarın partinizin ismi gibi insanların yüzüne "ak" gibi bakmak istiyorsanız gelin, bu araştırma önergesine destek verin. Bunu yapmadığınız sürece yasal ve etik boyutta mahkûm olursunuz. Yasayı kendi lehinize kullanabiliyorsunuz -Kobani duruşması gibi- ama ahlak açısından, huy açısından insanların yüzüne bakamazsınız çünkü insanlar hırsızlık yapıldığını biliyor, yozlaşma olduğunu biliyor.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)